Ceza Bölümü 2007/45 E., 2007/45 K.

"İçtihat Metni"

Davacı: K. H.

Maktül: M. Ş. A.

Müdahiller : 1- M. S. A. 2- M. A. A. 3- A.A.

Sanık: Gültekin Sütcü

O L A Y: Diyarbakır/Hazro ilçesinde geçici köy korucusu olarak görev yapan Fevzi Gökçen, Yaşar Gülbatı, Aziz Erbey ve Zeyyat Akçil'in 22.4.1994 günü, Diyarbakır İl merkezine bir araç getirme ve buradaki bazı şahısların İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığına teslim işi için Diyarbakır'a geldikleri, gelirken İl merkezine gelmek isteyen sanık Ömer Güngör'ü de getirdikleri, Ömer Güngör'ün, köy korucusu olarak görev yapan ve PKK terör örgütü ile girdiği çatışmada öldürülen kardeşinin ve yine örgüt tarafından öldürülen akrabalarının cesetlerinin nerede olduğunu maktül Mehmet Şerif Avşar'ın bilebileceğini zira maktülün kardeşinin de terör örgütü mensubu olup, cezaevinde olduğunu diğer sanıklara söylemesi üzerine, hep birlikte maktülü konuşturmak hususunda anlaşıp, maktülün işyerine giderek sorgulamak için kendisini götüreceklerini söylediklerinde, maktülün bu durumu kabül etmeyip polis gelmeden kendileriyle gitmeyeceğini bildirdiği, polis çağırmak için dışarı çıkan sanık Fevzi'nin, terör örgütü itirafçısı olan sanık Mesut Mehmetoğlu ve Diyarbakır 107 Top. A. Hafif uçaksavar Top. Tb. Komutanlığı emrinde görevli sanık Top. Uzm. Çvş. Gültekin Sütcü ile karşılaştığı, onlara durumu anlatması üzerine sanık Gültekin Sütcü'nün maktülün işyerine giderek kimlik ibraz ettiği, bunun üzerine maktülün ikna olarak sanıklarla birlikte bulundukları araca binerek Lice ilçesine doğru hareket ettikleri, yol üzerinde bulunan yıkık binaya girerek maktülü sorguladıkları ve sanık Gültekin Sütcü'nün azmettirmesi üzerine sanık Ömer Güngör'ün maktül Mehmet Şerif Avşar'ı kafasından iki el ateş ederek öldürdüğü ileri sürülerek, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesine açılan dava dosyasında, sanık Ömer Güngör'ün kasten adam öldürmekten, diğer sanıkların hürriyeti tahdit suçlarından cezalandırılmalarına ve sanık Gültekin Sütcü hakkında gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, kararın temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleşmesi üzerine, sanık Gültekin Sütcü'nün olay tarihinde kasten adam öldürme suçuna azmettirmek suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 38,53,64., 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 448. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 22.1.2007 gün ve E:2007/228, K:2007/34 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

DİYARBAKIR 3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: 23.5.2007 gün ve E:2007/32, K:2007/307 sayıyla; olay tarihinde asker kişi olan sanığı askerlik hizmet ve görevleri sırasında işlediği ileri sürülen eylem nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

7. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ : 9.8.2007 gün ve E:2007/1619, K:2007/998 sayıyla; sanığa yüklenen suçun askeri suç olmadığı, askeri suça bağlı bulunmadığı ve yargılama aşamasında sanığın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesilmesi nedeniyle askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesildiği, daha önce yargılanıp haklarında verilen mahkumiyet kararı kesinleşen diğer sanıklar ile suçu birlikte işledikleri dikkate alındığında da, 353 sayılı Yasa'nın 12. maddesi uyarınca yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Rıdvan ALTUN, Sezai AKBULUT, Ramazan ÖZKEPİR, Bilgin AK, İrfan YILMAZLAR, Ersun ÇETİN'in, katılımlarıyla yapılan 06.11.2007 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ :Raportör-Hakim G.Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR'ün adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Namık ÖZTÜRK'ün davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Aynı Yasa'nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4191 sayılı Yasa'yla değişik 17. maddesinde; "askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiş-tirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer" denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

Somut olayda, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, asker kişi sanığa yüklenen eylemin, askerlik hizmet ve görevleri nedeniyle işlendiği gerekçesine yer verilmiş ise de; sanığın yargılama aşamasında Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa'nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 23.5.2007 gün ve E:2007/32, K:2007/307 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.11.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.