Hukuk Bölümü         2011/118 E.  ,  2011/236 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 

            Davacı          : H.Y.

            Vekili              : Av. M.A.

            Davalı             : T.T. A.Ş.

           Vekili              : Av. E.K.  

           O L A Y          : T.T. A.Ş. Kırşehir İl Telekom Müdürlüğünde kapsam dışı personel olarak görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı, 2.4.2009 tarihinde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü emrine atanmıştır.

Davacı, 5473 sayılı Kanun ile getirilen parasal hakların maaş nakil ilmühaberine yansıtılmaması nedeniyle eksik ödemelerin tazmini talebiyle yaptığı 9.2.2005 tarihli başvurusunun reddine ilişkin 11.2.2009 gün ve 188 sayılı işlemin iptaline, ek ödemelerden doğan parasal haklarının, yasal faizleriyle birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle 2009 yılında idari yargı yerinde dava açmıştır.

YOZGAT İDARE MAHKEMESİ: 5.3.2009 gün ve E:2009/101, K:2009/115 sayı ile, her ne kadar davacı iş mevzuatına tabi kapsam dışı statüde 2. Tip iş sözleşmesi imzalamak suretiyle görev yapmakta iken başka kuruluşlara nakledilmek üzere ismi Devlet Personel Başkanlığına bildirilmiş ise de, özelleştirme kapsamında bulunan T.T. A.Ş'deki tamamı hazineye ait bulunan hisselerden % 55'i, Bakanlar Kurulunun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı" T.T. Anonim Şirketi ( T.T.) 'nin % 55 oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar"ı uyarınca 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD bedelle) O. Telekomünikasyon A.Ş' ne satıldığı anlaşılmakta olup, dava konusu işlemin tesis edildiği tarih öncesinde 14.11.2005 tarihi itibariyle T.T. A.Ş sermayesindeki kamu payı % 50'nin altına düştüğü, artık kamu kuruluşu niteliği taşıyan bir kuruluş olmayıp özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişilik olduğu ve idari yargı denetiminin, T.T. hisselerinin devrinin fiilen gerçekleştiği 14.11.2005 tarihinden önce tesis edilen işlemler ve tazmin isteminden doğan uyuşmazlıklarla sınırlı olduğu sonucuna varılması sebebiyle, bakılan davanın görüm ve çözümünde, adli yargı mercilerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı aynı istemle Adli Yargı yerinde dava açmıştır.

KIRŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ MAHKEMESİ SIFATIYLA): 18.1.2011 gün ve E:2009/96, K:2011/35 sayı ile, Özelleştirme kapsamında bulunan T.T. A.Ş, deki tamamı hazineye ait bulunan hisselerden %55’i Bakanlar Kurulunun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “T.T. AŞ nin %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışına ilişkin nihai devir işlemlerine dair kararın yürürlüğe konulması hakkındaki karar”ı uyarınca 14.11.2005 tarihli hisse satış sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD bedelle) O. Telekomünikasyon AŞ ye satılmış ise de 406 sayılı yasanın ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı kanunla değişik 1. fıkrasında yer alan “T.T. Hisselerinin devri sonucu Kamu Payının %50 nin altına düşmesi durumunda; T.T.da ek 22. maddenin (a) bendinin bu kanun ile yürürlükte kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.2.1990 tarihli ve 399 sayılı kanun hükmünde kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel kamu görevlerinden 180 gün aralıksız izinli sayılır bu personel belirtilen süre içinde T.T.da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirdikleri tarihe kadar ki aylık ücret harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları T.T. tarafından karşılanır…”  hükmüne göre yasa koyucu tarafından açıkça kamu personeli sayılan kapsam dışı personel ile özelleştirmeden önceki durum hakkında doğan T.T. arasında hizmet sözleşmesinden kaynaklanan anlaşmazlığın, 2577 sayılı İdari Yargılama usulü Kanununa tabi olup uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, Uyuşmazlık Mahkemesinin 1995/1 esas 1996/1 karar sayılı kararı ile özelleştirilen veya özelleştirme kapsamında Kamu İktisadi Teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı personel statüsünde çalışanların kurumları ile olan ilişkileri nedeni ile meydana gelen anlaşmazlıkların idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile reddine, adli yargının görevsizliğine karar vermiş, bu karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.3.2011 gün ve E:2011/11820, K:2011/7139 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.

