T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2015 / 612

            KARAR NO : 2015 / 623

            KARAR TR   : 28.09.2015

 

 

 

 

 

 

ÖZET : İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

 

Davacı             : Y. K. Sigorta A.Ş.

Vekili              : Av.Z.B. & Av.V.T. & Av.H.D.& Av.P.B.D. & Av.Z.U.

Davalı             : Kahramanmaraş B.B.  

Vekili              : Av.A.B. & Av.A.S.D. & Av.İ.O.

                        

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan Orçun Atıcı’nın maliki olduğu 46 LH 627 plakalı aracın karıştığı kazada davalının yolun yapım ve bakımı ile trafik düzen ve güvenliğini sağlayıcı gerekli düzenleme ve işaretleme önlemlerini almadığından kusurlu bulunduğunu, 23.500,00 TL’nin davacı tarafından sigortalıya ödendiğini, kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olan davalı aleyhine Kahramanmaraş 2.İcra Müdürlüğünün 2010/2841 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; davalarının kabulü ile itirazın iptali ile davalının rücuan tazminat bedeli olan 3.349,00 TL’nı sigortalıya ödeme tarihi olan 03.11.2009 tarihinden itibaren T.C.Merkez Bankası avans faiziyle birlikte ödemeye mahkum edilmesine, takibin devamına karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesi: 16.12.2010 gün ve 2010/2122 Esas, 2010/3270 Karar sayılı kararı ile aynen: “…Davaya konu edilen zarar bedeli davalı idarenin yetki ve görev alanı ile hizmet kapsamı içinde bulunan Karayolu trafik düzeni ve güvenliğini sağlayıcı gerekli düzenleme ve işaretleri yapmamaktan kaynaklanmaktadır. Trafiğe açık araç yolunda trafik uyarı ve işaret levhalarını trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak şekilde düzenlemek yerleştirmek ve bu işlemleri denetlemek Belediye’nin görevleri içindedir, davalı Belediye’nin bu konuda üzerine düşen görevi yapmaması hizmet kusuru niteliğindedir, davalı ileri sürülüş ve olayın gerçekleşme biçimine göre davacının davalıya yönelmesinin nedeni de hizmet kusurudur, kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan idarenin vermiş olduğu hizmet nedeni ile verdiği zararlardan dolayı, yapılan işler özel hukuk hükümlerine tabii değildir.

Bu nedenle açılan davaların ise idari yargılama usulü kanunu 2 maddesi uyarınca idare aleyhine tam yargı davası olarak açılması gerekmekte olup, davaya konu edilen zararın ödetilmesi için hizmet kusuruna dayanarak açılan davaya bakma görevi idari yargı yerine ait olduğundan davanın reddine” şeklindeki gerekçesi ile yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dinlenilmesi mümkün bulunmayan dava dilekçesinin reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 17.Hukuk Dairesi: 15.12.2011 gün ve 2011/4622 Esas, 2011/12324 Karar sayılı kararı ile kararın onanmasına hükmetmiş ve verilen karar karara şerh edildiği üzere 15.12.2011 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez 23.02.2012 tarihli dilekçesi ile bu kez; aynı gerekçelerle, davalarının kabulü ile davalının rücuan tazminat bedeli olan 3.459,00 TL’yi sigortalıya ödeme tarihi olan 03.11.2009 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası avans faiziyle birlikte ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

Gaziantep 2.İdare Mahkemesi: 08.07.2013 gün ve 2012/323 Esas, 2013/1055 Karar sayılı kararı ile özetle; 2577 sayılı Kanunun 15.maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının yetkili Kahramanmaraş İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Kahramanmaraş İdare Mahkemesi: 31.03.2014 gün ve 2013/624 Esas, 2014/644 Karar sayılı kararı ile aynen: “…2918 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle, 2918 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle, 2918 sayılı Kanunda kamu kurum ve kuruluşlarına verilen görevlerin ya da yüklenen sorumlulukların ilgili idare tarafından gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesi ortaya çıkan zararın tazmini istemiyle açılacak davaların adli yargı mercilerinde çözüme kavuşturulacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla, 2918 sayılı Kanun uyarınca idareye karşı hizmet kusuru bulunduğundan bahisle açılacak tazminat davaları adli yargının görev alanına girmektedir.

Olayda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belediyeye yüklenen görevlerin sayıldığı, tazminat davasına konu uyuşmazlığın 2918 sayılı Kanun ile davalı idareye yüklenen görevlerin gereği gibi yerine getirilmediği iddiasından başka bir ifadeyle 2918 sayılı Kanun uygulamasından kaynaklandığı görülmektedir.

Bu durumda, davalı idarenin gerekli tedbirleri almadığı iddiasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110.maddesi hükmü uyarınca adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılmaktadır.” şeklindeki gerekçesi ile davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karara davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir.

Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi: 09.12.2014 gün ve 2014/3300 Esas, 2014/3265 Karar sayılı kararı ile onama kararı vermiş, 05.05.2015 gün ve 2015/1597 Esas, 2015/1603 Karar sayılı kararı ile davacının karar düzeltme isteminin reddine karar vermiştir.

Davacı vekili adli ve idari yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2015 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirkete kasko sigortası ile sigortalı bulunan 46 LH 627 plakalı araçta, davalı Belediye Başkanlığı tarafından yapılan yol çalışmaları nedeni ile meydana gelen zararın davalıdan rücuen tazmini amacıyla davacı tarafından Kahramanmaraş 2.İcra Müdürlüğü’nün 2010/2841 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16.12.2010 gün ve 2010/2122 Esas, 2010/3270 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16.12.2010 gün ve 2010/2122 Esas, 2010/3270 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.09.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN