T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/767

KARAR NO  : 2021/697     

KARAR TR  : 27/12/2021

 

ÖZET: 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 4703 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın, 7223 sayılı Kanun'da yer alan düzenlemeler uyarınca İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

KARAR

 

 

Davacı     : M. Medikal Sağlık Hizmetleri ve Tıbbi Cihaz Malzeme Elektronik

                   İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş.

Vekili       : Av. S.E.

Davalı      : Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu

Vekili       : Av. S.D.

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun 21/05/2021 tarihli ve …-511.09.01-438296 sayılı yazısı ile, davacı firma tarafından piyasaya arz edilen 9008737049119 barkodlu Med-El marka Koklear İmplant Sistemi, Sonata TI100 + Standart Elektrotadlı ürünle ilgili olarak yapılan denetimlerde, gerekli inceleme ve denetimin tamamlanabilmesi için ürüne ilişkin teknik servis raporları, teknik rapor ve ürün teknik dosyasının ilgili kısımlarının gönderilmesi için davacı firmaya defalarca süre verilmesine, resmi yazı ve elektronik posta ile firmadan birçok kez bilgi ve belge istenmesine rağmen teknik dosyanın istenen bölümlerinin sunulmadığı, kurumca sağlıklı bir inceleme yapılmasına mani olunduğu, dolayısıyla firmanın 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun'un, 5. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı davranması nedeniyle davacı firma adına 4703 sayılı Kanun'un 12. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca 9.186 TL idari para cezası verildiği davacıya bildirilmiştir.

2. Davacı vekili, idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

3. Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği 21/09/2021 tarihli ve D.İş. 2021/7487 sayılı kararı ile, idari yaptırım kararının 4703 sayılı Kanun'un 5. maddesi gereğince idare mahkemesinin görevine giren konu hakkında verildiği ve itiraz hususunda idare mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek,başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karara davacı vekili tarafından yapılan itiraz Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 01/10/2021 tarihli ve D.İş. 2021/10850 sayılı kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.

4. Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

5. Ankara 9. İdare Mahkemesi 11/10/2021 tarihli ve E.2021/1938 sayılı kararı ile,4703 sayılı Kanun uyarınca belirlenen usul ve esaslar uyarınca tesis edilen işlemlere karşı açılan davaların görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu, 4703 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde gerçekleştirildiği anlaşılan fiillerden dolayı 4703 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ve davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

6. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 4703 sayılı Kanun’un “Ürünlerin piyasaya arzında üreticilerin ve dağıtıcıların yükümlülükleri” başlıklı 5. maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir:

“Üretici, ilgili teknik düzenlemede belirtilen tüm belgeleri; bu belgeler kapsamındaki son ürünün yurt içinde üretiliyor ise üretildiği, ithal ise ithal edildiği tarihten itibaren ilgili teknik düzenlemede belirtilen süre, bu sürenin belirtilmemesi halinde yetkili kuruluşça belirlenecek süre boyunca muhafaza etmek ve istenilmesi halinde yetkili kuruluşlara ibraz etmekle yükümlüdür.”

7. “Ceza hükümleri” başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrası (d) bendi şöyledir:

“Bu Kanunun;

......

d)5 inci maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı hareket eden üreticiler hakkında iki bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar,

.....

idari para cezası uygulanır.”

8. “Piyasa gözetimi ve denetimi” başlıklı 10. maddesi şöyledir:

“Piyasa gözetimi ve denetimi, ilgili teknik düzenlemelerde ve/veya bu Kanun ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yapılır. Bunlara ilişkin idarî düzenlemeler yetkili kuruluşlarca hazırlanır.

Yetkili kuruluşlar, piyasa gözetimi ve denetiminde, gerekli gördükleri durumlarda, gözetim ve denetime konu ürüne ilişkin uygunluk değerlendirme işlemlerinde yer almayan test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşlarının imkânlarından yararlanabilirler. Ancak piyasa gözetimi ve denetiminde nihaî karar, yetkili kuruluşlara aittir. Piyasa gözetimi ve denetiminde test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşlarının imkânlarından yararlanılması ve ürünün güvenli olmadığının tespit edilmesi halinde, test ve muayeneye ilişkin giderler üretici tarafından ödenir.

Piyasa gözetimi ve denetimini gerçekleştirecek yetkili kuruluşların isimleri Müsteşarlık aracılığıyla Komisyona bildirilir.”

9.13. maddesinde, bu idarî para cezalarına karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği öngörülmüşken, 08/02/2008 tarihinde yürürlüğe giren 23/01/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun’un 496. maddesi ile 13. madde, “Bu Kanunda yer alan idarî para cezaları, yetkili kuruluşlar tarafından verilir.” şeklinde değiştirilmiştir.

10. 4703 sayılı Kanun, 12/03/2020 tarihli ve 31066 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlük maddesi uyarınca,12/03/2021 tarihinde, yayımı tarihinden bir yıl sonra yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu ile yürürlükten kaldırılmış ve bu Kanun'da yer alan kabahatler 7223 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenmiştir.

11. 7223 sayılı Kanun'un "Amaç" başlığı altında düzenlenen 1. maddesi şöyledir:

" (1) Bu Kanunun amacı, ürünlerin güvenli ve ilgili teknik düzenlemelere uygun olmasını sağlamak; piyasa gözetimi ve denetiminin esasları ile yetkili kuruluşların görevlerini ve iktisadi işletmeciler ile uygunluk değerlendirme kuruluşlarının yükümlülüklerini belirlemektir."

