T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           HUKUK BÖLÜMÜ

           ESAS     NO : 2017/462

           KARAR NO : 2017/616

           KARAR TR : 23.10.2017

 

ÖZET: Davacıya ait aracın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ilişkin alınan karara karşı Tercan Sulh Ceza Mahkemesinde açılan davada itirazın kabul edilerek kararın kaldırılmasına karar verilmesi üzerine, mülkiyetin kamuya geçirilmesi nedeniyle, ortaya çıkan zararın karşılanması istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı            : S.İ. Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.

Vekili              : Av. B.H.

Davalılar         : 1- Tercan Kaymakamlığı

                         2- Orman Ve Su İşleri Bakanlığı

Vekili             : Av. M. E.

 

 

OLAY            : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait 06 ZJJ 12 plakalı aracın yasa dışı avlanma nedeniyle Orman ve Su İşleri Bakanlığı XIII. Bölge Müdürlüğü Erzincan Şube Müdürlüğü tarafından 06.12.2013 tarihinde muhafaza altına alındığını, idarenin teklifi ile davalı Tercan Kaymakamlığının 12.12.2013 tarih ve 401 sayılı el koyma kararı ile mülkiyetinin kamuya geçirildiğini, bu karara karşı Tercan Sulh Ceza mahkemesine itiraz ettiklerini, 2014/4.D.İş sayılı dava neticesinde itirazlarının kabulüne karar verildiğini, bu karara karşı davalı idare tarafından itiraz edildiğini; yapılan itirazlarının da reddedildiğini, Tercan Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar doğrultusunda aracın müvekkili şirkete teslim edildiğini, aracın kullanılamaması nedeniyle uğradıkları zararın giderilmesi için muhafazayı yapan Erzincan Şube Müdürlüğü'ne yapmış oldukları başvurunun, 16.09.2015 tarih ve 193180 sayılı idari işlem ile sulh tekliflerinin reddedildiğini ileri sürerek müvekkili şirkete ait 06 ZJJ 12 plakalı aracın 06.12.2013 tarihinde muhafaza altına alınması ile 12.12.2013 tarih ve 401 sayılı mülkiyetin kamuya geçirilmesine dair kararlardan dolayı aracın bağlı kalması ve kullanılamaması nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararın tazmini istemiyle davalı idarelere yaptıkları başvurunun reddine ilişkin 16.9.2015 gün ve 193180 sayılı işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

SİVAS İDARE MAHKEMESİ : 10.12.2015 gün ve E:2015/1533, K:2015/1931 sayı ile, Uyuşmazlıkta, davalı idarece, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu uyarınca davacı şirkete ait aracın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilmiş olup, Kabahatler Kanununda idari tedbir olarak belirlenen bu yaptırıma 4915 sayılı özel kanunda aksine hüküm bulunmaması nedeniyle Kabahatler Kanununun genel hükümlerinin uygulanması gerektiği; nitekim davacı şirkete ait araç hakkında verilen mülkiyetinin kamuya geçirilmesi kararına karşı da Tercan Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edildiği ve bu mahkeme tarafından anılan kararın kaldırılmasına karar verildiği bu yaptırımlara karşı açılan davaların çözümü Sulh Ceza Mahkemelerinin görevine girdiğinden, bu işlemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteminin de adli yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez 06 ZTT 12 plakalı aracın 6.12.2013 tarihinde muhafaza altına alınması ve 12.12.2013 tarih ve 401 sayılı mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararlar nedeniyle bağlı kalması ve kullanılamaması nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararın tazmini istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 TERCAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 9.3.2017 gün ve E:2016/91, K:2017/46 sayı ile, Söz konusu muhafaza altına alma ve elkoyma kararının idari işlemle tesis edildiği, açılan bu davanın HMK'nın 114. Maddesi uyarınca işin esasında girilmeden davanın idari yargı merciilerinin görevli olduğu anlaşılmış olup, mahkemelerince yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle usul yönünden reddine, Sivas İdare Mahkemesinin kararında da görev yönünden reddine karar verilmiş olduğu görüldüğünden, ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı dolayısıyla tarafların talebi doğrultusunda Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 23.10.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

1- 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

2- 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesindeki “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan  bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki,  başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

Yasakoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağını tanımıştır.

Olayda, adli yargı yerince, öncelikle görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ve görevli merciin belirtilmesi için re’sen Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına da karar verilmiştir.

Bu haliyle, Tercan Asliye Hukuk Mahkemesi’nce re’sen yapılan başvuru, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönteme uymamaktadır.

Ancak, adli ve idari yargı yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıya ait aracın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ilişkin alınan karara karşı Tercan Sulh Ceza Mahkemesinde açılan davada itirazın kabul edilerek kararın kaldırılmasına karar verilmesi üzerine, mülkiyetin kamuya geçirilmesi nedeniyle, ortaya çıkan zararın karşılanması istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin tesis edilen 16.09.2015 tarih ve 193180 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.     

4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu'nun "Av ve yaban hayvanı ticareti yasağına uymama" başlıklı 26. maddesinde; "18 inci maddenin birinci ve ikinci fıkraları ve 19 uncu madde gereğince Bakanlığın koyacağı esaslara uymayanlara, beşyüz Türk Lirasından ikibinbeşyüz Türk Lirasına kadar İdarî para cezası verilir. 18 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen yasağa uymayanlara üçbin Türk Lirası İdarî para cezası verilir." hükmü, "Avdan men etme ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi" 28. maddesinde ise; "Bu Kanunla yasak edilen fiilleri işleyenler derhal avdan men edilir. Bu Kanunun 20 nci maddesi kapsamında elkonulan av hayvanları ve türevleri ile sair eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine mahallî mülkî amir tarafından karar verilir." hükmü yer almaktadır.

4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu'nda idari yaptırım kararlarına karşı itiraz ve dava açma yoluna ilişkin hüküm yer almadığından uygulanan idari yaptırımlar, 5326 sayılı Kabahatler Kanununa tabi hale gelmiştir. Zira 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3. maddesinde; Kanunun, İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde; bütün fiiller hakkında uygulanacağı belirtilmektedir. Kanunun 16. maddesinin 1. fıkrasında da; idari yaptırımları, idari para cezası ve idari tedbirlerden oluştuğu; idari tedbirlerin, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu tanımına yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davalı idarece, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununa aykırı hareket edildiğinden bahisle anılan Kanun uyarınca davacı şirkete ait aracın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verildiği, davacı şirket tarafından bu karara itiraz edildiği, Tercan Sulh Ceza Mahkemesinin D.İş No:2014/4 sayılı kararıyla itiraz kabul edilerek mülkiyetinin kamuya geçirilmesi kararının kaldırılmasına karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından kaldırılan bu karar nedeniyle ortaya çıkan zararın karşılanması istemiyle davalı idareye başvurulduğu, yapılan başvurunun 16.09.2015 tarih ve 193180 sayılı işlemle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda davacı şirkete ait araç hakkında verilen mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararına karşı Tercan Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edildiği ve bu mahkeme tarafından anılan kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra bu işlemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteminin de adli yargı yerinde görülmesi gerektiği açıktır.

Açıklanan nedenlerle Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2247 sayılı Yasa’nın 19. madde kapsamında görülen 9.3.2017 gün ve E:2016/91, K:2017/46 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

 

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2247 sayılı Yasa’nın 19. madde kapsamında görülen 9.3.2017 gün ve E:2016/91, K:2017/46 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 23.10.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

 

Üye

Birgül

              KURT