T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/608

KARAR NO  : 2020/656      

KARAR TR  : 26/10/2020

 

ÖZET: Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş.'den alacaklı olduğunu ileri süren davacının, iflas masasına kayıt talebinin iflas idaresince haksız ve hukuka aykırı biçimde, reddedildiğinden bahisle ve alacağın iflas masasına kaydına karar verilmesi istemiyleaçtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

          Davacı                             : İ.E.E.

          Vekilleri                        : Av. O.E. Av. M.Ç.

          Davalı                           : Müflis Asya Katılım Bankası İflas İdaresi

          Vekili                             : Av. V.A.A.

 

          O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. nezdinde B grubu hisse sahibi olmasından kaynaklı alacağının İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün 2017/14 esas sayılı dosyasında kaydının yapılması için müracaat ettiklerini, ancak taleplerinin reddedildiğini 04/06/2018 tarihli tebligatla öğrendiklerini ileri sürerek, alacaklı olarak kabul edilip sıra cetveline kaydının yapılması istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 22/11/2018 gün, E:2018/588, K:2018/1169 sayılı dosyasında "Asya Katılım Bankası A.Ş.' nin BDDK nın ve Fon Kurulu' nun 29/05/2015 tarihli kararları doğrultusunda fona devredildiği 27/07/2016 tarihli BDDK kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu' nun 107. Maddesi uyarınca faaliyet izninin kaldırıldığı ve bu kararın 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı Fon Kurulu' nun 22/12/2016 tarihli kararı ile 5411 sayılı yasanın 106/3 maddesi uyarınca bankanın doğrudan iflasın mahkemeden talep edilmesine karar verildiği ve İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2017/41 esas sırasında açılan davada 16/11/2017 tarih 2017/41-942 E.K. Sayılı karar ile 5411 sayılı yasanın 106. Maddesi uyarınca Asya Katılım Bankası A.Ş. ' nin iflasına karar verildiği anlaşılmıştır.5411 sayılı yasanın 106/5 maddesinde "Fon bu kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İİK 'nun 166., 218., 219., 234., 236.. 249., 251., 254. Maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmü yer almaktadır. Diğer yandan "Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi ile Bu Bankaların İflas ve Tasfiyesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik" in, "İflas Yoluyla Tasfiye" başlığım taşıyan 4. Bölümünde bankacılık yasası uyarınca iflasına karar verilen bankaların iflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Somut olayda TMSF Fon Kurulunun 17/11/2011 tarihli 2017/289 sayılı kararı ile 5411 sayılı yasanın 110. Maddesinin yollaması ile, 106/5 maddesi gereğince 1. Alacaklılar Toplantısı yerine kaim olmak üzere ilgili yönetmeliğin 20. Maddesi gereğince iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerinin belirlendiği, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi' nin 2017/7-6 E.K. Değişik İş nolu 24/11/2017 tarihli kararı ile fon tarafından önerilen Murat Tanrıverdi, Serdar Kaleli ve Haşan Köroğlu' nun iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği Haşan Köroğlu' nun 21/03/2018 tarihinde görevinden istifası nedeniyle İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi' nin 2018/5-5 E.K. Değişik İş nolu 27/03/2018 tarihli kararı ile fon tarafından önerilen Mehmet Nihat Arcagök' ün iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere iflas idare memurlarının tamamı fonun gösterdiği adaylardan oluşmaktadır. Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş.' nin iflas tasfiyesi 5411 sayılı yasanın 106. Maddesi ve ilgili yönetmelik çerçevesinde fon tarafından yürütülmekte olup iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin TMSF' nin bankacılık kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari nitelikte bir işlem olduğu kabul edilmelidir" gerekçesiyle "Davanın HMK'nun 114/1 -b ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine" dair verdiği kararın, istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 27/11/2019 tarih ve 2019/793 E, 2019/2135 K. sayılı kararı ile reddi, temyiz başvurusunun da Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 20.01.2020 tarih ve E:2020/167, K:2020/253 sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 2. İDARE MAHKEMESİ: 09/07/2020 gün, E:2020/860 sayılı dosyada "2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 235.maddesinde; "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar... İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar." hükmü yer almıştır.

5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106/5 maddesinde; "Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi halinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmü yer almıştır.

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, bakılmakta olan davanın, ilk olarak İcra ve İflas Kanunu’nun 235. maddesi kapsamında. Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul) talebi davası olarak İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin E:2018/588 Esas sayılı dosyasında dava konusu edildiği, anılan Mahkemenin 22/11/2018 gün ve E:2018/588. K:2018/1169 sayılı kararı ile dava konusu uyuşmazlığın İdari Yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, yargı yolu caiz olmadığından ve dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedildiği, karara karşı yapılan istinaf incelmesi neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 27/11/2019 gün E:2019/793 K:2019/2135 sayılı kararı ile reddedildiği, temyiz incelemesi sonrasında Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 20/01/2020 gün ve E:2020/167 K:2019/253 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesi üzerine, davanın Mahkememizde açıldığı anlaşılmakta olup; dava konusu işlemin iflas eden Asya Katılım Bankası AŞ’nin alacaklısı olan davacı tarafından bankada bulunan alacağının iflas masasına kaydına yönelik talebin reddine dair olduğu, bu kabil alacaklar için özel bir düzenleme yapılmışsa da, işlemin tesisinde 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümleri yanı sıra İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin de tatbik edildiği gerçeğini değiştirmeyeceği, keza, İflas İdaresi memurlarının yetki ve görevlerini İflas Müdürlüğü adına yürüttükleri, diğer taraftan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/11/2018 gün ve E:2018/588, K:2018/1169 sayılı kararında yer alan "... Somut olayda TMSF Fon Kurulunun iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerini belirlediği, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi'nin.... kararı ile Fon tarafından önerilen ve gerekçeli kararda belirtilen kişilerin iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği,..." şeklindeki tespitler dikkate alındığında, olayda, TMSF Fon Kurulunun aldığı kararın, İcra Mahkemesince atanacak iflas idare memuru adaylarını belirlemekten ibaret olduğu, iflas idaresi memurlarının ise İcra Mahkemesi tarafından atandığı, dolayısıyla iflas idare memurlarının İflas Dairesi adına işlem tesis ettikleri açıktır. Öte yandan, İcra ve İflas Dairelerinin kamu gücüne dayanarak işlem tesis ettiklerinde kuşku bulunmamakla birlikte, İcra ve İflas Dairelerinin işlemlerine karşı açılacak dava türleri ve göreve ilişkin kurallar 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile belirlenmiş ve anılan Kanunun uygulanmasından kaynaklanan davalarda Adli Yargı mercileri görevli kılınmış olup, söz konusu Yasada İdari Yargı yerlerine verilmiş her hangi bir yargılama görevi bulunmamaktadır.

Bu durumda, İstanbul 1. İflas Dairesi adına hareket eden iflas idaresi işlemine karşı açılan davanın Adli Yargı mercilerinin görev alanında kaldığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; iş bu dava dosyası ile İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin E:2018/588 sayılı dosyasının, 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19.maddesi uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine" karar vererek 24/09/2020 gün ve 2020/860 esas sayılı üst yazı ile ve ekindeki dava dosyalarıyla beraber Mahkememize başvurmuş, müracaat 09/10/2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesinin Burhan ÜSTÜN’ün başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Birol SONER, Hikmet KANIK, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2020 tarihli toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, müflis Asya Katılım Bankası A.Ş.' den alacaklı olduğunu ileri süren davacının, iflas masasına kayıt talebinin iflas idaresince haksız ve hukuka aykırı biçimde, reddedildiğinden bahisle ve alacağın iflas masasına kaydına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Asya Katılım Bankası A.Ş.'nin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 29/5/2015 tarihli kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 71. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca Fona devredildiği, 22/7/2016 tarihli BDDK kararı ile 5411 sayılı Kanun'un 107. maddesi uyarınca faaliyet izninin kaldırıldığı ve Fon Kurulu'nun 22/12/2016 tarihli kararı ile 5411 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 3 fıkrası uyarınca Bankanın doğrudan iflasının mahkemeden talep edilmesine karar verildiği ve İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/41 esas sırasında açılan davada 16/11/2017 tarihli karar ile 5411 sayılı Kanun'un 106. maddesi uyarınca Asya Katılım Bankası A.Ş.'nin iflasına karar verildiği anlaşılmıştır.

