T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO : 2022/498

KARAR NO : 2023/35

KARAR TR : 23/01/2023

 

 

 

ÖZET: Özel hukuk tüzel kişiliğine sahipdavalı OSB yönetim kurulunun, kükürt tesisi kurulmasına izin verilmesine ilişkin işlemin geri alınarak tesisin kapatılması talebine havi davacı başvurusunun reddine dair işlemin iptaline karşı açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

                       

           

Davacı    : A. K. M. G. H. M. İ. N. M. İ. B. İ. İ. H. E. İ. E. İ.İ. S. ve T. Ltd Şti.

Vekili      : Av. M. G

Davalı     : Kırıkkale Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü

Vekili      : Av. Y. O. V

 

I. DAVA KONUSU OLAY  

 

1. Davacı vekili, Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi içerisinde, dava dışı K. A. Z. İ. N. İ. T. S. ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından, kükürt tesisi kurulmasına izin verilmesine dair OSB Yönetim Kurulunca alınan kararın, geri alınarak tesisin kapatılması için yapılan başvurunun reddine ilişkin, davalının 09/04/2018 tarihli ve 075 sayılı işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Kırıkkale İdare Mahkemesi 15/05/2018 tarihli ve E.2018/191, K.2018/235 sayılı kararı ile, dava konusu işlemi tesis eden Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün kamu kuruluşu niteliği taşımayan ve faaliyetleri özel hukuk hükümlerine tabi bir özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmenin olanaksız bulunduğunu belirterek uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.

 

3. Davacı vekili bu kez, aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

B. Adli Yargıda

 

4. Kırıkkale 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 17/10/2019 tarihli ve E.2018/334, K.2019/277 sayılı kararı ile, ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.

 

5. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 29/06/2021 tarihli ve E.2020/711, K.2021/1166 sayılı kararı ile, ilk derece mahkemesi tarafından, yargıda açıklık ve netlik prensibine ve adil yargılanma hakkına aykırı olarak, hükümde çelişki yaratacak şekilde birden fazla gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle, kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

6. Kırıkkale 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 04/11/2021 tarihli ve E.2021/194, K.2021/218 sayılı kararı ile, davacının genel kurul kararının iptali davası açması içinbaşvuru şartlarınahaiz olmadığını, sözleşme taraflarının Köseoğlu Akkükürt Zirai İlaç Nak. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile Kırıkkale OSB Müdürlüğü olduğunu, davacının sözleşmenin tarafı veya Organize Sanayi Bölgesi içerisindeki bir işletmenin sahibi olmadığını belirterek, bu hali ile Kırıkkale OSB Müdürlüğünün 09/04/2018 tarih ve 075 sayılı kararının iptaline yönelik taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar vermiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.

 

7. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 22/03/2022 tarihli ve E.2022/376, K.2022/548 sayılı kararı ile, OSB Uygulama Yönetmeliğinin 101. maddesine aykırı olarak, OSB’lerde kurulamayacak bir tesise kamu hizmeti/idari işlem niteliğindeki iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesine ilişkin işlemin iptaline yönelik açılan davada idare mahkemelerinin görevli olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkındakarar verilmesi gerektiğinden yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

 

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCELERİ

A. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

 

8. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yazılı düşüncesinde, davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Yazılı düşüncenin ilgili kısmı şöyledir:

 

"...4562 sayılı Kanun'un 25/5. maddesine göre OSB'lerde tutulacak defterler ve genel kurul toplantılarında görevlendirilecek Bakanlık temsilcisi konularında OSB mevzuatında hüküm bulunmayan hâllerde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı hükmü bulunmaktadır.

Yapılan inceleme sonucunda, Kırıkkale OSB Müdürlüğünün, 4562 sayılı Kanun kapsamında kurulduğu anlaşılmıştır.

 

 

Yukarıdaki açıklamalara göre, Kırıkkale 1. OSB'de kurulan kükürt tesisine izin verilmesine ilişkin kararın geri alınarak tesisin kapatılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Kırıkkale 1. OSB Müdürlüğünün 09.04.2018 tarihli ve 075 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşünülmektedir.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin; 15.02.2016 tarihli ve E.-K.2016/21-58 sayılı ve 05.04.2021 tarihli ve E.-K.2021/182-200 sayılı emsal kararlarında da bu hususların vurgulandığı görülmektedir.

