T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2017 79

            KARAR NO  : 2017 / 128

            KARAR TR   : 20.2.2017

ÖZET : İzmir İli, Konak İlçesi, Bozyaka Mahallesi, 30393 ada, 22M4D parsel taşınmazın, imar planında "otopark alanı" olarak ayrılması nedeniyle taşınmazın kullanılmadığından bahisle kamulaştırma-sız el atma nedeniyle bedelin tespiti ve tahsili istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacılar             : S.B., M.Ş.B.

            Vekili                   : Av. F.B.

Davalılar              : 1-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı

       2-Karabağlar Belediye Başkanlığı

Vekilleri               : Av. Av. R.E.A.

                                           Av. Y.S.

                                                          

O L A Y          : Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait İzmir Konak 4. Tapu Sicil Müdürlüğünde 30393 ada, 22M4D parsel, 1 nolu paftada kayıtlı taşınmazın Konak Belediyesi Plan ve Proje Müdürlüğü tarafından tanzim edilen imar planında otopark olarak işaretlendiğini, 27/09/1989 onaylı 1/1000 ölçekli "Bozyaka ve civarı Revizyon İmar Planı’’nda otopark alanı olarak belirlendikten sonra bugüne dek belediye idaresi tarafından istimlak ile ilgili herhangi bir fiili işlem gerçekleştirilmediğini, müvekkillerinin toplam 332/546 oranında paydaşı olduklarını belirterek; dava konusu taşınmazın mezkur paya ilişkin rayiç bedelinin imar kısıtlığı bulunmayan emsallerine göre hesaplanarak müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile dava konusu taşınmazın hukuki el atmanın gerçekleştiği tarihten itibaren davacılar tarafından kullanılamaması nedeniyle dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 18/07/2013 gün ve 2013/65 Esas ve 2013/309 Karar sayı ile, ‘‘…İzmir Konak 4. Tapu Sicil Müdürlüğünde 30393 ada, 22M4D parsel, 1 nolu paftada kayıtlı taşınmazın imar planı uygulamasına göre "otopark" alanı olarak ayrılmış olup, 27/09/1989 onaylı 1/1000 ölçekli 'Bozyaka ve civarı Revizyon İmar Planı'nda otopark alanı olduğu belirlendikten sonra bugüne dek belediye idaresi tarafından istimlak ile ilgili herhangi bir fiili işlem gerçekleştirilmediği görülmektedir. Davacı vekili bu taşınmaza hukuken el konulduğundan bahisle kamulaştırmasız el koyma davası ikame etmiştir.

Tapu kaydına otopark alanı olarak kayıt düşülmesi ve bu kayda göre de uzun zamandan beri tapuda herhangi bir işlemin yapılmasına engel olunması idare tarafından gerçekleştirilen eylem ve işlem niteliğindedir. İdari eylem ve işlemlere karşı ise açılacak davalar İdare Mahkemesinde açılması ve görülmesi gerekir. Bu yönü ile davanın yargı yolu açısından reddedilmesi icap eder. Uyuşmazlık mahkemesinin konu ile ilgili emsal kararları da aynı mahiyettedir…’’ şeklindeki gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Karar davacılar vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi: 11/11/2014 gün ve 2014/4423 Esas, 2014/16012 Karar sayı ile hükmü onamış, bu şekilde karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili,  bu kez İzmir Konak 4. Tapu Sicil Müdürlüğünde 30393 ada, 22M4D parsel, 1 nolu paftada kayıtlı taşınmazın imar planı uygulamasına göre "otopark" alanı olarak ayrılması nedeniyle kullanılamadığından bahisle taşınmaz bedeli olarak 200.000,00 TL bedelin ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 1. İDARE MAHKEMESİ: 15/11/2016 tarih ve 2015/408 Esas ile, ‘‘…Dava dosyasının incelenmesinden, mülkiyeti davacıya ait İzmir İli, Konak İlçesi, Bozyaka Mahallesi, 30393 ada, 22M4D parsel taşınmazın, imar planında "otopark alanı" olarak ayrılması nedeniyle taşınmazın kullanılmadığından bahisle kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelin tespiti ve tahsili için İzmir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2013/65 sayılı dosyasında dava ikame ettiği, davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren 2942 sayılı Kanunun geçici 6.maddesi uyarınca İdare Mahkemeleri görevli kılındığından, Mahkemece 18.7.2013 tarih ve 2013/309 sayılı kararla dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 10.01.2015 tarihinde kesinleştiği, akabinde Mahkememizde bakılmakta olan işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Mahkememizce yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, 13.06.2016 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın 33,86 m2'lik kısmına yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı tespit edilmiştir.

