T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/226 KARAR NO : 2024/274 KARAR TR : 08/07/2024 |
ÖZET: Uzman çavuş olarak görev yapmakta olan davacının,...Harekatı kapsamında... 'de katıldığı operasyon sırasında bindiği askeri aracın devrilmesi suretiyle meydana gelen kazadan kaynaklı yaralanma nedeniyle açılan tazmin istemli davada,idarenin "işleten" sıfatıyla hukuki sorumluluğundan ötürü 2918 sayılı Kanun'un110. maddesi kapsamında, ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğu hk. |
K A R A R
Davacı : O.K
Vekili : Av.N.H.Ş
Davalı : Milli Savunma Bakanlığı
Vekilleri : Av. İ.A., Av. D. D
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı vekili, uzman çavuş olarak görev yapmakta olan müvekkilinin, 25/05/2018 tarihinde...Harekatı kapsamında...üs bölgesinden ...Karakolu ve müteakibin... 1. Hudut Bölgesine sevki esnasında, bulunduğu askeri aracın yan yatması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığını, kaza sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradığını,meydana gelen zarardan davalının kusursuz sorumlu olduğunu belirterek, geçici iş göremezlik zararı için 500 TL, sürekli iş göremezlik zararı için 500 TL olmak üzere 1.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 07/10/2021 tarih ve E.2021/214, K.2021/333 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu, yargı yolunun caiz olmaması gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...İdare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olup idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisi bulunmamaktadır.
2918 sayılı Kanunun 110. Maddesiyle işbu kanundan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğine ilişkin düzenleme yapılmış olup yasa koyucu karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle yargılamada birliği hedeflemiştir.
Ancak, davacının yaralanmasına sebep olan kaza ülke sınırları dışında...Harekatı Kapsamında davacı asker kişinin harekat bölgesine sevki sırasında tek yanlı olarak meydana gelmiştir. Davacı asker olup araç davalı idareye ait askeri araçtır. Kaza tek taraflı kaza olup araç şarampole yuvarlanmıştır.
Yaralanma olayı bir bütün olarak değerlendirildiğinde basit bir trafik kazası değildir. İdarenin vermiş olduğu sınır ötesi karar neticesi, harekat esnasında meydana gelmiş olup idarenin eylem ve kararından kaynaklanmaktadır. Bu nedenleidari nitelikte sayılmıştır.
Anayasanın 125.maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem, işlem ve kararlardan dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Bu itibarla, Milli Savunma Bakanlığı hakkındaki davanın yargı yolu (idari yargı) nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. ..."
3. Davacı vekili, bu kez aynı maddi sebeplerle, toplam 1.000 TL maddi ve 70.000 TL manevi tazminat istemiyle idari yargı yerinde dava açmış, Ankara 16. İdare Mahkemesi 04/01/2023 tarih ve E.2022/2453, K.2023/3 sayılı yetkisizlik kararı ile, dava dosyasının yetkili Erzurum İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
B. İdari Yargıda
4. Erzurum 3. İdare Mahkemesi 07/03/2024 tarih ve E.2023/97 sayılı kararı ile, "2918 sayılı Kanun'un 110. maddesi uyarınca adli yargının görevli olduğu" kanaatiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için adli yargı yeri dosyasının da temin edilerek dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Nitekim; benzer bir uyuşmazlık hakkında Uyuşmazlık Mahkemesinin 29/04/2019 tarih ve E:2019/286, K:2019/273 sayılı kararı da bu yöndedir ..."
III. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat
5. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun "Amaç" başlıklı 1. maddesi şöyledir:
"Bu Kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir."
6. 2918 sayılı Kanun'un "Kapsam" başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar.
Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;
a) Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile,
b) Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da,
Bu Kanun hükümleri uygulanır."
7. 2918 sayılı Kanun'un "İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu" başlıklı 85. maddesinin ilgili ilk ve son fıkraları şöyledir:
"Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
...
(Değişik: 17/10/1996-4199/28 md.) İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur."
8. 2918 sayılı Kanun'un "Görevli ve yetkili mahkeme" başlıklı 110. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır."
B. Yargı Kararı
9. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
“…Anayasa Mahkemesinin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Rıdvan GÜLEÇ'in Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ınkatılımlarıyla yapılan 08/07/2024 tarihli toplantısında;2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosya sureti ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
11. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
12. Dava, ...Harekatı kapsamında uzman çavuş olarak görev yapmakta olan müvekkilinin bulunduğu askeri aracın görev esnasında yan yatması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığından bahisle, maddi ve manevi zararının tazmini istemiyle açılmıştır.
13. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
14. 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı ve tazminat istemine ilişkin davanın maddenin yürürlük tarihinden sonra açıldığı hususu gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun'un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan kaza nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu, meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da davalı idarenin işleten sıfatıyla hukuki sorumluluğundan ötürü adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
15. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Erzurum 3. İdare Mahkemesinin 07/03/2024 tarih ve E.2023/97 sayılı başvurusunun kabulü ile Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 07/10/2021 tarih ve E.2021/214, K.2021/333 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Erzurum 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 07/10/2021 tarih ve E.2021/214, K.2021/333 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
08/07/2024 tarihinde, Üye Bilal ÇALIŞKAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Rıdvan Nilgün Doğan Eyüp
GÜLEÇ TAŞ AĞIRMAN SARICALAR
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN
KARŞI OY
İdarenin kendi kuruluş Kanunu'nda belirlenen ve yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.
Üye
Bilal ÇALIŞKAN