12. "Kapsam" başlıklı 2.maddesi şöyledir:

" (1) Bu Kanun, piyasaya arz edilmesi hedeflenen, arz edilen, piyasada bulundurulan veya hizmete sunulan tüm ürünleri kapsar.

(2) Avrupa Birliği üyesi ülkelere ihraç edilen veya ihraç edilmesi hedeflenen ürünler bu Kanun kapsamında piyasaya arz edilmiş sayılır.

(3) Bir ürüne ilişkin özel bir kanunun bulunması durumunda, bu Kanun hükümleri söz konusu ürüne, özel kanunda hüküm bulunmayan hallerde uygulanır.

(4) Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelere ihraç edilen veya ihraç edilmesi hedeflenen ürünler bu Kanunun kapsamı dışındadır. Ancak bu ürünlerin de güvenli olması, tağşişe konu olmaması ve ürüne ilişkin işaretleme, etiketleme ve belgelendirmenin alıcıyı yanıltmayacak şekilde yapılması zorunludur."

13. Kanun'un 16. maddesi ve devamında bu Kanun uyarınca verilecek idari yaptırım kararları, 20. maddesinde de idari para cezaları düzenlenmiş olup, "Masrafların rücu edilmesi ve idari yaptırımlarda yetki ve itiraz" başlıklı 22.maddesi ise şöyledir:

" (1) Bu Kanunda belirlenen idari yaptırımlar yetkili kuruluş tarafından uygulanır. İdari yaptırımların hangi makam veya kamu görevlilerince uygulanacağı yetkili kuruluş tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir. 15 inci maddenin yedinci fıkrası, 16 ncı maddenin dördüncü ve yedinci fıkraları ile 17 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca yapılan masrafların yetkili kuruluş tarafından karşılanması halinde masraflar, masrafı yapan yetkili kuruluşça ilgili iktisadi işletmeciye genel hükümlere göre rücu edilir.

(2) Bu Kanun hükümlerine göre verilen idari yaptırım kararlarına karşı 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre idari yargı yoluna başvurulabilir."

14. "Yürürlükten kaldırılan Kanun" başlıklı 25. maddesi şöyledir:

" (1) 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.

(2) Mevzuatta 4703 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış kabul edilir."

15. Öte yandan, 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun birinci maddesi şöyledir:

“Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla;

a) Kabahatlere ilişkin genel ilkeler,

b) Kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan idari yaptırımların türleri ve sonuçları,

c) Kabahatler dolayısıyla karar alma süreci,

d) İdari yaptırıma ilişkin kararlara karşı kanun yolu,

e) İdari yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar,

Belirlenmiş ve çeşitli kabahatler tanımlanmıştır.”

16. Kanun'un ikinci kısmında yer alan 32 ila 43. maddelerinde, Türk Ceza Kanunu kapsamı dışında kalan çeşitli kabahatler sayılarak, bu eylemlere yaptırımlar öngörülmüştür.

17. Aynı Kanun’un 2. maddesinde, kabahat deyiminden, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağı; “Kanunilik İlkesi” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasında; “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir.” hükmü, ikinci fıkrasında da “Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir.” hükmü yer almakta, böylece hangi fiillerin kabahat oluşturduğunun kanunda açıkça tanımlanabileceği hususunun yanı sıra, idarenin de genel ve düzenleyici işlemleriyle tanımlama yapabileceğinin belirtildiği, ayrıca işlenen bir kabahatin karşılığı olan yaptırımın türü, süresi, miktarının ancak kanun ile belirlenebileceğinin de ifade edilmiş olduğu; 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret bulunduğu; idari tedbirlerin de mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu belirtilmiştir.

18. Aynı Kanun’un 3. maddesini değiştiren 06/12/2006 tarihli, 5560 sayılı Kanun’un 31. maddesi şöyledir:

“ (1) Bu Kanunun;

a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

19. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 27/12/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası sureti ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

20. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

21.Dava, 4703 sayılı Kanun’un 5. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılık nedeniyle aynı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılmıştır.

22.Olayda, davanın, 12/03/2021 tarihinde yürürlüğe giren 7223 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan4703 sayılı Kanun uyarınca verilen idari yaptırımlara karşı açıldığı, bu Kanun'da yer alan kabahatlerin 7223 sayılı Kanun ile yeniden düzenlendiği ve Kanun’un 22. maddesinde de, bu Kanun hükümlerine göre verilen idari yaptırım kararlarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceğinin düzenlendiği anlaşılmıştır.

23. Yukarıda izah edilen düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

24. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

25. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni kanuna göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni kanundaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

26. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

27. İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının, olay tarihinde yürürlükte bulunan ancak 12/03/2021 tarihinde yürürlüğe giren 7223 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan4703 sayılı Kanun uyarınca verildiği,5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 7223 sayılı Kanun ile yeniden düzenlendiği ve bu Kanun'da idari yaptırım kararlarına karşı itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağından ve 7223 sayılı Kanun'da da, bu Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına ilişkin bir düzenleme yer almadığından, davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

28. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Ankara 9. İdare Mahkemesince yapılan 11/10/2021 tarihli ve E.2021/1938 sayılı başvurunun reddi gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Ankara 9. İdare Mahkemesince yapılan 11/10/2021 tarihli ve E.2021/1938 sayılı BAŞVURUNUN REDDİNE,

27/12/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Birol

SONER

Üye

Nilgün

TAŞ

Üye

Doğan

AĞIRMAN

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN