T.C.

    UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO         : 2019/671

KARAR NO    : 2019/651

KARAR TR     : 21.10.2019

ÖZET: Adli yargı yerinde açılan davanın önce-sinde idari yargı yerince aynı konuda verilmiş göreve ilişkin bir kararın bulunmaması ve sadece usule ilişkin dilekçenin reddine ilişkin kararın varlığı karşısında, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı            : H.K.

Vekili              : Av. M.S.A.

Davalı                         : Bornova Kaymakamlığı

Vekili              : Av. Ş.D.

 

O L A Y         : Bornova Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 01.02.2019 Olur tarih ve 2019/31 sayılı İdari Yaptırım Kararı ile, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) toptan/perakende satış yetki belgesi olmaksızın toptan tütün mamulü ve makaron satışı yaptığının tespit edildiğinden bahisle, davacı adına 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun’un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2.595,00 TL idari para cezası verilmiş, ayrıca 200’lük toplam 1300 paket boş makaron ile 1550 kg. kıyılmış tütünün mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de karar verilmiştir.

Davacı vekili, 01.02.2019 gün ve 2019/31 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 6. İDARE MAHKEMESİ: 21.02.2019 gün ve E:2019/167, K: 2019/204  sayı ile,  davacı hakkında verilen idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açılması, mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararın iptali istemiyle adli yargı yerine ayrı dava açılması gerekirken, tek dilekçe ile iki işlemin de idari yargı yerinde dava konusu edilmesinde 2577 sayılı Kanun’un 5. maddesine uygunluk görülmediği,  mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karara ve idari para cezasına karşı ayrı ayrı dilekçelerle, ayrı yargı yerlerinde yeniden dava açılmasının gerektiği belirtilerek, her bir işleme karşı ayrı ayrı yeniden dava açmakta serbest olmak üzere dilekçenin reddine kesin olarak karar vermiştir.

Davacı vekili, bu kez, mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararın iptali istemiyle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

 

İZMİR 3. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ: 05.07.2019 gün ve D.İş. No:2019/1359 sayı ile, 4733 sayılı Yasa’nın 8. maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre verilen idari yaptırım kararlarına karşı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabileceğinin düzenlendiği belirtilerek, başvurunun görüm ve çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı vermeden ancak dosyanın esasını kapatmak suretiyle,  2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesinin Hicabi DURSUN’un başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 21.10.2019 tarihli toplantısında, Raportör – Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili  Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

           2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

           Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir”, 19. maddesinde, “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine  kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada  görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

           (Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008 – 5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı vekilinin, mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararın iptali istemiyle adli yargı yerine yaptığı başvuru sonucunda, İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliğince, başvurunun,  İzmir 6. İdare Mahkemesinin 21.02.2019 gün ve E:2019/167, K: 2019/204 sayılı görevsizlik kararı üzerine yapıldığı belirtilerek, davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı vermeden ancak dosyanın esasını kapatmak suretiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

           Uyuşmazlık Mahkemesi bu durumlarda, her ne kadar 2247 sayılı Yasada öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek, mahkemelerce  re’sen yapılan başvuruların 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi kapsamında olduğunun kabul edilerek Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlıklarının çözüme kavuşturul-masının, gerek dava ekonomisine gerek Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağı düşüncesiyle görev uyuşmazlıklarının esasını inceleyerek  esasa  ilişkin  karar vermektedir.

Ancak, somut olayda, mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararın iptali istemiyle adli yargı yerine yapılan başvuruda,  İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.07.2019 gün ve D.İş. No:2019/1359 sayılı kararıyla; 01.02.2019 gün ve 2019/31 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde açılan davada, İzmir 6. İdare Mahkemesince verilen 21.02.2019 gün ve E:2019/167, K: 2019/204 sayılı kararlar arasında oluştuğu ileri sürülen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesinin talep edildiği, kararlar incelendiğinde ise; İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen kararın,  başvuru konusunda kendisini görevsiz görmesi nedeniyle 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi  kapsamında yapıldığı kabul edilen görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ilişkin karar olmasına karşılık, İzmir 6. İdare Mahkemesi’nce verilmiş kararın, göreve ilişkin bir karar olmadığı, tek dava dilekçesi ile açılmış olan davada, para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karara karşı ayrı ayrı dava açılması gerektiği gerekçesiyle sadece usule ilişkin olarak verilen dilekçenin reddine ilişkin bir karar olduğu görülmüştür. 

İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nce 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulabilmesi için, idari yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunması, bunun üzerine kendisine açılan davada idari yargı yerinin görevli  olduğu kanısına varması ve görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması gerektiği açıktır. Oysa olayda, idari yargı yerince davacı hakkında aynı konuya ilişkin olarak verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, ortada 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen biçimde, adli yargı yerinde açılan davanın öncesinde, idari yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararının bulunmadığı kuşkusuzdur.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nce davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevli yargı yerinin belirtilmesi için 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin  Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi kapsamında yapıldığı kabul edilen başvurunun, adli yargı yerinde açılan davanın öncesinde idari yargı yerince aynı konuda verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç: 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle,  aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 21.10.2019 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Hicabi

DURSUN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN