Ceza Bölümü 2008/7 E., 2008/7 K.

"İçtihat Metni"

Davacı: K. H.

Hükümlü: Y. P.

O L A Y: İstanbul Kartal/Maltepe 1. Mknz. P. Tb. 2. Mknz. P. Bl. Komutanlığı emrinde görevli P. Er Yunus Pekcan'ın, gasp, geceleyin konut dokunulmazlığını bozma, yaralama suçları nedeniyle yapılan yargılaması sonucunda Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 18.8.1993 gün ve E:1993/41, K:1993/185 sayı ile altı yıl ağır hapis ve dört yıl hapis cezası ve ırza geçmek suçu nedeni ile 1. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce yapılan yargılaması sonucunda 15.2.1994 gün ve E:1994/85, K:1994/36 sayılı kararıyla verilen yedi yıl ağır hapis cezası; Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 28.6.1994 gün ve D.İş E:1994/132, K:1994/132 sayı ile içtima edilerek altı yıl ağır hapis, on bir yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, kesinleşen bu hükmün infazı sırasında, Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 11.4.2000 gün ve D. İş No:2000/191 sayı ile, 647 sayılı Yasa uyarınca, bihakkın tahliye tarihi 19.3.2010 olan sanığın 12.4.2000 gününden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verilmiştir.

Hükümlü Yunus Pekcan'ın, bihakkın tahliye tarihi olan 19.3.2010 gününden önce deneme süresi içinde, ikinci bir suç işlemesi nedeniyle şartla tahliye kararının Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 25.6.2001 gün ve 2001/299 sayılı D.İş kararı ile geri alınmış olduğu ve halen şartla tahliye kararının geri alınmasından dolayı dokuz yıl, dokuz ay, yirmi üç gün bihakkın hapis cezası infaz edilmekte olan hükümlü hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girmesi nedeniyle ilgili kanunların lehe hükümlerinin nazara alınarak 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesi gereğince hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca, 1. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nden istenilmiştir.

1. ORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 17.4.2006 gün ve E:1994/85, K:2006/51 sayıyla; Askeri Ceza Kanunu'nun 152. maddesi 22.3.2000 tarih ve 4551 sayılı Yasa'nın 38. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından ve hükümlü halen asker kişi olmadığından, hükümlü hakkındaki kararı yeniden değerlendirmenin adli yargı yerinin görevi olduğu gerekçesiyle bir karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.

Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi, suçun işlendiği yer itibariyle yetkisizlik kararı vermiş, dava dosyası, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

ANTALYA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ:27.11.2006 gün ve E:2006/547, K:2006/644 sayıyla;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 98. maddesi uyarınca, uyarlama kararlarının hükmü veren mahkemeden isteneceği, bu nedenle kararın asıl hükmü veren mahkemece verilmesi gerektiği açıklanarak, yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Rıdvan ALTUN, Sezai AKBULUT, Ramazan ÖZKEPİR, Hasan DENGİZ, Bilgin AK, İrfan YILMAZLAR'ın, katılımlarıyla yapılan 03.03.2008 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Her ne kadar askeri yargı yerince verilen kararda "mahkemenin görevsizliğine" denmemiş ise de; karar gerekçesinde askeri mahkemenin görevli olmayıp, adli mahkemenin görevli olduğu açıkça belirtildiğinden,"bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde verilen kararın görevsizlik kararı olarak kabulü uygun görülmüş, yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR'ün adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Ercan ÇOBAN'ın davanın çözümünün askeri yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosyanın incelenmesinden, sanık Yunus Pekcan'ın, Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılaması sonucunda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 193/2, 456/2, 497/1, 61. maddeleri uyarınca verilen cezaları toplanarak sonuçta altı yıl ağır hapis ve dört yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca suç tarihinde asker kişi olan sanığı, Askeri Ceza Kanunu'nun 152. maddesi uyarınca zorla ırza geçme suçu nedeniyle açılan kamu davasında yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle de görevsizlik kararı verildiği, 1. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucunda, Askeri Ceza Kanunu'nun 152. maddesi delaleti ile Türk Ceza Kanunu'nun 416/1. maddesi uyarınca yedi sene hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildikten sonra, askeri savcılığın talebi ile aynı Mahkemece hükümdeki yedi sene hapis cezasının, yedi sene ağır hapis olarak düzeltildiği, bu hüküm düzeltilmeden önce Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce sanığa verilen cezaların içtima edilerek altı yıl ağır hapis ve on bir yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kesinleşen bu hükmün Konya Kapalı cezaevinde infazı sırasında Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce şartla salıverilmesine karar verildikten sonra, deneme süresi içinde yeniden hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suç işlemesi ve bu suçtan yargılanıp verilen cezasının kesinleşmesi ile Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce şartla salıverilme kararının geri alınmasına, cezasının aynen çektirilmesine karar verildiği, 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 12.4.2006 gün ve 1994/214 İlm. sayılı yazısı ile 1. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nden 7 yıl ağır hapis cezası ile ilgili olarak 5252 sayılı Yasa'nın 9. maddesi uyarınca ek karar istendiği anlaşılmıştır.

Ceza Hukuku ilkelerine göre, suçtan sonra yürürlüğe giren fail lehine yasa, hükümde ve infaz aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu duruma ilişkin hükümler 5252 sayılı Yasa'nın 9. ve 5275 sayılı 98 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

5252 sayılı "Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un, "Lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul" başlığı altında düzenlenen 9. maddesinde:

"(1) 1 Haziran 2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak, Türk Ceza Kanununun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, duruşma yapılmaksızın da karar verilebilir.

(2) Birinci fıkra hükmü, 1 Haziran 2005 tarihinden önce verilip de Yargıtay tarafından lehe olan hükümlerin uygulanması hususunda değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle bozularak mahkemesine gönderilen hükümler hakkında da uygulanır.

(3) Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir";

5275 sayılı "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un, " Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama" başlığı altında düzenlenen 98. maddesinde:

"Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir."

hükmü yer almıştır.

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun " Irza ve iffete tecavüz edenler" başlığı altında düzenlenen 152. maddesinde, " 1. Irza ve iffete tecavüz eden askeri şahıslar hakkında Türk Ceza Kanununun sekizinci babında yazılı cezalar tatbik olunur.

2. Birinci fıkrada yazılı fiiller emirleri altında bulunanlara karşı yapılırsa kanunen muayyen olan ceza, Türk Ceza Kanununun 417 nci maddesi mucibince yarıya kadar arttırılır." denilmekte iken madde 22.3.2000 gün ve 24001 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 4551 sayılı Yasa'nın 38. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, cebir ve şiddetle ırza geçme suçunun " askeri suç" niteliği ortadan kalkmıştır.

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, askeri yargı yerince verilen görevsizlik kararında, Askeri Ceza Kanununun 152. maddesi yürürlükten kaldırıldığı belirtilerek görevin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, lehe kanun hükümlerinin saptanması ve uygulama koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine yönelik yargılama faaliyetinin, belirlenen amaçlarla sınırlı ve kendine özgü bir yargılama niteliğinde olduğu, hüküm aşamasında görevli olan mahkemenin, lehe kanun uygulaması nedeniyle hükmün uyarlanmasına ilişkin tali dava sırasında da görevini sürdürdüğü sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın askeri yargı yerinde görülmesi ve 1. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ASKERİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle 1.Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin 17.04.2006 gün ve E:1994/85, K:2006/51 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 03.03.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.