Ceza Bölümü 2010/52 E., 2010/52 K.

"İçtihat Metni"

Davacı : K. H.

Maktül : B. B.

Mağdur Sanık : F. B.

Sanıklar : 1- G. A. 2- R. T. 3- E. Ö. 4- M. K. 5- Y. Ç. 6- G. G.

O L A Y: Hakkari/Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğünün yapmış olduğu istihbarat çalışmaları sonucu 4.10.2005 günü, hakkında teşekkül halinde uyuşturucu madde imal etmek suçundan 7.5.2004 günü gıyaben tutuklanmasına karar verilen ve yakalama çalışmaları devam eden, maktül B. B.'ın Değerli köyünde bulunduğuna ve mağdur sanık F. B. ile uyuşturucu madde imalat ettiklerine ilişkin haber alınması üzerine, şahsın yakalanmasına yönelik operasyon icra edilmesine karar verilerek, ilçe emniyet müdürlüğünde görevli polis memurları ile yeteri kadar askeri kuvvetle olay yerine gidildiği, emniyet güçlerinin köyün içersinde güvenlik almak amacıyla konuşlandıkları, askeri birliklerin ise köyün kuzeyinde bulunan dere yatağına doğru gittikleri sırada üç kişinin üzerlerine ateş açtıkları, askeri birliklerin " dur jandarma" ihtarına uyulmaması nedeniyle kaçan şahıslara karşı silahla karşılık verdikleri, bu çatışma neticesinde kimliği tespit edilemeyen bir şahsın kaçtığı, F. B.'ın yaralandığı ve B. B.'ın ölü olarak ele geçirildiği, Hakkari/Yüksekova 1. Dağ ve Komando Taburu 1. Bölük Komutanlığı emrinde görevli sanıklar P. Tğm-G. A., P. Kd. Üçvş. M. K., P. Çvş. G. G., P. Onb. R. T., P. Onb. Y. Ç. ve P.Er E. Ö.'in olay günü operasyona bizzat ve fiilen iştirak eden kişiler oldukları, operasyon sırasında silahlı çatışma sonucu maktül B. B.'ın ölümüne, mağdur sanık F. B.'ın yaralanmasına neden oldukları, böylece, kasten öldürme, kasten yaralama suçlarını işledikleri, mağdur sanık F. B.'ın görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 81/1, 86/1, 265/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 19.12.2008 gün ve E:2008/494, K:2008/105 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

HAKKARİ AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 7.4.2009 gün ve E:2008/347, K:2009/146 sayıyla, bölgenin terör bölgesi olduğu, askeri birliğin olay sırasında çevre tepelerden gelecek saldırının bertaraf edilmesi için tedbir aldığı, tepelerden gelen ateş üzerine karşılık verildiğinin iddia edildiği, ateş eden kişilerin ilk etapta kim olduklarının bilinmediği, eylemin terörle mücadele kapsamında gerçekleştirildiği, terörle mücadelede Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün faaliyetlerinin askeri nitelikte olduğu açıklanarak, 353 sayılı Yasa'nın 9. Maddesi uyarınca sanıkları yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

JANDARMA ASAYİŞ KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 24.2.2010 gün ve E:2010/414, K:2010/306 sayıyla, mağdur sanık F. B. sivil kişi olduğu için, asker kişi sanıklar açısından ise bir kısmının yargılama aşamasında terhis edilmiş olmaları nedeniyle 353 sayılı Yasa'nın 12. maddesi uyarınca yargılamalarının adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın sanıklardan G. A. tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle bu sanık hariç, diğer sanıklar açısından temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU, Bilgin AK, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ'in, katılımlarıyla yapılan 01.11.2010 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında sanıklardan Gürsel Aygar dışında kalan tüm sanıklar hakkında açılan kamu davası yönünden Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ'ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Tamer ISIR'ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise öğretide ve uygulamada:

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Aynı Yasa'nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4191 sayılı Yasa'yla değişik 17. maddesinde; "Askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer" denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, sanıklar R. T., Y. Ç., G. G. ve E. Ö.'in yargılama aşamasında terhis edildikleri dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

353 sayılı Yasa'nın "Müşterek Suçlar" başlığı altında düzenlenen 12. maddesinde "Askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmaları askeri mahkemelere; eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerine aittir" denilerek, Askeri Ceza Kanununda yazılı bir suçun müştereken işlenmesi halinde sanıkların yargılamalarının askeri mahkemede yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, sanıklar G. A., M. K., G. G., R. T., Y. Ç. ve E. Ö. hakkında açılan kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarına ilişkin olarak, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, sanıklara yüklenen eylemin askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlendiği gerekçesine yer verilmiş ise de, yüklenen eylemlerin Askeri Ceza Kanununda düzenlenen suçlardan olmayıp, Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen suçlardan olduğu, bu nedenle askeri suç olmadığı, öte yandan sanıklar R. T., Y. Ç., G. G. ve E. Ö.'in yargılama aşamasında terhis edildikleri anlaşılmıştır.

Mağdur sanık Ferzende Budak'a yüklenen görevi yaptırmamak için direnme suçunun da Türk Ceza Kanunu'nda düzenlendiği "askeri suç" kapsamında olmadığı, daha açık bir ifadeyle Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı suçlardan bulunmadığı açıktır.

Mağdur sanığın sivil kişi olması nedeniyle 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

5530 sayılı Yasa'nın 4. maddesi ile değiştirilen 353 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde, "Askeri Ceza Kanunu'nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır";

5918 sayılı Yasa'yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, "Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır" denilmiştir.

Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur.

Mağdur sivil kişi sanığa yüklenen eylemin Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı suçlardan olmadığı gibi 353 sayılı Yasa'da belirtilen eylemler kapsamında da bulunmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Türk Ceza Kanununda düzenlenen "kasten yaralama, kasten öldürme ve görevi yaptırmamak için direnme" suçları nedeniyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'nin 7.4.2009 gün ve E:2008/347, K:2009/146 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.11.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.