Ceza Bölümü 2010/48 E., 2010/48 K.

"İçtihat Metni"

Davacı :K.H.

Sanık :B. K.

O L A Y : Tekirdağ 8. Mknz. P. Tug. Top. Tb. 5. Bt. Komutanlığı emrinde görevli sanık Top. Er B. K.'ın, 31.10.2005 günü, askeri kimliğini kaybettiğini söylemesi üzerine, gerekli işlemleri başlatacağını söyleyen Batarya Astsubayı Bçvş. M. D.'ın yanından ayrıldıktan bir süre sonra, batarya astsubay odasına giderek orada bulunan yazıcılara bu konu ile ilgili bir işlem yapılıp yapılmadığını sorduğu, yazıcıların kendisine "batarya astsubayı gerekli işlemleri yapacak" demeleri üzerine, yazıcılar Onb. L. Ç. ile Er H. D.'a hitaben "sizin yapacağınız işi sinkaf ederim" diye bağırarak küfür ettiği, odadan dışarı çıkması istendiğinde tekrar "sizin Allahınızı, kitabınızı yapacağınız işi sinkaf ederim" dediği, bir süre sonra tekrar gelerek aynı sözlerle küfür edip Onb. L. Ç.'ın sol kaşına yumruk ile vurduğu, orada bulunan Bçvş. M.D.'ın araya girerek "ne yapıyorsun" demesi üzerine, "senin de yapacağın işi sinkaf ederim" diyerek sol yanağına yumruk ile vurduğu, araya giren Çvş. O. K. ile Er H. D. sanığı odadan dışarı çıkartırlarken Bçvş. M. D.'a "lan başçavuş buranın bir de dışarısı var seni öldüreceğim, Allah ya sana ya da bana verecek" dediği, böylece, sanığın Onb. L. Ç.'a karşı üste hakaret ve üste fiilen taarruz, Bçvş. M. D.'a karşı üste fiilen taarruz ve üstü tehdit suçlarını işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 91/1. maddesinin "az vahim hal" cümlesinin iki kez uygulanması suretiyle, aynı Kanun'un 82/2. maddesinin birinci cümlesi ve aynı Kanun'un 85/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 7.11.2005 gün ve E: 2005/1428, K: 2005/921 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

5. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 11.8.2006 gün ve E:2006/563, K:2006/1089 sayıyla, sanığın suç tarihinde asker kişi olmadığı anlaşıldığından, eylemlerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama, 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret ve 106/1. maddesinde düzenlenen tehdit suçlarını oluşturacağı, bu nedenle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Tekirdağ 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

TEKİRDAĞ 1. SULH CEZA MAHKEMESİ: 10.2.2009 gün ve E:2007/297, K:2009/73 sayıyla, suç tarihinde asker olan sanığı, askerlik hizmet ve görevlerini yapan asker kişilere karşı işlendiği ileri sürülen suçlar nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU, Bilgin AK, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ'in, katılımlarıyla yapılan 01.11.2010 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ'ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Tamer ISIR'ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 14.2.2006 gün ve As. Sav. 2004/1735 Es. Mah. - 47 is sayılı yazısı ile Çorlu Asker Hastanesine sevk edilen, 20.2.2006 gününe kadar adli gözlem altında tutulan sanık hakkında Çorlu Asker Hastanesi Sağlık Kurulu'nun, "ileri derecede antisosyal kişilik bozukluğu, tek hecme halinde geçirilmiş psikotik bozukluk (madde kullanımına bağlı)" tanısı ile 20.2.2006 gün ve 334 sayılı Raporuyla, savaşta ve barışta askerliğe elverişli olmadığına ve elverişsizlik kararının halen yargılanmakta olduğu suçun tarihi olan 31.10.2005 gününü de kapsadığına dair karar alındığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, Sağlık Kurulu Raporunun kapsam ve hukuki sonuçlarına göre, sanığın suç tarihinde "asker kişi" sıfatı kendiliğinden kalkmış sayılacağından, 353 sayılı Yasa'nın 9. maddesi anlamında "asker kişi" olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Sanığın suç tarihinde sivil kişi olması nedeniyle, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

5530 sayılı Yasa'nın 4. maddesi ile değiştirilen 353 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde, "Askeri Ceza Kanunu'nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır";

5918 sayılı Yasa'yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, "Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır"

denilmiştir.

Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur.

Bu durumda, askerliğe elverişli olmadığı bu nedenle sivil kişi olarak değerlendirileceği anlaşılan sanığın eyleminin Askeri Ceza Kanununda yazılı suçlardan olmadığı gibi 353 sayılı Yasa'da belirtilen eylemler kapsamında da bulunmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, sivil kişi sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen "hakaret, tehdit, kasten yaralama" suçlarına uygun eylemleri nedeniyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Tekirdağ 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Tekirdağ 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 10.2.2009 gün ve E:2007/297, K:2009/73 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.11.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.