Belediyelerin 3194 sayılı İmar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E: 1958/17, K: 1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kan unu’na uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Tüm dosya kapsamı ile taşınmazın bir bütün olarak değerlendirilmesi, taşınmazın gerek fiilen gerekse hukuken el atılan kısımları yönünden davalıların sorumluluklarının ve tazminat yükümlülüklerinin belirlenmesi ancak dosyanın ve parselin bir bütün halinde ele alınması ile mümkün olacağı anlaşılmakla; dava konusu taşınmaz bakımından el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiği tartışmasızdır.

Açıklanan nedenlerle, Mahkememizin bu davaya bakmakla görevli olmadığı, görevsizlik kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kanısına varıldığı…’’ şeklindeki gerekçesi ile davanın adli yargının görev alanına girdiğini belirterek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vererek dosyayı Mahkememize göndermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.2.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Sinem USTA’nın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, İzmir İli, Konak İlçesi, Bozyaka Mahallesi, 30393 ada, 22M4D parsel taşınmazın, imar planında "otopark alanı" olarak ayrılması nedeniyle taşınmazın kullanılmadığından bahisle kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelin tespiti ve tahsili istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelemesinden; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Harita ve CBS Dairesi Başkanlığı Halihazır Harita ve Aplikasyon Şube Müdürlüğü’nün 1. Hukuk Müşavirliğine hitaplı 15608972 sayılı  yazısında, söz konusu parsele ilişkin Karabağlar Kadastro Biriminden temin edilen veriler ile arazide ve büroda yapılan çalışma sonucunda yaklaşık 13 m2'lik kısmının asfalt yol olarak kullanıldığının,

İzmir 1. İdare Mahkemesince 08/02/2016 günü yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporuna ek olarak aldırılan bilirkişi raporunda ise ; ‘‘…Fiili el atma olup olmadığı hususu ile ilgili, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Harita ve CBS Dairesi Başkanlığınca 1.Hukuk Müşavirliğine yazılan yazıda, dava konusu taşınmazın yaklaşık 13 m2’lik kısmının asfalt yol olarak kullanıldığının tespit edildiğinin belirtildiği görülmekle, mahallinde bu hususla ilgili detaylı ölçüm yapılarak yeniden yapılan inceleme sonucu; ekli krokide gösterildiği şeklinde taşınmazın “A” ile gösterilen 33,86 m2’lik kısmına yol yapılmak suretiyle fiilen el atılmış olduğu tespit edilmiştir…’’ denilmek suretiyle taşınmaza fiilen el atıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.

Belediyelerin 3194 sayılı İmar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazlardan bir tanesine fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanunu’na uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Mahkemece tüm dosya kapsamı ile taşınmazın bir bütün olarak değerlendirilmesi, taşınmazın gerek fiilen gerekse hukuken el atılan kısımları yönünden davalıların sorumluluklarının ve tazminat yükümlülüklerinin belirlenmesi ancak dosyanın ve parselin bir bütün halinde ele alınması ile mümkün olacağı anlaşılmakla; bu taşınmaz bakımından el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan; İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18/07/2013 gün ve 2013/65 Esas ve 2013/309 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18/07/2013 gün ve 2013/65 Esas ve 2013/309 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.2.2017  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN