Hukuk Bölümü         2012/217 E.  ,  2012/244 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar      : 1- Kendi adına asaleten kızı S.N.V.’a velayeten K.V.

                          2- T.V.

                          3- N.V.

Vekili             : Av. D.B. 

Davalı             : Ulaştırma Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. S.A.

O L A Y          : Davacılar vekilince, Pervari-Siirt karayolunun birinci kilometresinde davacıların yakını S.V.’ın sürücüsü olduğu 38 UA 059 plakalı araçla trafik kazası yapması sonucu hayatını kaybetmesi sebebiyle uğranıldığı önesürülen maddi ve manevi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

DİYARBAKIR 3. İDARE MAHKEMESİ: 22.2.2011 gün ve E:2011/502, K:2011/73 sayı ile, davacılar yakını S.V.'ın ölümüne sebep olan kazanın, davalı idarenin sorumluluğunda bulunan karayolunda bakım çalışması yapılmasına rağmen bariyerlerin yerleştirilmemesi, dolayısıyla araçların yoldan çıkmasını engelleyecek önlemlerin alınmaması nedeniyle meydana geldiği ileri sürülmüş olup, 2918 sayılı Kanundan doğan sorumluluktan kaynaklandığı anlaşılan iş bu davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 16.1.2012 gün ve E:2011/186, K:2012/6 sayı ile, bir olayda hizmet kusuru bulunup bulunmadığının saptanması idari yargının görevalanında olduğundan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince, idarenin hizmet kusuruna dayanan tazminat isteklerinin tam yargı davası olarak idari yargı yerinde ileri sürülmesi gerektiği, mevcut halin 2918 sayılı Kanunun değişik 110. maddesi kapsamında da bulunmadığı bu nedenle, davaya idari yargıda bakılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28.3.2012 gün ve E:2012/3254, K:2012/5157 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

Davacılar vekili, ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan 5.11.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacılar vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacılar yakınının sürücüsü olduğu araçla Pervari-Siirt karayolunun birinci kilometresinde trafik kazası yapması nedeniyle hayatını kaybetmesi sonucu uğranıldığı önesürülen maddi-manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, 25.11.2009 günü saat 16:30 sıralarında Siirt İli, Pervari İlçesi, Siirt-Pervari karayolunun 1. Km sinde Pervari İlçe Amirliğinde görevli polis memuru olan S.V.’ın 38 UA 059 plakalı Renault Kango marka hususi aracı ile tek taraflı yapmış olduğu trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle yolun yapım, bakım ve onarımından sorumlu Karayolları Genel Müdürlüğünün olayda kusuru bulunduğu önesürülerek yakınları tarafından maddi ve manevi tazminat istemiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.

Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” Kararına varmıştır.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararı gözetildiğinde, oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

S O N U Ç                 : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.1.2012 gün ve E:2011/186, K:2012/6 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.11.2012 gününde üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.