T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

      ESAS   NO : 2020/342

      KARAR NO : 2020/405

      KARAR TR: 22.06.2020

ÖZET : Kapsam dışı personel olarak davalı Kurumda çalışan davacının ''1 günlük ücret kesimi'' cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Disiplin Kurulu kararı ile bu kararın aynen uygulanmasına dair Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARAR  

 

 

 

Davacı    : E.K.

Vekili     : Av. E.G.

Davalı    : Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü

Vekili     : Av. Y.B.Ö.

 

O L A Y: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; muhasebe şube müdürü olarak görev yapan müvekkili hakkında yapılan soruşturma neticesinde, Mali İşler Dairesi Başkanlığı'nın Kuruluş ve Görev Yönergesinin 9/8 maddesinde sayılan görevleri kapsamında yeterli çabayı sarf etme noktasında ihmali bulunduğunun tespit edildiğinden bahisle Kapsam Dışı Personel Yönergesi'nin 64/n maddesi uyarınca ''1 günlük ücret kesimi'' cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 17.6.2019 gün ve 2019/7 sayılı Disiplin Kurulu kararı ile bu kararın aynen uygulanmasına dair 17.7.2019 gün ve 38393 sayılı Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açtığı anlaşılmıştır.

Davalı vekili süresi içinde verdiği savunma dilekçesinde; davanın adli yargıda görülmesi gerektiği görüşüyle davanın görev yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.

İSTANBUL 14. İDARE MAHKEMESİ: 25.12.2019 gün ve E:2019/286 sayılı kararında; "… Uyuşmazlık Mahkemesinin 01.03.1996 günlü Resmi Gazetede yayımlanan E:1995/1, K:1996/1 sayılı ilke kararında ''Kapsam Dışı personel olarak belirlenen görev unvanlarını taşıyanların kurumda belli bir süre çalıştıktan sonra sendika ile ilişkisini kesen ve daha çok idareci niteliğindeki personel olduğu, bu ayrımdaki amacın, bu kesimin, yetki ve ücretinin tayin ve takdirinin idareye bırakılması ve statülerinin asli ve sürekli görevleri genel idare esaslarına göre yürüten personele göre yaklaştırılması olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle 4046 sayılı Yasa hükümlerinden, kapsam dışı personelin de kamu personeli sayıldığı sonucu çıkmaktadır.'' denilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; her ne kadar davalı idarece, davacının kapsam dışı personel olduğu ve 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi işçi statüsünde istihdam edildiği, dolayısıyla idare ile davacı arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerektiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulmakta ise de; statüsü itibariyle kamu personeli olan davacı ile davalı idare arasındaki ilişkinin idare hukuku ilkelerine dayanan kamu hukuku ilişkisi olduğu ve uyuşmazlığın kamu hukuku prensipleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından, davacının Kapsam Dışı Personel Yönergesi'nin 64/n maddesi uyarınca ''1 günlük ücret kesimi'' cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 17.06.2019 tarih ve 2019/7 sayılı Disiplin Kurulu kararı ile bu kararın aynen uygulanmasına dair 17.07.2019 tarih ve 38393 sayılı Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli bulunduğu sonucuna ulaşılarak, davalı idarenin görev itirazı yerinde görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin görev itirazının reddine ..." karar vermiştir.

Davalı idare tarafından, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; "… Davacı tarafından, davalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Mali İşler Dairesi Başkanlığında muhasebe şube müdürü olarak kapsam dışı görev yaparken, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Kapsam Dışı Personel Disiplin Yönergesinin 64/n. maddesi uyarınca 17/06/2019 tarihli ve 2019/7 sayılı 'bir günlük ücret kesimi' cezası ile cezalandırılmasına ilişkin disiplin kurulu kararı ile 17/07/2019 tarihli ve 38393 sayılı 'bir günlük ücretten kesim' cezasının aynen uygulanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemiyle davalı aleyhine açılan davada, davalı tarafından görev itirazında bulunulmuş, itirazın reddi üzerine davalı vekili tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından adli yargı lehine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.

Bilindiği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 'idari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı' kenar başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Kamu kurumlarınca alınan idari kararların yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek açılan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde tanımlanan iptal davalarının amacı, idari işlemlerin idari yargı organlarınca denetlenerek, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasıdır.

Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında, işveren ile sendikalar arasında akdedilen toplu iş sözleşmelerinin kapsamı dışında tutulan ve bu nedenle 'kapsam dışı personel' olarak adlandırılan personelin, hizmet sözleşmelerine konulan yasakla sendika üyesi olamaması, yönetim kademesindeki daimi kadrolarda görev alarak işverene ait yetkileri kullanması ya da görevinin özel bir önem taşıması ve özellikle de yetkileri, ücret ve diğer haklarının tayin ve takdirinin idareye ait olması nedeniyle statüleri, asli ve sürekli görevleri genel idare esaslarına göre yürüten memur ve sözleşmeli personel statüsüne yaklaşmakta; nitekim 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22. ve Geçici 9. maddesinde de kanun koyucu tarafından, memur ve sözleşmeli personel ile birlikte anılmaktadır.