5411 sayılı Kanun'un;

"Faaliyet izninin kaldırılması veya Fona devir" başlıklı 71. maddesi: "Denetlemeler sonucunda bir bankayla ilgili olarak;

a) Bu Kanunun 70 inci maddesi kapsamında alınması istenen tedbirlerin Kurul tarafından verilen süre içerisinde ya da her halükârda en geç oniki ay içinde kısmen ya da tamamen alınmaması ya da bu tedbirleri kısmen veya tamamen almış olmasına rağmen, malî bünyesinin güçlendirilmesine imkân bulunmadığı veya bu tedbirler alınmış olsa dahi malî bünyesinin güçlendirilemeyeceğinin tespit edilmesi,

b) Faaliyetine devamının mevduat ve katılım fonu sahiplerinin hakları ve malî sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz ettiğinin ortaya çıkması,

c) Yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremediğinin tespit edilmesi,

d) Yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aşması,

e) Hâkim ortaklarının veya yöneticilerinin, banka kaynaklarını, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı veya dolanlı olarak kendi lehlerine kullanması veya dolanlı olarak kaynak kullandırması ve bankayı bu suretle zarara uğratması,

Hâllerinden bir veya birkaçının varlığı durumunda Kurul, en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla bankanın faaliyet iznini kaldırmaya ya da kredi kuruluşunun temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini, zararın mevcut ortakların sermayesinden indirilmesi kaydıyla kısmen veya tamamen devri, satışı veya birleştirilmesi amacıyla Fona devretmeye yetkilidir.

Faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşları bu Kanunda yer alan hükümlere göre, kalkınma ve yatırım bankaları ise genel hükümlere göre tasfiye edilir.

Bu madde kapsamında alınan Kurul kararları Resmî Gazete’de yayımlanır. Yayım tarihi ilgililer bakımından tebliğ tarihi olarak kabul edilir."

"Faaliyet izninin kaldırılması" başlıklı 106. maddesinin 5. fıkrası: "Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder."

"Fona devredilen bankalar ile ilgili hükümler" 107. maddesi: "Fon, bu Kanunun 71 inci maddesi hükümlerine göre ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankalarla ilgili yetkilerini maliyet etkinliğini sağlama ve malî sistemin güven ve istikrarını koruma ilkeleri doğrultusunda kullanır.

Fon, bu Kanunun 71 inci maddesi hükümlerine göre ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankanın faaliyetlerini Fon Kurulunca belirlenecek süre ile geçici olarak durdurmaya ve/veya devir tarihi itibarıyla düzenlenecek bilançosunu esas almak suretiyle;

a) Uygun göreceği aktiflerini, teşkilatını ve aksine talebi olmayan personeli ile devir tarihi itibarıyla mevduat bankaları bakımından mevduat toplamları en yüksek beş bankaca uygulanan faiz oranları ortalamasını, katılım bankaları bakımından katılım fonu toplamları en yüksek üç bankaca uygulanan getiri oranları ortalamasını geçmemek üzere işlemiş faiz ve getirileri ile birlikte sigortaya tâbi tasarruf mevduatı ve katılım fonlarını ve pasifte yer alan karşılık kalemlerini, kurulacak bir bankaya ya da mevcut bankalardan istekli olanlara devretmeye ve aktif ve pasifi kısmen veya tamamen devredilen bankanın faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye,

b) Hisselerine sahip olmak kaydıyla ve sigorta kapsamındaki mevduat ve katılım fonu tutarını aşmamak koşuluyla malî yardım sağlamaya ve kendisine intikal eden hisseleri temsil eden sermayeye karşılık gelen zararları devralmaya,

c) Devralınacak zararlar sonucunda hisselerinin tamamına sahip olunamaması hâlinde, zararın ödenmiş sermaye tutarından düşülmesi suretiyle hesaplanacak sermaye esas alınmak üzere bulunacak hisse bedelinin Fon Kurulunca belirlenecek süre içinde banka hissedarlarına ödenmesi karşılığında hisselerini devralmaya,

d) Faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye,

Yetkilidir.

Devralınan zararlara istinaden yapılacak ödemelerin karşılığını temsil eden hisseler, üzerindeki her türlü hak ve takyidattan arî olarak Fona intikal eder.

Hakkında bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanan bankanın devredilen aktiflerinin toplamının devredilen pasiflerinin toplamını karşılamaması hâlinde aradaki fark sigorta kapsamındaki mevduat ve katılım fonu tutarını aşmamak kaydıyla Fon tarafından ödenir. Bu halde ve hakkında bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanan bankanın faaliyet izninin kaldırılması durumunda bu Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci ve 109 uncu maddesinin üçüncü fıkraları uygulanmaz. Bu Kanunun 106 ncı maddesine göre iflas masaları kurulması hâlinde, Fon ödediği tutar kadar iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sırasındaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder.

Fon, hisselerinin çoğunluğu veya tamamı kendisine intikal eden bankanın;

a) Gerektiğinde malî ve teknik yardım da sağlamak suretiyle, varlık ve yükümlülüklerini kısmen veya tamamen, mevcut bankalardan istekli olanlara ya da kurulacak bir bankaya devretmeye veya bankayı istekli olan başka bir bankayla birleştirmeye,

b) Fon Kurulunca gerekli görülen hallerle sınırlı olmak üzere, malî bünyenin güçlendirilmesi ve yeniden yapılandırılması için gerektiğinde;

1) Sermayesini artırmaya,

2) Zorunlu karşılık ve umumi disponibilite yükümlülüklerinden kaynaklanan cezaî faizlerini kaldırmaya,

3) İştirak, gayrimenkul ve diğer aktiflerini satın almaya veya bunları teminat olarak alıp karşılığında avans vermeye,

4) Likidite ihtiyacını gidermek üzere mevduat koymaya,

5) Alacaklarını veya zararlarını devralmaya,

6) Varlık ve yükümlülükleri ile ilgili her türlü işlemi yapmaya ve nakde tahvilini sağlamaya,

c) Sahip olduğu aktifleri iskonto uygulayarak veya sair suretlerle üçüncü kişilere satmaya ve gerekli göreceği her türlü tedbiri almaya,

d) Hisselerini bu Kanunun 7 ve 8 inci maddelerindeki hükümlere istinaden Kuruldan izin alınmak kaydıyla ve Fon Kurulu tarafından belirlenecek usûl ve esaslar dahilinde üçüncü kişilere devretmeye,

Yetkilidir.

Bu madde hükümlerine göre yapılan devir işlemlerinde alacaklı ve borçluların rızası aranmaz.

71 inci madde kapsamında temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankaların, malî bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri, birleştirilmesi ve satışı ile ilgili süreç devrin yapıldığı tarihten itibaren en geç dokuz aylık bir süre içerisinde tamamlanır. Fon Kurulu kararı ile bu süre üç ayı geçmemek üzere uzatılabilir. Bu süre içinde devir, birleşme veya satışın tamamlanamamış olması hâlinde Fonun talebi üzerine Kurul bankanın faaliyet iznini kaldırır"

"Fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin yetki ve usûller" başlıklı 132. maddesinin 9. fıkrası: "Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca devralınan alacaklar nedeniyle Fona borçlu olanların iflası hâlinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 221 inci maddesindeki iflas bürosu Fon temsilcisinin katılımıyla teşekkül eder. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 223 üncü maddesindeki iflas idaresinin, Fonun talep etmesi hâlinde üyelerinden en az biri, Fonun göstereceği iki kat aday arasından icra tetkik mercii tarafından seçilir. Fon, alacağının tahsili bakımından gerekli görürse iflas idaresinin en az iki üyesinin önereceği iki katı aday arasından seçilmesini talep etmeye yetkilidir. Bu durumda, icra tetkik mercii iflas idaresinin asgarî iki üyesini Fonun önereceği adaylar arasından seçer. Fon bir üye seçtirmişse icra tetkik mercii diğer bir üyeyi alacak tutarı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından, bir üyeyi de alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği adaylar arasından seçer. Fon iki üye seçtirmişse, diğer bir üye icra tetkik mercii tarafından alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından seçilir."

5411 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrası: "İflas kararı alınması halinde Fon, iflas masasına imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder ve bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı iflas dairesi ve alacaklılar toplantısı ile iflas idaresi görev ve yetkilerine de sahip olarak bankayı anılan Kanun hükümleri çerçevesinde tasfiye eder."

Hükümlerini içermektedir.