Bu nedenle, dava konusu uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevine girdiği anlaşıldığından, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 22.03.2022 tarihli ve 2022/376, 2022/548 karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir."

 

B. Danıştay Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

 

9. Danıştay Başsavcısı yazılı düşüncesinde, davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Yazılı düşüncenin ilgili kısımları şu şekildedir:

 

"...Yukarıda aktarılan yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Bilim, Sanayi ve Teknoloji (Sanayi ve Ticaret) Bakanlığının onayı ile, Bakanlıkça belirlenen yerde kurulan ve özel hukuk tüzel kişisi oldukları belirtilen organize sanayi bölgelerine; sanayileşmenin sağlıklı, düzenli ve çevreyle uyumlu gelişimini sağlamak amacıyla kamu yararı çerçevesinde özel bir takım görevler verilmiş ve bu görevlerini yerine getirilebilmeleri için de kamusal yetki ve ayrıcalıklar tanınmış olup, organize sanayi bölgeleri, bu yetki ve ayrıcalık dahilinde kamu hukuku alanında görülmesi gereken tek yanlı, kesin, doğrudan uygulanabilir işlemler de tesis edebilmektedir.

Dava konusu olayda da; davacı şirketin iptalini istediği, Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesinde dava dışı Köseoğlu Akkükürt Zirai İlaç Nakliye İnşaat Taahhüt Sanayi veTicaret Ltd. Şti. tarafındankurulankükürt tesisine izin verilmesine dairKırıkkale OSB Yönetim Kurulunca alınan kararın geri alınarak tesisin kapatılması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin Kırıkkale OSB Müdürlüğünün 09/04/2018 tarih ve 075 sayılı işleminin, idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğuran, kamu gücüne dayanılarak tesis edilmiş bir idari işlem olduğu, bu haliyle uyuşmazlığın idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."

 

IV. İLGİLİ HUKUK

 

10. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun "Belediyenin görev ve sorumlulukları" başlıklı 14. maddesinde, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. 5393 sayılı Kanun'un "Değiştirilen, Eklenen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler" başlıklı 85. maddesinin (h) bendi şöyledir:

 

"12.4.2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Yürürlüğe giren mevzii imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır."

 

 

 

11. 4562 sayılı Kanun'un "Tanımlar vekısaltmalar" başlıklı 3. maddesinin (h) bendinde "Organize Sanayi Bölgesi (OSB)" tanımlanmıştır. İlgili metin şöyledir:

 

"Organize Sanayi Bölgesi (OSB): Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla, sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli ortak kullanım alanları, hizmet ve destek alanları ve teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre kurulan, planlanan ve işletilen, kaynak kullanımında verimliliği hedefleyen mal ve hizmet üretim bölgelerini... ifade eder."

 

12. Kanun'un "Yer seçimi kuruluş ve planlama" başlıklı 4. maddesinin onikinci ve devamıfıkraları şöyledir:

 

"OSB sınırları içerisinde yapılacak imar ve parselasyon planları ve değişiklikleri, OSB tarafından yönetmeliğe uygun olarak hazırlanır ve Bakanlıkça onaylanır. Onaylı imar planları valilikçe tespit edilen ilan yerlerinde, Bakanlığın internet sayfasında bir hafta süre ile ilan edilir. Askı süresinin sonunda Bakanlıkça yürürlüğe konulur ve ilgili kurumlara bilgi için gönderilir. Bir haftalık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar Bakanlığa veya valiliğe yapılır. Bakanlık itirazları ve planları on beş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

Katılımcı tarafından OSB’ye başvurulduğu hâlde başvuru tarihinden itibaren üç ay içinde herhangi bir karara bağlanmayan imar ve parselasyon planı ve değişiklikleri katılımcının müracaatı hâlinde Bakanlıkça değerlendirmeye alınır. Bakanlık değerlendirme aşamasında OSB’nin başvuru hakkındaki görüşünü ister. OSB başvuru hakkındaki görüşünü on beş gün içinde Bakanlığa bildirmek zorundadır. Başvuruya konu imar ve parselasyon planı ile değişiklikleri Bakanlık tarafından uygun bulunması hâlinde onaylanabilir.

Yürürlüğe giren imar plânına göre arazi kullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgili belediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır.

OSB tüzel kişiliği, OSB’nin mevzuata ve imar planına uygun yapılaşmasından sorumludur. Ruhsatsız veya ruhsata aykırılığı tespit edilen yapılar hakkında ilgili idarece 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 32 nci ve 42 nci maddeleri çerçevesinde tesis edilen işlemler ilgili OSB ve Bakanlığa bildirilir. Yıkım, Bakanlığın talimatı üzerine valilik veya kaymakamlık tarafından yapılır. Yıkım bedeli, yapı sahibi tarafından karşılanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."

 

13. Yine Kanun'un "Nitelikleri" başlıklı 5. maddesinin ilk fıkrası şöyledir:

 

"OSB, müteşebbis heyetin veya genel kurulun vereceği karar üzerine yönetim kurulunun başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir. OSB; kamulaştırma işlemlerini Valilik, İl Özel İdaresi, Belediye veya Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına yaptırabilir."

 

 

14. 12/04/2000 tarihli ve 4562 sayılı Kanun’un, 04/07/2012 tarihli ve 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 20. maddesiyle değiştirilen 5. maddesinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Danıştay Altıncı Dairesi tarafından yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi 31/10/2013 tarihli ve E.2013/49, K.2013/125 sayılı kararı ile, 04/07/2012 tarihli ve 6353 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değiştirilen 5. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "…yapabilen veya…" sözcüklerinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

 

15. Aynı Kanun'un "Yönetim Kurulu" başlıklı 8. maddesi şöyledir:

 

"Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asıl, beş yedek üyeden oluşur. Genel kurula geçen ve müteşebbis heyetin sona erdiği OSB’lerde, yönetim kurulu yönetmelikle belirlenecek kriterlere göre en fazla on bir asıl ve on bir yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri dört yıl için seçilir.

Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar. Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.

Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB’nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

16. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 23/01/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

17. Raportör-Hakim Arzu ÇETİNDERE ŞAŞI'nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

18. Dava, Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi içerisinde dava dışı K. A. Z. İ. N. İ. T. S. ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından, kükürt tesisi kurulmasına izin verilmesine dair kararın geri alınarak tesisin kapatılması için yapılan başvurunun reddine ilişkin, Kırıkkale OSB Yönetim Kurulu Başkanlığının 09/04/2018 tarihli ve 075 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

 

 

19. Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer konularda istikrar kazanmış kararlarının birlikte değerlendirilmesinden, Organize Sanayi Bölgesinin özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olduğu ve özel hukuk tüzel kişilerince tesis edilen işlemlerin yargısal denetiminin adli yargı yerlerince yapılacağının açık olduğu gözetildiğinde, davalı OSB tarafından tesis edilen işlemin yargısal denetiminin adli yargı yerinde yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

20. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 22/03/2022 tarihli ve E.2022/376, K.2022/548 sayılıgörevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 22/03/2022 tarihli ve E.2022/376, K.2022/548 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

23/01/2023 tarihinde, Üyeler Ahmet ARSLAN ve Bilal ÇALIŞKAN'ın KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                              ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

Görevsel bakımdan bir girişim ve etkinliğin kamu hizmeti sayılması veya sayılmaması, değişik koşullar dikkate alınarak yasakoyucunun görüşleri doğrultusundaki belirlemelerine göre şekillenen değişken ve göreceli bir konudur. Kamu hizmetinin yönetsel öğesi, genelde kamusal yönetim biçimi ise de, İdarenin özel hukuk hükümlerine göre yürüttüğü kimi etkinliklerin de bu nitelikte olduğu görülmektedir Fakat bir hizmetin amacı kamu yararı ise kamu hukuku esaslarına bağlı kalacağı açıktır. Bu nedenle idarenin, toplumun yararına olarak genel ve ortak ihtiyaçlarını karşılamak için giriştiği etkinlikler hangi yol ve usulle yapılırsa yapılsın kamu hizmeti sayılacağından "kamu hizmeti" kavramının en önemli öğesi yönetim biçimi değil, hizmetin amacı ve bunun sorumluluğunu üstlenen organın niteliğidir. Böyle olunca, kamu hizmetleri, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin toplumun genel olarak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yürüttüğü veya buyruğu ve sorumluluğu altında başkalarına yaptırdığı etkinlikler olarak tanımlanabilir.

