Ceza Bölümü         2013/32 E.  ,  2013/35 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

                 Davacı     : K.H.

                Sanıklar   : 1- B.K., 2- Ö.K.  

                O L A Y  : Ordu/Akkuş İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde Trafik Tim Komutanı olarak görevli sanık J. Bçvş. Ö.K.’nın 3.8.2010 günü, Jandarma Komutanı olarak görevli sanık J. Yzb. B.K. ile görüşerek birliğe yeni katılış yapmasından ötürü sorumluluk bölgesini tanıyabilmesi açısından göreve çıkmanın uygun olup olmayacağını sorduğu, B.K.’ın da Akkuş İlçe Jandarma Komutanlığında  bir seneden bu yana görev yapan ve bölgeyi tanıyan Uzm. J. IV Kad. Çvş. T.Ç.ile birlikte halı sahanın bulunduğu bölgeden geri dönmeleri kaydıyla göreve çıkabileceklerini söylemesi üzerine, Ö.K., T.Ç.ve müteveffa Uzm. J. IV Kad. Çvş. H.E.P.’in saat 10:30 sıralarında Komutanlıktan çıktıkları, Jandarma sorumluluk sahasının başlangıç noktası olan halı saha bölgesine geldikleri, buradan geri dönme düşüncesindeyken bölgenin tepe noktası olmasından bahisle biraz daha ileride bulunan Salman yol kavşağından dönüş yapmanın uygun olacağını değerlendirdikleri ve dönüş yapacakları esnada kavşakta yaklaşık 250 -300 metrekadar iç kısımda beyaz renkli bir minibüs olduğunu fark ederek minibüsün yanına gittikleri, araç sahibinden mantar toplamaya geldiği ve herhangi bir sıkıntısının olmadığı bilgisini aldıktan sonra, yolun genişlediği müsait bölgeden dönüş yaparak tekrar minibüsün bulunduğu bölgeye geldiklerinde minibüsün olmadığını fark ettikleri, aynı anda tim aracının sol arka tarafına denk gelen ormanlık alandan seri ve yoğun bir şekilde yaylım ateşine maruz kaldıkları ve ateşe karşılık verdikleri, yaklaşık beş dakika kadar süren çatışma esnasında tamamının yaralandığı, Tuğrul Çelik’in çatışma esnasında  araması nedeniyle olay yerine gelen Jandarma Komutanlığı personeli, polis memurları ve ambulanslar  tarafından, yaralıların hastaneye kaldırıldığı, ağır şekilde yaralanan H.E.P.’in vefat ettiği, böylece, İlçe Jandarma Komutanı olarak görevli sanık B.K.’ın “Jandarma Trafik Timlerinin Görevlerinin Asgariye İndirilmesi” konulu mesaj emrinin hilafına hareket ederek ve gereğini hiç yapmayarak Trafik Timi’ne zırhlı araç veya devriye desteği sağlamayarak, “Büyük Zararlar Doğuran Emre İtaatsizlikte ısrar” suçunu işlediği, sanık  Ö.K.’nın, görevi kapsamında gidebileceği son noktanın halı saha bölgesi olduğu halde bu sınırı aşarak çatışmanın meydana geldiği bölgeye gitmesine rağmen değişikliği Harekat Merkezine bildirmeyerek, “Jandarma Trafik Timleri Emniyet Tedbirleri” konulu emirde geçen “Jandarma Trafik Tim Komutanları, trafik timlerinin göreve çıkış, görev yeri değişikliğini ve dönüşlerini mutlaka Harekat Merkezine bildirecektir. Jandarma Trafik Timlerinin faaliyetleri mutlaka Harekat Merkezi görevlilerince takip edilecektir ” şeklindeki düzenlemenin hilafına hareket ederek ve gereğini hiç yapmayarak “Büyük Zararlar Doğuran Emre itaatsizlikte Israr” suçunu işlediği ileri sürülerek, sanıkların eylemlerine uyan Askeri Ceza Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle 48. Motorlu Piyade Tugayı Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 2.12.2011 gün ve E:2011/605, K:2011/252 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

48. MOTORLU PİYADE TUGAYI KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 24.5.2012 gün ve E:2012/448, K:2012/132 sayıyla; sanıklara yüklenen eylemin, jandarmanın mülki görevlerinin ifası sırasında gerçekleştiği nedeniyle, eylemin sübutu halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun 257/2. maddesinde yazılı suçun oluşacağı açıklanarak, sanıkları yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu  gerekçesiyle, görevsizlik  kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek dava dosyası, Akkuş Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

AKKUŞ SULH CEZA MAHKEMESİ: 10.1.2013 gün ve E:2012/204, K:2013/1 sayıyla; sanıklara yüklenen eylemin, devriye görevi kapsamında gerçekleştiğinin değerlendirilemeyeceği, zira eylemin emirlere aykırı olduğu ve askeri yargı yerinin görev alanı kapsamında kaldığı gerekçesiyle, Akkuş Asliye Ceza Mahkemesi’ne itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, karara karşı sanık B.K. tarafından itiraz edilmesi üzerine, Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nce yukarıda bahsedilen kararlar arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan bahisle, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği açıklanarak, itirazın reddine karar verilmiş, dava dosyası, Akkuş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet KARADAVUT, Davut TELLİ, Şuayip ŞEN, Haluk ZEYBEL, Mehmet AVCIOĞLU, Levent BİLGİ’nin katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Eser Cihat POYRAZ’ın, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosyanın  incelenmesinde, adli  yargı  yerince  verilen  görevsizlik kararının  itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34. maddesi ikinci fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir” denilmiş, 223. maddesinin onuncu fıkrasında, “Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır” düzenlemesi yer almış, 232. maddesinin altıncı fıkrasında ise, “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir” hükmüne yer verilmiştir.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un “Olumsuz görev uyuşmazlığı” başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” denilmektedir. 

Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa’nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri dışında ayrıca, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 9.12.1931 gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayılı kararında da belirtildiği gibi yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur. Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle;

 1- Sanıklardan Ö.K.’ya yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra, dosyanın Mahkememize gönderilmesi;

 2- Sanıklardan B.K.  görevsizlik kararına itiraz ettiğinden ve karar temyiz incelemesine tabi olduğundan , itiraz dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabulü ile, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a gönderilmesi, temyiz incelemesi yapıldıktan sonra verilecek karara göre,  görevsizlik kararı kesinleştiği takdirde, dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Akkuş Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ   : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 30.12.2013 günü  OYBİRLİĞİ  İLE  KESİN OLARAK karar verildi.