Buna göre, mülga 4389 sayılı Kanun'da; iflas kararı alınması halinde Fon'un bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olarak İcra İflas Kanunu'nda yazılı iflas dairesi ve alacaklılar toplantısı ile iflas idaresi görev ve yetkilerine de sahip olarak bankayı anılan Kanun hükümleri çerçevesinde tasfiye edeceği belirtilmişken 5411 sayılı Kanun'da bu yetkinin kapsamı daraltılarak İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye edebileceği belirtilmiştir.

Ayrıca, Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi ile Bu Bankaların İflas ve Tasfiyesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik'in 13. maddesinin 1. fıkrasında: "Ödenen sigortalı mevduat ve sigortalı katılım fonu için, Hukuk İşleri Daire Başkanlığının görüşü de alınarak Tasfiye Dairesi Başkanlığının önerisi ile banka hakkında doğrudan doğruya iflas talebinde bulunulmasına Fon Kurulu tarafından karar verilir." hükmü yer almaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun konuya ilişkin hükümleri incelendiğinde;

"İflas masası" başlıklı 184. maddesinde: "İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer.

Müflis namına gelen mektuplar iflas idaresi tarafından açılır ve sair mevrudelerin de masaya gönderilmesi posta idaresine bildirilir"

"İflas idaresi ve iflas dairesinin vazifeleri başlıklı" 223. maddesinde: "İflas idaresi üç kişiden oluşur. Toplanan alacaklıların yapacağı seçimde, bu sayının iki katı, bu konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip kişi aday gösterilir. Bu adaylardan dört adedi alacak tutarına göre ekseriyeti teşkil edenlerce, iki adedi ise alacaklılar sayısı itibariyle ekseriyeti teşkil edenlerce seçilir ve icra mahkemesine bildirilir. İcra mahkemesi, iflas idaresini teşkil edecek üç kişiden ikisini alacak ekseriyetine sahip olanların gösterdiği dört aday, birini ise alacaklı ekseriyetinin gösterdiği iki aday arasından seçer.

Tasfiye, iflas dairesince, yukarıdaki fıkraya göre teşkil edilen iflas idaresine havale olunur.

İflâs idaresi toplantıları, idare memurlarının veya herhangi bir alacaklının gündem belirlemek suretiyle yapacağı talep üzerine iflâs dairesi müdürünün toplantı gününden en az yedi gün önce göndereceği çağrı üzerine yapılır. İflâs idaresi, kararlarını çoğunlukla alır; ancak toplantıya her üç iflâs idare memurunun da katılmaması hâlinde iflâs dairesi müdürü iflâs idaresinin görevini yüklenir ve iflâs idaresi adına tek başına karar alır. Toplantıya iflâs idaresi memurlarından birinin veya ikisinin iştiraki hâlinde iflâs dairesi müdürü de bu toplantıya katılır. Karar alınamaması hâlinde iflâs dairesi müdürünün oyu doğrultusunda işlem yapılır. İflâs masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklılar, tebligata elverişli adres göstermek ve Adalet Bakanlığınca çıkarılacak tarifede gösterilecek yazı ve tebliğ masrafları için avans vermek suretiyle iflâs idaresince alınacak kararların kendilerine tebliğini isteyebilirler. Bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında iflâs idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları kendilerine tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar.

İflas idaresine, Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve iki yılda bir yenilenen ücret tarifesine göre ücret ödenir.

İflas idaresi iflas dairesinin murakabesi altındadır. Bu halde iflas dairesi aşağıdaki görevleri yerine getirir:

1. Alacaklılar toplantısının kararlarına, alacaklıların menfaatine uygun görmediği bütün tedbirlere ve idarece kabul edilen alacaklar ile istihkak iddialarının kabulüne dair olan kararlardan kanuna ve hadiseye uygun görmediklerine yedi gün içinde icra mahkemesine müracaatla itiraz etmek

2. İflası idare edenlerin ücretleriyle masrafları da dahil olmak üzere hesap pusulalarını icra mahkemesinin tasdikine arz etmek"

"İflas idaresinin vazifesi" başlıklı 226. maddesinin 1. fıkrasında: "Masanın kanuni mümessili iflas idaresidir. İdare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükelleftir"

"İflas idaresinin vazife ve mes'uliyeti" başlıklı 227. maddesinde: "8 inci maddenin bir ve ikinci fıkraları ve 9,11,16 ve 359 uncu maddelerin icra dairelerine ait hükümleri iflas idaresi hakkında da uygulanır. İflâs idaresi, iflâs masasına kabul edilen alacaklılara, talepleri hâlinde iflâs tasfiyesinin seyri ile müteakip işlemlerin planı ve takvimi hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.

