T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/315

KARAR NO  : 2022/740      

KARAR TR  : 26/12/2022

ÖZET: 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

           

Hüküm Uyuşmazlığının

Giderilmesini İsteyen,

İdari Yargıda Davacı   : İ. P. Taş.İnş.Otom.Gıda Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti.

Vekili                             : Av. G. E

Karşı Taraf                   : İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Vekili                              :Av. S. K

 

I. İDARİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

A. Dava Konusu Olay

1. 29/08/2018 tarihli ve 2018-A-6539/28 sayılı vergi tekniği raporuna istinaden, davacı şirket hakkında defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden ötürü tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ve özel usulsüzlük cezası ile birlikte gelir stopaj, kurumlar vergisi, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezasının tahsili maksadıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

B. Yargılama Aşamaları

2. İstanbul 3. Vergi Mahkemesi 13/11/2020 tarihli ve E.2019/2730, K.2020/2522 sayılı kararı ile; "ödeme emirlerinden bir kısmının vergi idaresince terkin edildiği ve konusunun kalmadığından bahisle incelenmeksizin reddine", "süresinde dava açılmayan ödeme emirlerinin diğer kısımlarına yönelik davanın süre aşımı yönünden reddine"; özetle, davanın kısmen incelenmeksizin reddine ve kısmen süre aşımı yönünden reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

3. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi 11/06/2021 tarihli ve E.2020/3538, K.2021/2118 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

4. Danıştay Üçüncü Dairesi 10/02/2022 tarihli ve E.2021/3413, K.2022/553 sayılı kararı ile, temyize konu kararın kesin olarak onanmasına karar vermiştir.

5. Davacı vekili, şirket kanuni temsilcisinin ödeme emirlerine konu vergi ve cezalara dayanak suçlamadan beraat ettiğinden bahisle, yeniden yargılama talebinde bulunmuştur.

6. İstanbul 3. Vergi Mahkemesi 24/05/2022 tarihli ve E.2022/947, K.2022/1408 sayılı kararı ile; "uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmediği, esasa girilmeden davanın kısmen incelenmeksizin reddine, kısmen süre aşımı yönünden reddinekarar verildiği, ödeme emri aşamasında esasa girilse dahi 'borcum yoktur' kapsamıyla sınırlı inceleme yapılabileceği, davacının iddialarını ileri sürebileceği ihbarnameye dava açmadığı gibi işbu davayı da süresinde açmadığı, bundan mütevellit tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması halinin olayda gerçekleşmediği" gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi istemini reddetmiştir. Bu karar, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

7. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi 10/10/2022 tarihli ve E.2022/1389, K.2022/2610 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça temyiz edilmiş olup, Uyuşmazlık Mahkemesine başvuru tarihi itibarıyla temyiz süreci devam etmektedir.

II. ADLİ YARGIDA DAVA SÜRECİ

 

A. Dava Konusu Olay

 

8. 31/08/2018 tarihli ve 2018-A-6539/33 sayılı vergi suçu raporuna istinaden, davacı şirketin kanuni temsilcisi Kartal Koyuncu hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinin a-2 bendine dayanılarak "defter ve belgeleri ibraz etmemek, gizlemek" isnadıyla suç duyurusunda bulunulmuştur. Bunun üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 09/12/2018 tarihli ve 2018/10135 esas, 2018/9377 sayılı iddianamesi düzenlenerek adı geçen hakkında Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/624 sayılı esasında kayıtlı dosya kapsamında kamu davası açılmıştır.

 

B. Yargılama Aşamaları

 

9. Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesi 11/03/2020 tarihli ve E.2018/624, K.2020/197 sayılı kararı ile; "yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 223/2-a maddesi uyarınca" sanığın beraatine karar vermiştir. Bu karar, katılan Maliye Hazinesi tarafından istinaf edilmiştir.

 

10. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi 15/09/2020 tarihli ve E.2020/4468, K.2020/3669 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiştir.

 

III. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK

 

11. Davacı şirket vekili, idari yargı mercii tarafından verilen kararda, "vergi idaresine ibrazı istenilen defter ve belgelerin başka mahkemelerde görülen davalar nedeniyle ibraz edilemediği olgusu göz ardı edilerek ve eksik inceleme yapılarak" aleyhe karar verildiğini, ödeme emirlerine konu vergi ve cezalara dayanak gösterilen "defter ve belgelerin ibraz edilmemesi" fiilinden dolayı şirket kanuni temsilcisinin yargılandığı ceza davasında beraat kararı verildiğini ve ortaya çıkan hüküm uyuşmazlığının giderilmesi maksadıyla Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunulmasını talep etmiştir.

 

12. İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 22/04/2022 tarihli ve E.2022/947 sayılı üst yazısı ile, davacı vekilinin talebi doğrultusunda iddia olunan hükümler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, dosya kapsamına göre Danıştay Başsavcısının ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının yazılı düşüncelerinin istenilmesine lüzum görülmemiştir.

 

IV. İLGİLİ HUKUK

 

14. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlığını taşıyan 1. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

"Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir."

 

15. 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesi şöyledir:

 

"1 nci maddede gösterilen yargı mercileri tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir."

 

V. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

16. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 26/12/2022 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

17. 2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının ortaya çıkabilmesi için:

 

          a) Uyuşmazlık doğuran hükümlerin, adli ve idari yargı mercileri tarafından verilmesi,

          b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

          c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

          d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

          e) Kararlarda arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olması

koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

 

18. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen idari ve adli yargı kararlarının incelenmesinden, ortada İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 13/11/2020 tarihli ve E.2019/2730, K.2020/2522 sayılı kararı ile Büyükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2020 tarihli ve E.2018/624, K.2020/197 sayılı kararı olmak üzere idari ve adli yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş kararlar bulunduğu, davaların sebeplerinin ve taraflarının aynı olmadığı anlaşılmıştır.

 

19. İdari yargı yerinde, davacı şirket hakkında defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden ötürü tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ve özel usulsüzlük cezası ile birlikte gelir stopaj, kurumlar vergisi, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezasının tahsili maksadıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada, davanın esasının incelenmediği, ödeme emirlerine konu bir kısım kamu alacaklarının terkin edildiği, bu kısımlar yönünden kesin ve icrai işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen incelenmeksizin reddine karar verildiği, kalan kamu alacakları yönünden ise davanın yasal süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen süre aşımı yönünden reddine karar verildiği, bir başka deyişle, tahsil aşamasına geçilmiş ve dava konusu ödeme emirlerine konu vergi ve cezaların esasına yönelik inceleme yapılmadığı, kararda davanın esasının hükme bağlanmadığı anlaşılmıştır.

 

20. Adli yargı yerinde açılan davada ise, defter ve belgelerin ibraz edilmemesi veya gizlenmesi suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle şirket kanuni temsilcisinin beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.

 

21. İdari yargı yerindeki iptal davasının ve adli yargı yerindeki ceza davasının büyük oranda temelini teşkil eden "defter ve belgelerin ibraz edilmemesi" olgusunun ilk inceleme aşamasındaki sebeplerle idari yargı merciince esasının hükme bağlanmadığı, adli yargı merciince şirket kanuni temsilcisi hakkında beraat kararı verildiği ve kararlar arasında bu yönden bir çelişki bulunmadığı belirlenmiştir.

 

22. Vergi Mahkemesi ile Asliye Ceza Mahkemesi kararları arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü için gerekli olan koşullardan, "aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarının gerçekleşmediği değerlendirilmiştir. Bu durumda, adli ve idari yargı yerlerinde verilen kararlar arasındaki çelişki dolayısıyla hüküm uyuşmazlığı bulunduğundan söz edilemez.

 

23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan başvurunun reddi gerekmiştir.

 

VI. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 24. maddesinde öngörülen "aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" koşullarını taşımayan BAŞVURUNUN REDDİNE,

 

26/12/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

            Başkan                       Üye                               Üye                               Üye

            Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

             TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                               Ahmet                            Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN