Hukuk Bölümü         2001/65 E.  ,  2001/76 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü

Vekili              :Av. M. C.Y.

Davalılar        :O.C. Mirasçıları (E., İ.C, B.C, M.C, A.C, K.C.) 

            O  L  A  Y       :Demiryolunun Yenifakılı İstasyonunda, 7.3.1997 gününde manevra yapmakta olan trenin, tahıl depoları yakınındaki hemzemin geçitten geçmekte olan 66 DN 431 plakalı traktöre çarpması sonucunda traktör sürücüsü O.C. ölmüştür.

            Davacı İşletme vekili, olay nedeniyle tren seferinin 60 dakika tehir edildiğini; ticari faaliyet yapan İşletmenin tehir nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, uğranılan zarar karşılığı 74.016.250.-TL.tren tehir tazminatının, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müteveffanın mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle, 29.5.1997 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

            YENİFAKILI SULH HUKUK MAHKEMESİ; 27.6.2000 gün ve E:1997/44, K:2000/57 sayı ile, açılan bu davanın davalılar tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/24 esasında açılan dava ile birleştirilmesinin istenildiği, ancak Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın görevsizlikle Kayseri İdare Mahkemesine gönderildiğinin gelen müzekkereden anlaşıldığı; bilindiği üzere Yargıtay kararına göre demiryolunun karayolu ile kesiştiği ve hemzemin geçit şeklinde nitelendirilen noktada meydana gelen kaza nedeniyle TCDD aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davalarının çözüm yerinin adliye mahkemeleri olduğu; bu durumda, Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın görüleceği yer adli yargı yeri olmakla birlikte eski tarihli görevsizlik kararı ile gönderilmiş olduğu anlaşıldığından davacının birleştirme talebine fiili ve hukuki imkân kalmadığı; çözümü gereken ikinci sorunun, hemzemin geçitte meydana gelen kaza neticesi davacı TCDD' nin isteği tren tehir tazminatına ilişkin davanın adli yargıda görülüp görülemeyeceği hususu olduğu; Uyuşmazlık Mahkemesi kararına göre, hemzemin geçitte karayolu taşıtı ile trenin çarpışması sonucunda doğan zararın hizmet kusuru esasına göre tazmini istemiyle açılan davanın idari yargıda çözümleneceği, davalıların TCDD İşletmesine karşı idarenin kusuru nedeniyle Kayseri İdare Mahkemesinde açmış oldukları davanın derdest olduğunun bildirildiği ve bu davanın, Mahkemede görülen davaya doğrudan etkisinin olması da dikkate alınarak, yine Yargıtay içtihadında adli yargıda daha ziyade TCDD'ye karşı açılan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat davalarının görüleceği hususu ile Uyuşmazlık Mahkemesi kararı da dikkate alınarak davanın çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı İşletme vekili, aynı istekle, 21.11.2000 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır. 

            KAYSERİ İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ;22.2.2001 gün ve E:2000/1006, K:2001/228

sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari yargının görev alanının, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari işlemlere karşı açılan iptal davaları ile genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklardan doğan davalara bakmakla sınırlı olduğunun hükme bağlandığı; idari yargıda açılabilecek tam yargı davalarının, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılabilecek davalar olup, hasım (davalı) pozisyonunda hep idarenin bulunduğu; ayrıca, bu tür davalarda tazminata hükmedilebilmesi için idarenin sorumluluk hallerinden birinin ortaya konulması gerektiği; olayda, idare tarafından şahıslar aleyhine açılan tren tehir tazminatına ilişkin dava, idarenin sorumluluk hallerine (hizmet kusuru gibi) dayalı bir dava olmayıp, varsa davalıların murisinin kişisel kusuruna dayalı bir tazminat davası olduğu gibi, idari yargıda şahıslar aleyhine hüküm kurulamayacağından davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar ise, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. 

            İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz DERME , Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Sabriye KÖPRÜLÜ, Ertuğrul TAKA ve Turgut ARIBAL’ın katılımlarıyla yapılan 12/11/2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde adli  yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN’ ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki  yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: 

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve idari yargı dosyasının, 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği, adli yargı dosyasının ise Başkanlık yazısı ile getirtilerek incelemeye alındığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.           

            ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

 Dava, hemzemin geçitte meydana gelen kaza nedeniyle İşletmenin uğradığı zararın, kazaya karışan sürücünün mirasçıları tarafından ödenmesi isteminden ibarettir.

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun  "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1/b. bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

            İdari davalardan olan iptal ve tam yargı davalarında davalı daima idaredir. Bir başka deyişle, idari yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, diğer dava koşullarının yanısıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmekte; idari yargı yerinde, kamu görevlisi de olsa, gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

             Bu durumda, ortada idarece kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re'sen ve tek yanlı biçimde tesis edilmiş bir işlem veya eylem bulunmadığı gibi, bu nitelikleri taşıyan işlem veya eylemden dolayı hak ve menfaati ihlâl edilenler tarafından idare aleyhine 2577 sayılı Yasa'nın 2/1-b. maddesinde belirtilen tam yargı davası olarak açılmayıp, davanın idare zararının gerçek kişilerden hükmen tahsiline yönelik bulunması karşısında, idari yargı yetkisine giren bir dava bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

            Açıklanan nedenlerle, idare zararının ödettirilmesi istemiyle açılan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, Yenifakılı Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

             SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna,  bu nedenle Yenifakılı Sulh Hukuk  Mahkemesi'nin 27.6.2000  gün ve E:1997/44, K:2000/57 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,12.11.2001 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile  karar verildi.