Hukuk Bölümü         2011/45 E.  ,  2011/156 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı                       : N.Ç.

            Vekili                          : Av. E.E.

            Davalı                         : Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı

           O L A Y                      : Davacıya, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5 maddesine istinaden, Tokat Trafik Şube Müdürlüğü'nce düzenlenen 10.04.2009 tarihli ve 947608 sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı ile alkollü olarak araç kullandığı ve  evrakı araç üzerinde bulundurmadığı gerekçesiyle toplam 734,00- TL para cezası verilmiş; aynı Yasa maddesini ikinci kez ihlal ettiği nedeniyle  10.04.2009 tarihli ve 000118 sayılı Sürücü Belgesi Geri Alma Tutanağı ile  davacının sürücü belgesi 2 yıl süreyle geri alınmış; ayrıca  Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı Kabahatler Bürosu’nun 10.4.2009 gün ve 2009/170-167 sayılı İdari Yaptırım Kararı ile,  sürücü belgesiz araç kullanırken yakalanan ve hakkında suç tutanağı düzenlenen davacının eyleminin 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası'nın 36/3 maddesine aykırılık oluşturduğu anlaşıldığından; bu kapsamdaki suçun hafif hapis cezası ile birlikte hafif para cezasını gerektirdiği ancak 5252 sayılı Kanun’un 7/2. maddesi gereğince yalnızca hafif hapis cezasının esas alındığı belirtilerek, 5326 sayılı Yasanın 17/2 ve 5237 sayılı Yasanın 52. maddelerine göre, davacının günlüğü 20 TL üzerinden 600 TL idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Davacı, 10.04.2009 tarih ve 947608 sayılı tutanak ile verilen idari para cezasının kaldırılması istemi ile Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde Değişik iş:2009/208;  Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararı ile karara dayanak işlemin iptali istemiyle yine aynı Mahkeme’de  Değişik iş:2009/206 sayı ile iki ayrı dava açmış;  ancak Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nce,  28.05.2009 gün ve 2009/206 Değişik İş sayılı karar ile; 2009/206 Değişik İş sayılı dava dosyası ile 2009/208 Değişik İş sayılı dosyaların birleştirilmesine ve bundan sonra duruşmaların 2009/208 Değişik İş sayısına kayıtlı dosya üzerinde devam edilmesine karar verilmiştir

            TOKAT 1. SULH CEZA MAHKEMESİ: 04.01.2010 gün ve D.İş No: 2009/208, K:2009/208 sayı ile, itirazın konusunun, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Yasasının Maddeleri gereğince tutulan tarih ve seri sayılı Trafik cezasının kaldırılması talebi olduğu; muterizin Mahkemelerine vermiş olduğu dilekçesiyle, aracın tescil plakasına göre ceza tutanağı düzenlendiğini bildirerek idari yaptırım kararına itiraz ettiği,  itirazın müddeti içinde yapıldığı ve cezanın yazılış biçimine göre itirazın mümkün olduğu anlaşılmakla dosyanın esasa kaydedildiği; ancak muterize idari para cezası verilmekle birlikte ehliyetine de el konulduğunun anlaşıldığı, Kabahatler Kanununun 27/8.maddesine göre Mahkemelerinin olayda görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

            Davacı vekili, bu kez,  Tokat Trafik Şube Müdürlüğü'nce düzenlenen 10.04.2009 tarihli ve 000118 sayılı Sürücü Belgesi Geri Alma Tutanağı ve 10.04.2009 tarihli ve 947608 sayılı Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı ile Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle Tokat İdare Mahkemesi’nde  dava açmış;   Mahkeme’ce,   11.03.2010 gün ve E:2010/142, K:2010/164 sayı ile; 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesine aykırı düzenlendiği gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş;  kararın davacı vekiline tebliğ edilmesi üzerine,  dava dilekçesini yenileyerek, davacının, sürücü belgesiz araç kullanmak suçunu işlediği gerekçesiyle 600,00-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle   dava açmıştır.

TOKAT İDARE MAHKEMESİ: 30.04.2010 gün ve E:2010/287, K:2010/298 sayı ile, davanın; davacının, sürücü belgesiz araç kullanmak suçunu işlediği gerekçesiyle 600,00-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle açıldığı; 2576 sayılı Kanunun 3410 sayılı Kanunla değişik 5. maddesinin, 1. Fıkrasında; "İdare Mahkemeleri, Vergi Mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay'da çözümlenecek olanlar dışındaki, a) İptal davalarını, b) Tam Yargı Davalarını, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları, d) Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler." hükmünün yer aldığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinde ilk incelemeye ilişkin hususlar ayrı ayrı sayılmış, anılan Kanun'un 3622 sayılı Kanun'la değişik 15. maddesinin, 1/a bendinde ise; "14. maddesinin 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davanın reddine karar verilir" hükmünün öngörüldüğü; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 36/3 maddesinde; "Sürücü belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte bir aydan iki aya kadar, tekrarı halinde iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezası verilir. Ayrıca bu kişiler her defasında 7 200 000 lira hafif para cezasıyla da cezalandırılırlar. Bu kişilerin kazaya neden olması halinde bu cezaların uygulanması diğer cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez. Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir." hükmü ile "Bu Kanundaki Suçlarla İlgili Davalara Bakacak Mahkemeler ve Yetkileri" başlıklı 112/1. maddesinde; "Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır." hükmünün yer aldığı; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 27. Maddesinde; "(1) İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir. (2) Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez; ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir. (3) Başvuru, bizzat kanuni temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarak verilir. (4) Başvuru dilekçesinde, idari yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir. (5) İdari yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde, bu karara karşı ancak itiraz yoluna gidilebilir. (6) Soruşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idari yaptırım kararı verilmesi halinde; kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edildiği takdirde, idari yaptırım kararına karşı başvuru da bu itiraz merciinde incelenir. (7) Kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idari yaptırım kararı verilmesi halinde; fiilin suç oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararına karşı kanun yoluna gidildiği takdirde, idari yaptırım kararına karşı itiraz da bu kanun yolu merciinde incelenir. (8) İdari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görülür." hükmünün yer aldığı;   dava dilekçesi ve ekleri ile davacı tarafından Mahkemelerinin E:2010/142 sayısına kayıtlı olarak açılan dava dosyasının birlikte incelenmesinden; davacının, alkollü olarak araç kullandığından bahisle 10.04.2009 tarihli ve 000118 sayılı sürücü belgesi geri alma tutanağı ile sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alındığı, 10.04.2009 tarihli ve 947608 sayılı trafik idari para cezası karar tutanağı ile alkollü olarak araç kullandığı ve aracın evraklarını araç üzerinde bulundurmadığı gerekçesiyle toplam 734,00- TL trafik idari para cezası ile tecziye edildiği ayrıca sürücü belgesiz araç kullandığından bahisle Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararı ile 600,00-TL idari para cezası ile tecziye edildiği, davacının; alkollü olarak araç kullandığı ve aracın evraklarını araç üzerinde bulundurmadığı gerekçesiyle toplam 734,00- TL trafik idari para cezası ile tecziye edildiği 10.04.2009 tarihli ve 947608 sayılı trafik idari para cezasına ayrı ve Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararı ile karara dayanak işlemin iptali istemiyle ayrı olmak üzere Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ne itiraz ettiği, Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 28.05.2009 tarihli ve 2009/209 Değişik İş sayılı kararı ile; 2009/206 Değişik İş sayılı dava dosyası ile 2009/208 Değişik İş sayılı dosyaların birleştirilmesine ve bundan sonra duruşmaların 2009/208 Değişik İş sayısına kayıtlı dosya üzerinde devam edilmesine, 04.01.2010 tarihli ve 2009/208 Değişik İş sayılı kararı ile de Mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, anılan görevsizlik kararının 25.02.2010 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacı tarafından, Tokat Trafik Şube Müdürlüğü'nce düzenlenen 10.04.2009 tarihli ve 000118 sayılı sürücü belgesi geri alma tutanağı ve 10.04.2009 tarihli ve 947608 sayılı trafik idari para cezası karar tutanağı ile Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle Mahkemelerinin E:2010/142 sayısına kayıtlı davanın açıldığı, bu davada Mahkemelerinin 11.03.2010 tarihli ve E:2010/142, K:2010/164 sayılı kararı ile dava dilekçesinin, 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesine aykırı düzenlendiği gerekçesiyle, reddine karar verdiği ve bu kararın davacı vekiline 25.03.2010 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, süresi içerisinde, davacının, sürücü belgesiz araç kullanmak suçunu işlediği gerekçesiyle 600,00-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı; uyuşmazlıkta her ne kadar Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 04.01.2010 tarihli ve 2009/208 Değişik iş sayılı kararıyla Mahkemenin görevsizliğine karar verilmişse de, davacının sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınması işlemi ile trafik idari para cezası ile tecziye edilmesine ilişkin işlemin gerekçesinin davacının alkollü olarak araç kullandığı iddiası olduğu, ancak Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararının ise davacının sürücü belgesiz araç kullandığından bahisle tesis edildiği, 2918 sayılı Kanun'un 112/1. maddesinin Karayolları Trafik Kanunu uyarınca verilen para cezalarına karşı yargı yolu olarak Trafik Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde Sulh Ceza Mahkemelerini belirlediği ayrıca dava konusu idari yaptırım kararında da failin 5236 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi uyarınca kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren en geç 15 gün içerisinde Tokat Sulh Ceza Mahkemesi'ne itiraz hakkının bulunduğunun belirtildiği; bu durumda, Tokat Cumhuriyet Başsavcılığının 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde yukarıda anılan yasa kuralları gereğince Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevli olduğu sonucuna varılmış olduğu gerekçesiyle; davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, yapılan itiraz Sivas Bölge İdare Mahkemesinin 16.9.2010 gün ve E:2010/479, K:2010/460 sayılı kararıyla reddedilerek Mahkeme kararı onanmış ve kesinleşmiştir.

 İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Sıddık YILDIZ, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU’nun katılımlarıyla yapılan 04.07.2011 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde davacının, sürücü belgesiz araç kullanmak suçunu işlediği gerekçesiyle 600,00-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.04.2009 tarihli ve 2009/167 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemi yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının onaylı örneğinin 15. madde uyarınca davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyasının onaylı örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği görülmekte ise de; Başkanlıkça dosya asıllarının da Mahkemelerinden istenildiği  ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, 2918 sayılı Kanun’un 36/3. maddesine aykırılık nedeniyle Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 36. maddesinin üçüncü fıkrasında, “(Yeniden Düzenleme: 21/5/1997 - 4262/4 md.) Sürücü belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte bir aydan iki aya kadar, tekrarı halinde iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezası verilir. Ayrıca bu kişiler her defasında 7 200 000 lira hafif para cezasıyla da cezalandırılırlar. Bu kişilerin kazaya neden olması halinde bu cezaların uygulanması diğer cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez. Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir.” hükmü yer almış; 112. maddesinde(Değişik birinci fıkra : 8/3/2000 - 4550/2 md.), sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiştir.

4.11.2004 gün ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Hafif hapis ve hafif para cezalarının idari para cezasına dönüştürülmesi” başlığını taşıyan 7. maddesinde(Değişik: 11/5/2005 – 5349/3 md.), “(1) Kanunlarda, “hafif hapis” veya “hafif para” cezası olarak öngörülen yaptırımlar, idari para cezasına dönüştürülmüştür. İdari para cezasının hesaplanmasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 52 nci maddesi hükümleri uygulanır. İlgili kanunda “hafif hapis” cezasının üst sınırının belirtilmediği hallerde, idari para cezasının hesaplanmasında esas alınacak gün sayısının üst sınırı, yediyüzotuzdur.

(2) Kanunlarda, “hafif hapis cezası” ile “hafif para cezası”nın seçimlik olarak veya birlikte öngörüldüğü hallerde, idari para cezası yaptırımının belirlenmesinde “hafif hapis cezası” esas alınır.

            3) Kanunlarda, sadece “hafif para cezası”nın öngörüldüğü ve cezanın alt veya üst sınırının belirtilmediği hallerde, idari para cezası, yüzyirmimilyon Türk Lirasından az, onsekizmilyar Türk Lirasından fazla olamaz.

            4) Bu madde hükmüne göre idari para cezasına karar vermeye Cumhuriyet savcısı yetkilidir” hükmüne yer verilmiştir.

30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Cumhuriyet savcısının karar verme yetkisi” başlığını taşıyan 23. maddesinde, “(1) Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkilidir.

            (2) Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idarî yaptırım kararı verebilir.

            (3) Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet savcısı bu nedenle idarî yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından idarî yaptırım kararı verilmemiş olması gerekir” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Cumhuriyet Savcısı tarafından, Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı Kabahatler Bürosu’nun 10.4.2009 gün ve 2009/170-167 sayılı İdari Yaptırım Kararı ile,  sürücü belgesiz araç kullanırken yakalanan ve hakkında suç tutanağı düzenlenen davacının eyleminin 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası'nın 36/3 maddesine aykırılık oluşturduğu anlaşıldığından; bu kapsamdaki suçun hafif hapis cezası ile birlikte hafif para cezasını gerektirdiği, ancak  5252 sayılı Kanun’un 7/2. maddesi gereğince yalnızca hafif hapis cezasının esas alındığı belirtilerek, 5326 sayılı Yasanın 17/2 ve 5237 sayılı Yasanın 52. maddelerine göre  davacının günlüğü 20 TL üzerinden 600 TL idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;

            a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

            b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

            uygulanır”; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, “İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” düzenlemeleri yer almıştır.

            Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

            Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

 İncelenen uyuşmazlıkta, davacının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası'na aykırı hareket ettiğinden bahisle eylemine uyan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 36/3 maddesinde öngörülen hafif hapis cezasının 5252 sayılı Kanun’un 7/2. maddesi gereğince 30 gün hafif hapis cezası süresi nazara alınarak 5237 sayılı Kanun’un 52. maddesi gereğince günlüğü 20 TL üzerinden paraya çevrilerek 600 TL idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Bu durumda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası'nın 36/3. maddesine muhalefet nedeniyle Savcı tarafından davacıya verilen idari para cezasının, 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu ve Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.   

Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen 04.01.2010 gün ve D.İş No: 2009/208, K:2009/208 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 04.07.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.