İcra mahkemesi, iflas idaresi üzerinde gözetim yetkisine sahip olup gerektiğinde iflas idaresini teşkil edenlerin görevine son verebilir. İcra mahkemesi, görevine son verilen veya istifa edenin yerine, önceki adaylar arasından 223 üncü maddedeki esaslar dairesinde yenisini seçer.

İflas idaresini teşkil edenler kusurlarından ileri gelen zarardan sorumludurlar. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.

İflas idaresini teşkil edenler Türk Ceza Kanununun uygulanmasında memur sayılırlar."

"Alacaklılar sıra cetvelinin müddet ve şekli" başlıklı 232. maddesinde: "Alacakların kaydı için muayyen müracaat müddeti geçtikten sonra ve iflâs idaresinin seçilmesinden itibaren en geç iki ay içinde iflâs idaresi tarafından 206 ncı ve 207 nci maddelerde yazılı hükümlere göre alacaklıların sırasını gösteren bir cetvel yapılır ve iflâs dairesine bırakılır. Zorunlu hâllerde iki ayın hitamından önce iflâs idaresinin icra mahkemesine başvurması hâlinde icra mahkemesi bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi en çok iki ay daha uzatabilir. Süresi içinde sıra cetvelinin verilmemesi hâlinde iflâs dairesinin durumu icra mahkemesine intikal ettirmesi üzerine iflâs idaresi üyelerinin vazifesine son verilir ve sebketmiş hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilmez. Mahkeme ayrıca bu üyelerin bir yıldan az olmamak ve üç yılı geçmemek kaydıyla herhangi bir iflâs idaresinde görev almalarını yasaklayabilir, bu karar kesindir"

"Alacaklılar sıra cetveli, ilan ve ihbar" 234. maddesinde: " İflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166 ncı maddenin 2 nci fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.

İddialarının tamamı veya bir kısmı reddedilen yahut iddia ettikleri sıraya kabul edilmeyen alacaklılara doğrudan doğruya haber verilir."

"Sıra cetveline itiraz ve neticeleri" başlıklı 235. maddesinin 1. fıkrasında: "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir."

Düzenlemelerinin yer aldığı anlaşılmaktadır.

Somut olayda, Asya Katılım Bankası A.Ş.'nin, BDDK'nın kararı ile 5411 sayılı Kanun uyarınca Fona devredildiği, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/11/2017 tarihli kararı ile 5411 sayılı Kanun uyarınca söz konusu Bankanın iflasına karar verildiği, 2004 sayılı Kanun gereği üç kişiden oluşan ve 5411 sayılı Kanun gereği üyelerinin bir kısmı (dava konusu olayda üçte ikisi) Fon'un gösterdiği adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresince davacının öne sürdüğü alacağının iflas masasına kaydı talebinin kısmen reddedildiği anlaşılmış olup bu kapsamda açılan davada müflis bankanın 5411 sayılı Kanun uyarınca Fon'a devredilmesi, 5411 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 5. fıkrasında Fon'un yetki ve görevlerine getirilen sınırlamalar, 2004 sayılı Kanun'un 235. maddesinin 1. fıkrasının sıra cetveline itiraz ile ilgili davaların iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açılacağına dair hükmü, 5411 sayılı Kanun gereği üyelerinin bir kısmı Fon'un gösterdiği adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen müflis bankanın iflas idaresinin dava konusu işleminin idare hukuku kapsamında "idari işlem" olarak değerlendirilemeyeceği hususları bir arada değerlendirildiğinde davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin başvurusunun kabulü ile İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/11/2018 tarih, E:2018/588, K:2018/1169 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

             

              S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/11/2018 tarih, E:2018/588, K:2018/1169 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Burhan

ÜSTÜN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Birol

SONER

Üye

Hikmet

KANIK

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Bilal

ÇALIŞKAN