Ceza Bölümü         2004/33 E.  ,  2004/32 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.H. 

Sanıklar         :1-T.A.

                         2- N.K.

                         3-A.Ç.

                         4-M.A.                         

OLAY             : Samandıra/İstanbul 23. Mot. P. A. Komutanlığı emrinde, disiplin cezaevinde gardiyan olarak görevli sanık P. Er T.A. ile aynı cezaevinde disiplin suçu sebebiyle cezalı olarak bulunan P. Er N.K.'ın, 3-4.8.2001 gecesinden önceki bir tarihte, aynı cezaevinde cezalı olarak bulunan P. Erler A.D. ve T.P.'yu dövüp eziyet ettikleri, zorla cezaevi banyosuna götürüp, çırılçıplak soyduktan sonra zorla birbirlerini yıkattıkları, 3-4.8.2001 gecesi, aynı Komutanlık emrinde görevli P. Er A.Ç.'ı cezaevine alarak A.D. ile T.P.'yu dövmesine ve olay yerinden ayrılmasına müsaade ettikleri, daha sonra P. Onb. M.A.'ı da çağırarak, A.D.'nın başına mahkum gömleği geçirip ayrı bir bölüme götürdükleri, burada sanık T.A.'in, A.D.'nın cüzdanındaki paraları, kredi kartlarını zorla aldığı, şifreleri öğrenmesi için M.A.'a talimat verdiği, M.A.'ın A.D.'yı sorgulayarak kredi kartı şifrelerini öğrendiği, N.K.'ın da cüzdanda bulunan paralardan 2-3 Milyon tutarında parayı gaspettiği, T.A. ile N.K.'ın mağdurları dövmeye devam ettikleri, iş ve güç kaybına yol açmayacak ancak 7 günde iyileşecek şekilde yaraladıkları, böylece, müessir fiil, yağma ve bu suçlara iştirak etmek suçlarını işledikleri ileri sürülerek, sanıklardan, T.A.'in eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 456/4(2 kez), 495., N.K.'ın aynı Kanun'un 64/1, 456/4(2 kez), 495., A.Ç.'ın aynı Kanun'un 456/4(2 kez)., M.A.'ın aynı Kanun'un 495, 64/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 3.9.2001 gün ve E:2001/1008. K:2001/468 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

1. ORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 13.12.2002 gün ve E:2002/187, K:2002/602 sayıyla; sanıklara yüklenen eylemin, askeri suç olmadığı, askeri bir suça bağlı bulunmadığı ve yargılama sırasında sanıkların terhis edilmeleriyle askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin de kesildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

KARTAL 1. AĞIR  CEZA MAHKEMESİ: 24.10.2003 gün ve E:2003/458, K:2003/416 sayıyla; suç tarihinde asker kişi olan sanıkları, askeri mahalde işledikleri ileri sürülen suçları nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiş ve karar kesinleşmeden Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 1.3.2004 gün ve E:2004/1, K:2004/1 sayılı kararı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, bu kez dosyadaki eksiklik giderilerek, karar kesinleştikten sonra, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Tülay TUĞCU’nun Başkanlığında, Üyeler; İhsan AKÇİN, Hamdi Yaver AKTAN, Muvaffak TATAR, Recep SÖZEN, Hasan DENGİZ, M. Sadık LİMAN’ın  katılımlarıyla yapılan 4.10.2004 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME :Her ne kadar adli yargı yerince hükümde  "mahkemenin görevsiz-liğine" denmemiş ise de; karar gerekçesinde adli mahkemenin görevli olmayıp, askeri mahkemenin görevli olduğu açıkça belirtildiğinden,"mahkemenin yetkisizliğine" şeklinde verilen karar görevsizlik kararı olarak kabul edilmiş, yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik bulunmadığı, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın  incelenmesine  oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Askeri Yargıtay  Başsavcı  Yardımcısı Erol DURSUN’un, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.           

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir. 

            Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcükleri iptal edilmiştir. 

            Bu duruma göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle birlikte sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. Artık, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. 

Somut olayda, asker kişi sanıklar hakkında, asker kişilere karşı, askeri mahalde işlendiği ileri sürülen, unsurları ve cezaları Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçlar nedeniyle askeri mahkemeye kamu davası açıldığı, yargılama sırasında sanıkların terhis edildikleri, dosya içindeki bilgilerden anlaşılmaktadır. Adli yargı yerinin görevsizlik kararı gerekçesinde, asker kişi sanıkların, askeri mahalde işledikleri ileri sürülen suçlar nedeniyle yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğuna yer verilmiş ise de, yüklenen suçların askeri suç olmaması, askeri bir suça  bağlı bulunmaması ve 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesinin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcüklerinin iptali ile, sanıkların yargılama sırasında terhis edilmeleriyle  askeri mahkemede yargılanmalarını gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24.10.2003 günlü ve E:2003/458, K:2003/416 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 4.10.2004 günü OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.