Olayda, 233 sayılı KHK'ya tabi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile ilgilendirilmiş bir Teşekkül olan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü; sermayesinin tamamı Devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür.

Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer olaylara ilişkin verdiği 01/03/1996 tarihli ve 22567 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 22/01/1996 tarihli veE.1995/1, K. 1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunmayan Kamu İktisadi Teşebbüslerinde kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumlan ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğuna ilişkin ilke kararı bulunmaktaysa da, 25/10/2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 37. maddesi ile 399 sayılı KHK'nın ek 3. maddesi; 'Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 1 inci ve geçici 9 uncu maddelerine tabi teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında çalışan personel ile bu teşebbüs ve bağlı ortaklıklar arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işler iş mahkemelerinde görülür' şeklinde değiştirilmiştir.

Uyuşmazlık konusu dava 17/06/2019 ve 17/07/2019 tarihinde gerçekleştirilen işlemlere karşı 04/09/2019 tarihinde yani yukarıda anılan 25/10/2017 tarihli mevzuat değişikliğinden sonra idari yargı yerinde açılmıştır. Bu sebeple, Kamu İktisadi Teşebbüslerinde kapsam dışı personel olarak çalışanların işverenleriyle aralarında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin olarak 25/10/2017 tarihinden sonra açılan dava ve işlerin iş hukuku hükümlerine göre çözülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 29/01/2018 tarihli ve E.-K.2018/18-49 sayılı, 25/06/2018 tarihli ve E.-K.2018/359-411 sayılı ve 30/09/2019 tarihli ve E.-K.2019/388-586 sayılı kararlarında da benzer hususlar vurgulanmıştır.

Yukarıdaki açıklamalara göre, davacı hakkında verilen disiplin cezasının iptaline ilişkin uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşünülmektedir." şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Kanunun 10 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmesine karar vererek 19.2.2020 gün ve 2020/19387 sayılı görüş yazısı ile Mahkememize müracaat etmiş, başvuru 27.2.2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan22.6.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:  Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Kanunun 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından,görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Burak Cenk İLHAN'ın davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ veDanıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, kapsam dışı personel olarak davalı Kurumda çalışan davacının ''1 günlük ücret kesimi'' cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Disiplin Kurulu kararı ile bu kararın aynen uygulanmasına dair Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Davalı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü; 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile ilgilendirilmiş bir Teşekkül olup, sermayesinin tamamı Devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür.

Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında, işveren ile sendikalar arasında akdedilen toplu iş sözleşmelerinin kapsamı dışında tutulan ve bu nedenle "kapsam dışı personel" olarak adlandırılan personelin, hizmet sözleşmelerine konulan yasakla sendika üyesi olamaması, yönetim kademesindeki daimi kadrolarda görev alarak işverene ait yetkileri kullanması ya da görevinin özel bir önem taşıması ve özellikle de yetkileri, ücret ve diğer haklarının tayin ve takdirinin idareye ait olması nedeniyle statüleri, asli ve sürekli görevleri genel idare esaslarına göre yürüten memur ve sözleşmeli personel statüsüne yaklaşmakta; nitekim 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22. ve Geçici 9. maddesinde de kanun koyucu tarafından, memur ve sözleşmeli personel ile birlikte anılmaktadır.

Mahkememizin benzer olaylara ilişkin verdiği 1.3.1996 tarih ve 22567 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunmayan Kamu İktisadi Teşebbüslerinde kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğuna ilişkin ilke kararı bulunmaktaysa da, 25.10.2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 37. maddesi şöyledir: "22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

'EK MADDE 3- Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 1 inci ve geçici 9 uncu maddelerine tabi teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında çalışan personel ile bu teşebbüs ve bağlı ortaklıklar arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işler iş mahkemelerinde görülür.'"

Görev uyuşmazlığına konu dava 17.6.2019 ve 17.7.2019 tarihinde gerçekleştirilen işlemlere karşı 4.9.2019 tarihinde yani yukarıda anılan 25.10.2017 tarihli mevzuat değişikliğinden sonra idari yargı yerinde açılmıştır. Bu sebeplerle, 25.10.2017 tarihinden sonra açılan Kamu İktisadi Teşebbüslerinde kapsam dışı personel olarak çalışanların işverenleriyle aralarında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlere iş mahkemelerinde bakılacağı tartışmasızdır.

Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile İstanbul 14. İdare Mahkemesi'nce verilen 25.12.2019 gün ve E:2019/286 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile İstanbul 14. İdare Mahkemesi'nce verilen 25.12.2019 gün ve E:2019/286 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 22.6.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                         SONER          

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                         Ahmet

                                                TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN