Hukuk Bölümü         2013/1484 E.  ,  2013/1668 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : M.M.

Vekili      : Av. M.K.

Davalı     : Adli Yargıda;   1- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. S.A.

                  2- N.İnşaat ve Sanayi A.Ş.

Vekili      : Av. V.A.Y.

                 İdari Yargıda;

                 Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü                                 

O L A Y  : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi ve çocuğu ile birlikte 7.8.2008 tarihinde Seydişehir ilçesi Kuran köyünden görev yeri olan Afyon iline gitmek için yola çıktığını ve Kuran köyüne3 kilometreuzaktaki kanal üzerindeki köprüden geçerken köprü demirlerinden birinin yerinden çıkarak müvekkilinin kullanmış olduğu aracın arka kısmına saplanarak egzozu ve arka tamponu yerinden çıkardığını ve demirin uç kısmının aracın arka kısmından dışarıya çıktığını, bu olayın müvekkilinin ve ailesinin üzerlerinde telafisi olmayan bir iz bıraktığını, yıllar geçse de müvekkilinin baba ocağına gelip giderken sürekli bu kötü olayla karşı karşıya kalacağını ve acı çekeceğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00 TL maddi ve 4.500,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 6.000,00 TL tazminatın kanuni faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesi istemiyle N.İnşaat ve Sanayi A.Ş. ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.

SEYDIŞEHIR SULH HUKUK MAHKEMESI: 5.12.2011 gün ve E:2009/358, K:2011/748 sayı ile, dava dilekçesi,davalı N.İnşaat San. AŞ ve davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili beyanları, gelen yazı cevapları, tanık beyanları, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu kazanın 07/08/2008 tarihinde gerçekleştiği; davalı N.İnşaat vekili tarafından dosyaya sunulan belgelere göre verilen köprü yapım işinin bitirilme tarihinin 04/11/2007 tarihi olduğu dosya arasına sunulan kısmi teslim tutanağına göre de 13/04/2007 tarihinde kısmi olarak inşaatın tamamlanan bölümlerine ilişkin, geçici kabulün yapılabileceğinin belirtildiği; buna göre Kuran Köyü köprüsü yıkımı yerine çelik köprü yapılması ve ayak mesnetlerinin yapımı işinin kısmi olarak kabulünün yapıldığının anlaşıldığı; kazanın ilgili idare tarafından kabulü yapılan köprü üzerinde olduğu; yine Kaymakamlık makamı tarafından mahkemelerine hitaben yazılan 23/02/2010 tarihli yazıya göre de söz konusu köprü üzerindeki bakım ve onarım sorumluluğunun DSİ 4. Bölge Müdürlüğü'ne ait olduğunun bildirildiği anlaşıldığından; davalı N.İnşaatın idare ile yapılan sözleşme gereği kazanın geçekleştiği köprü üzerinde kendisine idarece verilen işi yaparak kaza tarihinden önce idareye teslim ettiği; kaza tarihi itibari ile de söz konusu köprünün bakım ve onarım sorumluluğunun DSİ 4. Bölge üzerinde olduğu; bu tarihte ilgili idarenin söz konusu köprünün trafiğe açık tutulması köprü üzerinde trafiğe, trafik akışına engel durumların bertaraf edilmesi gibi yükümlülüklerini yerine getirmeye DSI'nin sorumlu olduğu; davalı DSI'ye verilen bu sorumluluğun yasa ile kendisine verilmiş bir görevden kaynaklandığı; idarenin işi kusurlu yürüterek söz konusu zarara sebebiyet verildiği gerekçesiyle, davalı N.İnşaat yönünden açılan davanın husumet yönünden; davalı DSİ yönünden açılan davanın da davalı idarenin hizmet kusuru nedeni ile mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari  yargı yerinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne karşı dava açmıştır.

KONYA 1. İDARE MAHKEMESİ: 29.8.2013 gün ve E:2013/997 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları  Trafik Kanununun 110. maddesinden söz ederek, Karayolları nda oluşan trafik kazaları nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; KARAYOLUnda (köprüde) meydana gelen trafik kazası sonucunda oluşan zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli merciinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri Baydar, Ali Çolak, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU‘nun katılımlarıyla yapılan 11.11.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının 7.8.2008 tarihinde Seydişehir’den Afyonkarahisar’a gitmekte iken davalı idarenin sorumluluğundaki sulama kanalı üzerindeki köprüden aracıyla geçtiği esnada köprü demirlerinden birinin yerinden çıkması sonucunda aracında meydana geldiği ileri sürülen 1.500,00 TL maddi ve 4.500,00 TL manevi olmak üzere toplam 6.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine  karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları  Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının Karayolları nda can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun Karayolları nda uygulanacağı belirtilmiş, 3. maddesinde KARAYOLU trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlanmıştır. 

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, 7.8.2008 tarihinde Seydişehir’den Afyonkarahisar’a gitmekte iken sulama kanalı üzerindeki köprüden aracıyla geçtiği esnada köprü demirlerinden birinin yerinden çıkması sonucunda davacının aracında meydana geldiği ileri sürülen 1.500,00 TL maddi zararın ve 4.500,00 TL manevi zararın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı; 8.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayılı ve 28.5.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları  Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin Karayolları nda, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle Konya 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Seydişehir Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ  : Davanın görüm ve çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Seydişehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 5.12.2011 gün ve E:2009/358, K:2011/748  sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.11.2013 gününde Üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU ile  karar verildi. 

KARŞI OY 

Davalı idarenin kanal üzerindeki köprünün yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu meydana gelen kazada, davacının uğradığı maddi zararın tazmini istemi ile Adli Yargıda dava açılmış,

Adli Yargıda yapılan yargılama sonucunda "idarenin Hizmet Kusuruna dayalı açılan davaların tam yargı davası niteliğinde bulunduğu, İdari yargıda açılması gerektiği" gerekçesi ile dava dilekçesi yargı yolu yönünden reddedilmiş,

Kararın kesinleşmesi üzerine bu kez davacı vekilince aynı istekle Adli Yargıda dava ikame edilmiş,

İdare Mahkemesince yargılama sonucunda "uyuşmazlığın 2918 Sayılı Yasa'nın 110. maddesi gereğince Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" gerekçesi ile yargı yolu yönünden davanın reddine, karar verilmiş,

Kararın kesinleşmesi üzerine 2247 Sayılı Yasa'nın 19.maddesi gereğince görevli yargı kolunun belirlenmesi için dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmiş,

Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda "2918 Sayılı Yasa'nın 110.maddesi hükümleri gözetildiğinde davanın Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" düşüncesi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, Adli Yargının görevli olduğuna oyçokluğuyla kesin olarak karar verilmiştir.

Sayın çoğunluğun uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir.

Zira; Davada, davalı İdarenin kanal üzerindeki köprünün yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu zarara neden olan kazanın meydana geldiği iddia edilmektedir.

6200 Sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 2./A Md. "Taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesislere meydana getirme, 2/f maddesinde akarsularda ıslahat yapma ve icap bedenleri seyrü sefere elverişli hale getirme" Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri arasında gösterilmiş,

TC Anayasası'nın 125/son md. "idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu" kurala bağlanmış,

2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında" sayılmıştır.

Bu durumda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün sorumluluk alanındaki kanalın yapım, bakım ve onarımının yapılmadığı nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Sayın çoğunluk, kanalın yapım, bakım ve korunmasındaki ihmalden doğan zararda Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşünde hukuki dayanak olarak 2918 Sayılı KTK 110/1 md. hükümlerini esas almıştır.

11.01.2011 gün 6099 Sayılı Yasa'nın 14. maddesi ile 2918 Sayılı KTK 110. maddesine eklenen 1.fıkra ile "inleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil bu kanundan doğan sorumluluk davaları Adli Yargıda görülür..." hükmü getirilmiştir.

Sayın çoğunluk görüşünün aksine eldeki uyuşmazlık anılan yasa hükmü kapsamında kalmamaktadır.

Çünkü, 2918 Sayılı KTK 85.maddesinde açıkça belirtildiği gibi yasa motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlar nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu düzenlemektedir.

Yasa hükmünde geçen bu kanundan ve Adli Yargıda görülmesi gereken sorumluluk davaları, 2918 Sayılı Yasa'nın 85.maddesinde düzenlenen motorlu araçların işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı araç işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalardır.

Yasa değişikliğinden önce kamu araçlarının işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı kamu idaresinin sorumluluğunun hangi yargı kolunda görüm ve çözümü konusunda yasada bir düzenleme bulunmadığından idari ve Adli Yargı organları arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını sonlandırmak üzere sözü geçen yasa hükmü getirilmek suretiyle kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğunda 2918 Sayılı Yasa'nın amacına uygun olarak Adli Yargıda görüm ve çözüm esası benimsenmiştir.

2918 sayılı yasanın 110. maddesinde yapılan yasa değişikliğine ilişkin Hükümet gerekçesi de getirilen yeni hükmün bu nedenle maddeye eklendiğini teyit etmektedir.

Açıklanan gerekçelerle uyuşmazlıkta idari yargı görevli olup, benzer ihtilaflarda da idari yargının görevli olduğu Yargıtay 4, 11, 17 Hukuk Dairelerinin istikrarlı kararlarıyla İçtihad edildiği gibi Danıştay kararlarında da uyuşmazlıkta İdari Yargının görevli olduğu benimsenmiştir. (Danıştay        10. Daire E 2011/11522, K 2012/5347 sayı, E. 2011/10856 ve K. 2013/670 Sayı, vs.)

Somut uyuşmazlıkta davanın kanalın     yapım,     bakım ve korunmasındaki idarenin hizmet kusuruna dayanmasına,

2918 Sayılı Yasa'nın 110/1 md. motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlardan dolayı işletenini hukuki sorumluluğunun Adli Yargıda görüm ve çözümünü düzenleme altına almasına,

Somut uyuşmazlığın anılan yasa hükmü kapsamında bulunmamasına,

Kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde, 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari Yargının görevli olmasına göre,

Uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.

Üye

Eyüp Sabri BAYDAR