İdarî işlemler, çeşitli hukukî etkiler doğurmak amacıyla yapılan tek yanlı ve icraî irade açıklamaları olarak tanımlandığında, "iradenin açıklanması" yönünden, bu iradenin sahibi durumunda olan "idarî makam" kavramı önem kazanmaktadır. Bu noktada, yalnızca işlemi yapan merciye göre belirlenen organik ölçüt tek başına yeterli olmamaktadır. Yani idarenin her işlemi idarî işlem olmadığı gibi, bütün idarî işlemlerin kamu tüzel kişileri tarafından tesis edilmesi de söz konusu değildir. Bu açıdan, idarî karar alma yetkisi ve gücüyle donatılmış olmalarına karşılık, gerek statüleri ve gerekse teşkilatlanmaları ve yönetimleri bakımından özel hukuk tüzel kişisi olup da, kamu hizmeti gören kuruluşlar, bu hizmetleri yerine getirirlerken kamu makamı gibi hareket etmekte ve işlemleri de idare hukuku kurallarına tabi olmaktadır.

4562 sayılıOrganize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerinden anlaşılacağı üzere, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının onayı ile ve anılan Bakanlıkça belirlenen yerde kurulan organize sanayi bölgelerine; sanayileşmenin sağlıklı düzenli ve çevreyle uyumlu gelişimini sağlamak amacıyla kamu yararı çerçevesinde özel bir takım görevler verilmiş ve bu görevlerini yerine getirilebilmeleri için de kamusal yetkiler tanınmıştır.

4562 sayılı Kanun'da özel hukuk tüzel kişisi oldukları belirtilen organize sanayi bölgelerinin kamusal yetki ve ayrıcalıklarla donatıldıkları, bu yetki ve ayrıcalık dahilinde kamu hukuku alanında görülmesi gereken tek yanlı, kesin, doğrudan uygulanabilir işlemler de tesis ettikleri açıktır.

Kurumun görevleri arasında özel hukuk alanına giren birtakım uğraşıları bulunmakta ise de, bu uğraşılar üstlenilen kamu hizmetini yerine getirmek amacına yönelik olduğundan, yalnızca anılan uğraşılara veya bu uğraşılarında özel hukuk hükümlerine bağlılığına bakılarak, kurumun kamu hizmeti görmediği veya kamu kurumu olmadığı söylenemez . Kurumun tüzel kişiliğinin olması ve özel hukuk hükümlerine bağlı bulunması, üstlendiği kamu hizmetinin, etkin, kolay ve çabuk bir biçimde yürütmeye olanak sağlamaya yöneliktir. Bu bakımdan, 4562 sayılı Kanunda yer alan özel hukuk hükümlerine bağlı olma keyfiyeti kurumun üçüncü kişilerle girişeceği hukuki işlemlere özel hukuk hükümlerinin uygulanacağını belirtmekten öte bir anlam taşımadığı ortadadır.

Öte yandan, kurum genel kurulunun oluşması, toplantıları ve görevleri, genel kurulda alman kararların niteliği gözönüne alınınca, gerek genel kurul toplantıları, gerek bu kurulda alınan kararların, kamu hizmeti gören kurumun iç bünyesi ile ilgili ve özellikle organik yapısına ilişkin ve hizmetin zorunlu kıldığı uğraşıların amacına paralel ve bunun yerine getirilmesine yönelik tasarruflar olduğunda kuşku bulunmadığından bu tasarrufların idari nitelikte olduğu ve bunların idari yargı denetimine tabi olması gerektiği de açıktır.

İdari işlemlerin, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek bunların iptali istemiyle açılan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde tanımlanan iptal davalarının amacı, idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek idarenin hukuka uygunluğu sağlamaktadır.

Dava Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi içerisinde dava dışı K. A. Z. İ. N. İ. T. S. ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından, kükürt tesisi kurulmasına izin verilmesine dair kararın geri alınarak tesisin kapatılması için yapılan başvurunun reddine ilişkin, Kırıkkale OSB Yönetim Kurulu Başkanlığının 09/04/2018 tarihli ve 075 sayılıkararının kamu hukuku kuralları uygulanarak ve kamu gücüne dayanılarak tesis edilmiş bir idari işlem olduğu sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait bulunduğu görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.

 

 

      Üye                                                                                   Üye

    Ahmet                                                                                Bilal

  ARSLAN                                                                         ÇALIŞKAN