Davacı vekili 21.4.2011 günü olumsuz görev uyuşmazlığının Uyuşmazlık Mahkemesince giderilmesi yönünde dilekçe vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 2.11.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının, davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece 15. maddede belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği, Başkanlıkça, idari yargı kararının kesinleşmiş örneğinin de ilgili Mahkemesinden getirtildiği, başkaca usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046

sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, başka kurumun emrine atanan davacı tarafından; 5473 sayılı Kanun ile getirilen parasal hakların maaş nakil ilmühaberine yansıtılmaması nedeniyle eksik ödemelerin tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali, ek ödemelerden doğan parasal haklarının, işleyecek yasal faizleriyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle açılmıştır.

1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa'yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta işletmesi Genel Müdürlüğü'nce (P.I), telekomünikasyon hizmetleri ise, "T.T. Anonim Şirketi (Şirket)" tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.

 27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa'nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, "T.T., bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilat ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat T.T.'a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır" denilmiş; anılan fıkra hükmü, 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve "T.T., bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat T.T.'a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır"; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, "T.T. hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; T.T.da ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asıl ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır ... " denilmiştir.

Öte yandan; 406 sayılı Yasa'nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, "T.T.; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31 .12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür" denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, "Ancak, T.T.'daki kamu payı %50'nin altına düştüğünde, T.T.'un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur" denilmiş; 4502 sayılı Yasa'nın Geçici 3. maddesi ile de T.T. A.Ş., 233 sayılı KHK'nin ekindeki "B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)" bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan T.T.'un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50'nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan T.T. A.Ş.'deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55'i, Bakanlar Kurulu'nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı "T.T. Anonim Şirketi (T.T.)'nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına ilişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar"ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) O. Telekomünikasyon A.Ş.'ne satılmıştır.

Bu sürece paralel olarak T.T. personelinin durumu incelendiğinde:

T.T. A.Ş., 4502 sayılı Yasa'nın 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 29.1.2000 tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 22.1.1996 gün ve E: 1995/1, K: 1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anılan 4502 sayılı Yasa'nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, "a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Bu personel hakkında bu Kanunda öngörülen hükümler saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur" hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; "a) Personelin statüsü: (Ek ibare: 12.5.2001-4673/6. md.) T.T.daki kamu payı %50'nin altına düşünceye kadar, T.T. Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır.(Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16.6.2004-5189/12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur" hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan T.T. çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır.

406 sayılı Yasa'nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, T.T. A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek 4.4.2000 tarih ve 24010 (Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan 31.3.2000 tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan ''T.T. A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği" adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun 31.8.2000 tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur.

Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 29.1.2000 tarihi ile 5189 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 2.7.2004 tarihleri arasında geçerli olmuştur.

Anayasa'nın 128. maddesinde, "Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür" denilmiştir.

406 sayılı Yasa'nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun'la değişik birinci fıkrasında, "T.T. hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; T.T.da ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde T.T.da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları T.T. tarafından karşılanır..." denilerek, yasakoyucu tarafından T.T.'da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır.

 Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve başka bir kurumun emrine atanan davacı tarafından, 5473 sayılı Kanun ile getirilen parasal hakların maaş nakil ilmühaberine yansıtılmaması nedeniyle eksik ödemelerin tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali, ek ödemelerden doğan parasal haklarının, işleyecek yasal faizleriyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

"a) (Değişik: 8.6.2000-4577/5 md.) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan T.T. A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

            Belirtilen nedenlerle, Asliye Hukuk Mahkemesinin Görevsizlik Kararının kaldırılması gerekmiştir.

           S O N U Ç    : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 18.1.2011 gün ve E:2009/96 K:2011/35 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.11.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi