T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/341

KARAR NO  : 2022/453      

KARAR TR  : 31/10/2022

ÖZET: Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülerek yapılanBAŞVURUNUN, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen, uyuşmazlık yaratan hükümlerin adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi koşulları taşımaması nedeniyle, aynı Kanun’un27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Hüküm Uyuşmazlığının

Giderilmesini İsteyen        

Davacı                       : S. S

Karşı Taraf               : Ankara Valiliği

 

I. İDARİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

 

A. Dava Konusu Olay

 

1. Ankara İli, Bala İlçesi Tuna İlköğretim Okulunda öğretmen olarak görev yapan davacının, 2002 yılı sicil notunun 2. sicil amiri olarak ilköğretim müfettişinin vermiş olduğu notun seksen sayılması istemi ile davalı idareye yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin "2002 yılı sicil raporunun mahkeme kararı gereğince düzeltilmesi talebinizi içeren ilgi dilekçeniz incelenmiş olup, 2002 yılı sicil raporunun düzeltilmesine karar verildiğine dair her hangi bir ifade yer almamıştır. Bu nedenle konuyla ilgili herhangi bir işlem yapılabilmesi mümkün değildir." şeklindeki 05/02/2010 tarihli ve 10303 sayılı Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Yargılama Aşamaları

 

2. Ankara 6. İdare Mahkemesi 09/03/2011 tarihli ve E.2010/908, K.2011/294 sayılı kararı ile, Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 20/3. maddesinden sözederek, dava konusu olayda, her ne kadar Cumhuriyet Savcılığınca davacının sicil raporunun 1. hanesinin okul müdürü tarafından doldurulması gerekmekte ise de, bu hanelerdeki yazıların 3. sicil amiri olan İlçe Milli Eğitim Eski Müdür vekilinin eli ürünü olduğu tespit edilmiş, buna göre de Gevaş Kaymakamlığı İdare Kurulu kararı ile soruşturma izni verilmiş ise de, A.Tun davacının sicilini gerçeğe aykırı doldurduğu hususu ancak Mahkemece yapılacak yargılama sonucu ortaya çıkabilecek olup, bu aşamada davacının sicilinin gerçeğe aykırı olarak doldurulduğundan bahsetmeye olanak bulunmadığından, davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

 

 

3. Danıştay 2. Dairesi 30/11/2012 tarihli ve E.2011/8636, K.2012/8810 sayılı kararı ile, uyuşmazlık konusu olayda, dava dosyasına davacının temyiz aşamasında ibraz etmiş olduğu 3. sicil amiri hakkında açılan kamu davasında Van 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17/09/2012 tarihli ve E.2010/465, K.2012/187 sayılı karar irdelendiğinde; olay tarihinde davacının Van İli, Gevaş İlçesi, Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda öğretmen olarak görev yaptığı, sanık A.Tun ise 3. sicil amiri olduğu halde 2002 yılına ait sicil raporunun hem 1. sicil amiri hanesini, hem de 3. sicil amiri hanesini doldurmak suretiyle, 1. sicil hanesini 1. sicil amiri E.Tdoldurmuş gibi içerik itibariyle sahtecilik eylemini gerçekleştirdiğinin sabit görüldüğü gerekçesiyle, 3. sicil amirinin resmi belgede sahtecilik suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 339/1. maddesinin birinci fıkrası gereğince 3 yıl hapis cezasına mahkum edildiğinin anlaşıldığı belirtilerek, davacının talebi her ne kadar sicil notu olarak ikinci sicil amiri tarafından verilen notun geçerli sayılması ise de, olayın gelişim süreci, hukuki durum ve yukarıda aktarılan adli yargı kararı dikkate alınarak, Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda davacının 2002 yılı sicil raporunun yetkili sicil amirlerince yeniden düzenlenmesi gerektiği açık olduğundan, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ankara 6. İdare Mahkemesinin 09/03/2011 tarihli ve E.2010/908, K.2011/294 sayılı kararının bozulmasına karar vermiştir.

 

4. Ankara 6. İdare Mahkemesi 25/09/2013 tarihli ve E.2013/1070, K.2013/1386 sayılı kararı ile, bozma kararına uyarak, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

5.Ankara İli, Bala İlçesi Tuna İlköğretim Okulu Müdür Yardımcılığına atanmak için başvuruda bulunan davacı, son üç yıllık sicil notu ortalamasının 7.6'nın altında olduğunun görülmesi nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer değiştirmesine İlişkin Yönetmeliğin 7/g maddesi uyarınca müdür yardımcılığı kadrosuna atanma şartlarını taşımadığından bahisle dosyasının iade edilmesine ilişkin 11/12/2003 tarihli 14407 sayılı Ankara Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

6. Ankara 6. İdareMahkemesi 27/10/2004 tarihli ve E.2004/242, K.2004/2039 sayılı kararı ile, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 7/gve Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 16. maddelerinden sözederek, devlet memurları için yıllık olarak düzenlenen sicil raporlarında yer alan ve her sicil amiri tarafından 100 tam not üzerinden verilen notların sicil amiri sayısına bölünmesi suretiyle bulunacak sicil notu ortalamasının o memurun sicil notunu teşkil edeceği ve bu hesaplama yapılırken kesirlerin tam sayıya tamamlanacağı göz önüne alındığında, yönetici olarak atanacaklar için yapılacak son üç yıllık sicil notu ortalamasının hesaplanması sonucu bulunan notun kesirli olması halinde de tam sayıya tamamlanacağı yolunda açık bir hükme yer verilmediği gibi, yorum yoluyla da bu sonuca ulaşılmasının mümkün olmaması karşısında davacının sicil ortalamasının iyi derecenin altında olması nedeniyle Müdür Yardımcılığına atanması isteminin, atanma şartlarını taşımaması nedeniyle değerlendirilmeye alınmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

 

7. Danıştay 2. Dairesi 15/01/2008 tarihli ve E.2005/1152, K.2008/88 sayı ile, karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar vermiş, davacı tarafından bu kararın düzeltilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuş, Danıştay 2. Dairesi 15/09/2008 tarihli ve E.2008/4248, K.2008/3503 sayılı kararı ile, kararın düzeltilmesi isteminin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

8. Davacı bu kez idarenin aynı işleminin iptali istemiyle açtığı davada, Mahkemelerince verilen “Davanın Reddine” ilişkin kararın 2002 yılında düzenlenen sicil raporunun sahte olarak düzenlendiğinden bahisle, yargılamanın yenilenmesi yoluyla incelenmesi ve 2577 sayılı Kanun'un 53. maddesi uyarınca söz konusu kararın kaldırılarak işlemin iptal edilmesi isteminde bulunmuştur.

 

9. Ankara 6. İdare Mahkemesi 07/10/2009 tarihli ve E.2009/1102, K.2009/1429 sayılı kararı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 53. maddesinden sözederek, davacı tarafından, 2002 yılında düzenlenen sicil raporunun sahte olarak düzenlendiğinden bahisle yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi istenmekte ise de; söz konusu sicil raporunun sahte olduğu yolunda verilmiş bir hüküm bulunmadığından davacının yargılamanın yenilenmesi isteminin yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında yer almadığı anlaşılmakla, yargılamanın yenilenmesi isteminin hukuki dayanağının bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar vermiştir.

 

10. Davacı tarafından bir kez daha 11/12/2003 günlü 14407 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemelerince verilen davanın reddine ilişkin kararın yargılamanın yenilenmesi yoluyla incelenmesi ve 2577 sayılı Kanun'un 53. maddesi uyarınca söz konusu kararın kaldırılarak işlemin iptali istemiyle yeniden Ankara 6. İdare Mahkemesine başvuruda bulunmuştur.

 

11. Ankara 6. İdare Mahkemesi 16/04/2014 tarihli ve E.2014/414, K.2014/435 sayılı kararı ile, davacının talebine gerekçe olarak ileri sürdüğü Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararını, Mahkemelerinde açtığı E.2010/908, K.2011/294 sayılı kararın temyizi aşamasından Danıştay 2. Dairesinin E.2011/8636, K.2012/8810 sayılı dosyasına delil olarak ibraz etmiş, bu husus sözü edilen bozma kararında açıkça belirtilmiş; davacının, yargılamanın yenilenmesi talebine gerekçe gösterdiği mahkeme kararını, en geç Danıştay İkinci Dairesinin bozma karar tarihinde yani 31/11/2012 tarihinde öğrendiğini, aynı tarihte, dayanılan sebebin, işlemde bulunan yönünden gerçekleştiğini, dolayısıyla sözü edilen tarihten itibaren 60 gün içinde yargılamanın yenilenmesi talebiyle kararı veren Mahkemeye başvurması gerekirken 11/04/2014 tarihinde başvurusunu yapması nedeniyle istemin süre yönünden reddinin gerektiği gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin süre yönünden reddine karar vermiş, bu karar davalı Ankara Valiliği vekilince vekalet ücretine ilişkin kısmı, esasa ilişkin kısmı yönünden ise davacı tarafından temyiz edilmiştir.

 

12. Danıştay 2. Dairesi 23/12/2014 tarihli ve E.2014/8614, K.2014/13429 sayılı kararı ile, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmı yönünden, davacının temyiz isteminin reddiyle kararın bu kısmının onanmasına, davalı idare lehine hükmedilmeyen vekalet ücreti yönünden ise; davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle kararın 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına karar vermiş, davacı tarafından bu kararın düzeltilmesi isteminde bulunulmuştur.

 

13. Danıştay 2. Dairesi 10/12/2015 tarihli ve E.2015/3127, K.2015/10174 sayılı kararı ile, ileri sürülen düzeltme nedenleri anılan maddede sayılan nedenlere uymadığından düzeltme isteminin reddine karar vermiştir.

 

14. Ankara 6. İdare Mahkemesi 22/06/2016 tarihli ve E:2016/790, K.2016/2062 sayılı kararı ile, 659 sayılı KHK'nın hükümleri değerlendirildiğinde idarelerin kendi hukuk birimlerini oluşturacağı, muhakemat hizmetlerinin bu birimlerle sağlanacağı, Valiliklerin devletin ve hükümetin temsilcisi olduğu ve genel bütçe içerisinde yer aldığı dikkate alındığında Valilikler adına hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlarca savunma verilmesi halinde ilgili idareler lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğigerekçesiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

15. Davacı tarafından, Mahkemelerinin E.2014/414 sayılı dosyasında verilen yargılamanın yenilenmesi isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararın meslekten ihraç edilen hakimler tarafından verildiği ileri sürülerek, yargılamanın yenilenmesi yoluyla incelenmesi istenilmiştir.

 

16. Ankara 6. İdare Mahkemesi 22/05/2017 tarihli ve E.2017/1219, K.2017/1785 sayılı kararı ile, dava dosyasının incelenmesinden; dava dilekçesinde, davacı tarafından 2014/414 sayılı dosyaya ilişkin yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, bu dosyada verilen kararın "yargılamanın yenilenmesi isteminin süre yönünden reddi" kararı olduğu, davayı nihai olarak sonuçlandıran 2004/242 sayılı dosyada, 27/10/2004 tarihinde verilen "davanın reddi” kararının incelenmesinin istenilmediği, E.2014/414 sayılı kararın mı yoksa E.2004/242 sayılı kararın mı incelenmesinin istenildiğinin tam olarak anlaşılamadığı; bu durumda 2577 sayılı Kanun'un 3/1 maddesi hükümlerine uygun olmayan dilekçenin reddi gerektiği gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesi hükmüne uygun bulunmayan yargılamanın yenilenmesi dilekçesinin aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın bildirim tarihini izleyen günden itibaren otuz gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanarak yeniden Ankara 6. İdare Mahkemesinde yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulmakta serbest olmak üzere reddine karar vermiştir.

 

17. Davacı yenilenen dilekçesi ile Ankara 6. İdare Mahkemesinin E.2014/414, K.2014/435 sayılı kararındaki yanlışlığın "davacının talebinin 2577 sayılı Kanun'un 53/b maddesi kapsamında olduğu tartışmasızdır" ibaresinin hatalı olduğu nedeniyle düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

 

18. Ankara 6. İdare Mahkemesi 16/06/2020 tarihlive E.2017/1219 sayılı kararı ile, Mahkemelerince verilen 16/04/2014 tarihli ve E.2014/414, K.2014/435 sayılı kararda yer alan "Davacının talebinin 2577 sayılı yasanın 53/b maddesi kapsamında olduğu tartışmasızdır." ibaresinde, mevzuat hükümlerine göre maddi hata bulunmadığı, kararda bu yönde düzeltilecek bir husus olmadığı anlaşıldığından, talebin yerinde olmadığının görüldüğü gerekçesiyle yanlışlığın düzeltilmesi isteminin reddine karar vermiştir.

 

II. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK

 

19. Davacı, Uyuşmazlık Mahkemesine verdiği dilekçesinde, Ankara 6. İdare Mahkemesinin 16/04/2014 tarihli ve E.2014/414, K.2014/435 sayılı kararı ile, Danıştay 2. Dairesinin 30/11/2012 tarihli ve E.2011/8636, K.2012/8810 sayılı ve Ankara 6. İdare Mahkemesinin 25/09/2013 tarihli ve E.2013/1070, K.2013/1386 sayılı kararlarının birbiri ileçeliştiği,hakkın yerine getirilmesinin imkansız olduğu, bu nedenle kararlar arasında hüküm uyuşmazlığı oluştuğunu ileri sürerek,Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunmuştur.

 

20. Dilekçe içeriği ile dilekçeye ekli karar suretleri incelendiğinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Danıştay Başsavcısının görüşlerinin alınmasına gerek görülmemiştir.

 

 

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

21. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un “Mahkemenin görevi” başlığını taşıyan 1. maddesinin ilk fıkrası şöyledir:

 

“Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.”

 

22. Aynı Kanun'un "Hüküm Uyuşmazlığı" başlıklı 24. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik birinci fıkra: 21/1/1982 - 2592/7 md.) 1 nci maddede gösterilen yargı mercileritarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.

(Mülga ikinci fıkra: 2/7/2018 – KHK-703/183 md.)

  İlgili kişi veya makam Uyuşmazlık Mahkemesine başvurarak hüküm uyuşmazlığının giderilmesini istiyebilir. Bu halde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili 15 ve 16 ncı maddelerdeki usul kuralları uygulanır."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

23. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 31/10/2022 tarihli toplantısında; Raportör- Hâkim Gülşen AKAR PEHLİVAN'ın, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

24. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için;

a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi,

b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

 

25. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen yargı kararlarının incelenmesinden, söz konusu kararların aynı yargı kolu içerisinde yer alan mahkemeler tarafından verilen kararlar olduğu görülmüş olup, talebin 2247 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır.

 

26. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen uyuşmazlık yaratan hükümlerin adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi koşulunu taşımayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

 

                                      

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN REDDİNE,

 

31/10/2022 tarihinde,OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                  Doğan                            Eyüp                         Muharrem

            TOPAL                  AĞIRMAN                SARICALAR                   ÜRGÜP

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN