T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/164

KARAR NO  : 2024/198      

KARAR TR  : 03/06/2024

ÖZET: Karayolları Genel Müdürlüğüne bağlı taşeron şirketlerde çalışmış olan davacının, davalı idare ile sendikalar arasında imzalanan protokol hükümlerine istinaden daimi işçi olarak istihdam edilmek istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

Davacı : H.T

Vekili   : Av.Ö.E

Davalı  : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili   : Av. G.T

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekilince müvekkilinin, Karayolları Genel Müdürlüğü 13. Bölge (Antalya) bünyesinde taşeron işçi (harita teknikeri) olarak görev yaptığı, 29/04/2015 tarihinde imzalanan protokol ve 04/04/2016 tarihinde imzalanan ek protokol uyarınca sürekli işçi kadrosuna alınması istemiyle idareye 12/05/2016 tarihinde başvurduğu, idarenin 26/05/2016 tarih ve E.125630 sayılı yazısıyla, belirlenen sürede başvurusu olmadığından işlem yapılmadığının bildirildiği, bu işleme karşı yaptığı itirazın da reddedildiği ileri sürülerek, müvekkilinin kadroya alınmamasına ilişkin işlem ile bu işleme yönelik itirazın reddine ilişkin 16/08/2016 tarih ve 196877 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığı işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Antalya 3. İdare Mahkemesi 04/10/2018 tarih ve E.2017/990, K.2018/945 sayılı kararı ile, davanın esasını inceleyerek reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuş, Konya Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 17/05/2019 tarih ve E.2019/338, K.2019/862 sayılı kararı ile "...idarenin tek yanlı iradesi ile kamu gücüne dayanılarak işlem tesis ettiğinden bahsedilemeyeceğinden, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı merciilerinin (İş Mahkemesinin) görevine girmesi nedeniyle, uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapılmak suretiyle verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; davacı tarafından yapılan istinaf isteminin kabulüne, Antalya 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 04/10/2018 günlü, E:2017/990, K:2018/945 sayılı kararın kaldırılmasına, kaldırma kararı doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine..." karar vermiştir.

 

3. Antalya 3. İdare Mahkemesi 06/09/2019 tarih ve E.2019/959, K.2019/790 sayılı kararı ile, bozma kararına uyarak, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Uyuşmazlık konusu olayda; davacının davalı kurumda 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri kapsamında alt işverene tabi olarak çalıştırıldığı, davalı idarenin üyesi bulunduğu Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası ile Türkiye Yol Yapı İnşaaat İşçileri Sendikası arasında yapılan görüşmeler sonucu alt işverenin bünyesinde istihdam edilen ve kamu işvereninin yürüttüğü işlerde çalıştırılan alt işverene tabi işçilerin, kamu işvereninde sürekli işçi olarak istihdam edilmeleri yönünde 29.04.2015 tarihli protokol imzalandığı, protokolle alt işverende çalışan işçilerden davalı idare bünyesine geçebilmelerinin şartlarının ve kadro sayılarının belirlendiği, öte taraftan yine ilave kadro sayısıyla birlikte önceki protokole ek maddeler içeren 04.04.2016 tarihli ek protokol imzalandığı ve taraflar arasında akdedilen protokol hükümleri gereğince alt işveren bünyesinde istihdam edilen işçilerin kamu işvereni bünyesine kadrolu işçi statüsüne alımlarının sağlandığı, davacının da bu kapsamda taraflar arasında imzalanan protokol hükümlerinde belirtilen şartları taşımadığı gerekçesiyle işçi statüsüne alınmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davalı idare bünyesine işçi alımının kamu işveren tarafını temsil eden sendika ile işçi tarafını temsil eden sendika arasında imzalanan protokol ve ek protokol hükümleri kapsamında gerçekleştirildiği, protokolün hukuki niteliğinin genel sözleşme niteliğinde olduğu, tarafların serbest iradelerine dayanılarak düzenlendiği ve özel hukuk hükümlerine tabi bir sözleşme olduğu düşünüldüğünde, tarafların serbest iradelerine dayanılarak düzenlenen özel hukuk sözleşmesi niteliğinde bulunan protokol kapsamında işe alımların gerçekleştirildiği vedavacının kadrolu işçi olarak alınmamasına yönelik dava konusu işlemin de adı geçen protokol kapsamında değerlendirilerek kamu işverenince (davalı idarece) tesis edildiği anlaşılmakla, idarenin tek yanlı iradesi ile kamu gücüne dayanılarak işlem tesis ettiğinden bahsedilemeyeceğinden, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı merciilerinin (İş Mahkemesinin) görevine girdiği sonucuna varılmaktadır..."

 

4. Davacı vekili aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

5. Ankara 13. İş Mahkemesi 18/02/2021 tarih ve E.2019/300, K.2021/75 sayılı kararı ile, davacının davasının dava şartı yokluğundan HMK'nın 114/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 12/04/2022 tarih ve E.2022/812, K.2022/900 sayılı kararı ile, istinaf isteminin esastan reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Her ne kadar Antalya 3. İdare Mahkemesinin 2017/990 E. 2018/945 K. sayılı ilamı, Konya BİM 5. İdari Dava Dairesi tarafından adli yargı yolunun görevli olması gerekçesiyle kaldırılmış, bunun üzerine Antalya 3. İdare Mahkemesi'nin 06.09.2019 tarih 2019/959 Esas 2019/790 Karar sayılı ilamı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, verilen bu kararın kesinleştiği anlaşılsa da Uyuşmazlık Mahkemesinin 2018/778 E2019/44 K sayılı ve 28.01.2019 tarihli kararı ile davalı KGM'de çalışan işçilerin kadroya alınmaması işlemlerinin iptaline yönelik davalarda idari yargı yolunun görevli olduğuna karar verildiği anlaşıldığından, iş bu davada idari yargı yolunun görevli olduğu, davacının davasının dava şartı yokluğundan HMK'nın 114/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği,..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

6. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "İstihdam şekilleri" başlıklı 4. maddesi şöyledir:

 

(Değişik: 30/5/1974 - KHK-12; Değiştirilerek kabul: 15/5/1975 - 1897/1 md.)

Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.

A) Memur:

Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.

Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır.

B) Sözleşmeli personel:

Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Cumhurbaşkanınca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde, ihdas edilen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.

(Mülga ikinci paragraf: 4/4/2007 - 5620/4 md.)

Ancak, yabancı uyrukluların; tarihi belge ve eski harflerle yazılmış arşiv kayıtlarını değerlendirenlerin mütercimlerin; tercümanların; Millî Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde öğretmenlerin; dava adedinin azlığı nedeni ile kadrolu avukat istihdamının gerekli olmadığı yerlerde avukatlarını, (....)(2) kadrolu istihdamın mümkün olamadığı hallerde tabip veya uzman tabiplerin; Adli Tıp Müessesesi uzmanlarının; Devlet Konservatuvarları sanatçı öğretim üyelerinin; İstanbul Belediyesi Konservatuvarı sanatçılarının; bu Ka­nu­na tâbi ka­mu ida­re­le­rin­de ve dış kuruluşlarda belirli bazı hizmetlerde çalıştırılacak personelin de zorunlu hallerde sözleşme ile istihdamları caizdir.

(Ek paragraf: 4/4/2007 - 5620/4 md.) Sözleşmeli personel seçiminde uygulanacak sınav ile istisnaları, bunlara ödenebilecek ücretlerin üst sınırları ile verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler,pozisyon unvan ve nitelikleri, sözleşme hükümlerine uyulmaması hallerindeki müeyyideler, sözleşme fesih halleri, pozisyonların iptali, istihdamına dair hususlar ile sözleşme esas ve usulleri Cumhurbaşkanınca belirlenir. (Ek cümle: 25/6/2009 - 5917/47 md.) Bu şekilde istihdam edilenler, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler.

(Ek paragraf: 20/11/2017-KHK-696/17 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/17 md.) Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Cumhurbaşkanınca karar verilen görevlerde (…) sözleşme ile çalıştırılanlar da bu fıkra kapsamında istihdam edilebilir.

(Ek paragraf: 20/11/2017-KHK-696/17 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/17 md.) Özelleştirme uygulamaları sebebiyle iş akitleri kamu veya özel sektör işverenince feshedilen ve 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakil hakkı bulunmayan personel de bu fıkra kapsamında yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanıncaya kadar istihdam edilebilir. Bu kapsamda istihdam edileceklerin sayısı, öğrenim durumlarına göre çalışma şartları ve bunlara ödenecek ücretler ile diğer hususlar Cumhurbaşkanınca belirlenir.

(Ek fıkra: 5/7/1991 - KHK-433/1 md.; Mülga: 27/12/1991 - KHK-475/11 md.)

C) (Mülga: 20/11/2017 - KHK-696/17 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/17 md.)

D) İşçiler:

(Değişik birinci cümle: 4/4/2007 - 5620/4 md.)(A), (B) ve (C) fıkralarında belirtilenler dışında kalan ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik veya kampanya işlerinde ya da orman yangınıyla mücadele hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan az olmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici işçilerdir.Bunlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz."

 

 

7. 2.7.2018 gün ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 9. maddesi şöyledir:

 

" (1) 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmıştır. 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerde yer alan kadrolar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yeniden düzenlenerek genel kadro ve usulüne ilişkin ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesine eklenir. Bu süre içinde anılan cetveller ile 10/5/2018 tarihli ve 7142 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararname ve ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çerçevesinde yeniden teşkilatlanan kurumlara ait kadro ve pozisyonlar genel kadro ve usulüne ilişkin ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümleri çerçevesinde geçerliliğini korur."

 

8. Genel Kadro ve Usulü Hakkında 2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin "Sürekli işçi kadroları ve sözleşmeli personel pozisyonları" başlıklı 8. maddesi şöyledir:

 

" (1) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren kuruluşların,

a) Atölye, şantiye, fabrika ve çiftlik gibi işçi istihdamı zorunlu olan hizmet birimleri ile temizlik, koruma ve güvenlik, bakım ve onarım gibi destek hizmetleri için Cumhurbaşkanınca sürekli işçi kadrosu ihdas edilebilir.

b) Sürekli işçi kadroları Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı sürekli işçi kadroları ile değiştirilebilir, birimler arası aktarmalarda da aynı usule uyulur. Bu işlemlere ilişkin bilgiler Devlet Personel Başkanlığınca bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığına bildirilir.

c) Sürekli işçi kadrolarından boş olanların açıktan atama amacıyla kullanılması, ilgili mevzuatı uyarınca yükümlü oldukları engelli ve eski hükümlü işçi atamaları ile sürekli işçiyken askerlik görevi sebebiyle kurumlarından ayrılanlardan muvazzaf askerlik hizmeti dönüşü göreve başlayacaklar hariç Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Strateji ve Bütçe Başkanlığının iznine tâbidir.

(2) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren kuruluşların,

a) Sözleşmeli personel pozisyonları; sayı, unvan, nitelik, sözleşme ücreti ve sürelerinin belirlenmesi suretiyle merkezde toplam sayı olarak, taşrada ise bölge veya il bazında Cumhurbaşkanınca ihdas edilebilir.

b) Sözleşmeli personel pozisyonları Devlet Personel Başkanlığınca başka unvanlı sözleşmeli personel pozisyonları ile değiştirilebilir, birimler arası aktarmalarda da aynı usule uyulur. Bu işlemlere ilişkin bilgiler Devlet Personel Başkanlığınca bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığına bildirilir.

c) Sözleşmeli personel pozisyonlarından boş olanların açıktan alım amacıyla kullanılması, Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Strateji ve Bütçe Başkanlığının iznine tâbidir.

(3) İhdas ve izin işlemleri tamamlanmaksızın sürekli işçi ve sözleşmeli personel çalıştırılamaz.

(4) Boş kadro ve pozisyonlara yapılacak atamalar, atamanın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içerisinde Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

 

9. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. (Mülga: 2/7/2018 - KHK-703/185 md.)

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 03/06/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının ekinde idari yargı kararları ve kesinleşme şerhi ile birlikte 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

11. Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

12. Dava, Karayolları Genel Müdürlüğüne bağlı taşeron şirketlerde çalışmış olan davacının, davalı idare ile sendikalar arasında imzalanan protokol hükümlerine istinaden daimi işçi olarak istihdam edilmek amacıyla yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin 16/08/2016 tarih ve E.196877 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

 

13. Dava dosyasının incelenmesinden; Karayolları Genel Müdürlüğünün üyesi bulunduğu Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile Türkiye Yol Yapı İnşaat İşçileri Sendikası (YOL-İŞ) ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 16/04/2015 tarihli ve 85 sayılı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 28/04/2015 tarihli ve 2878 sayılı, Maliye Bakanlığının 29/04/2015 tarihli ve 4105 sayılı yazılarına istinaden düzenlenerek 29/04/2015 tarihinde imzalanan protokol ve 05/04/2016 tarihinde imzalanan ek protokol uyarınca davacı tarafından, sürekli işçi kadrosuna alınmak amacıyla yapılan başvurunun 16/08/2016 tarih ve E.196877 sayılı davalı idare işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

 

14. Yukarıda sözü edilen 2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına giren kuruluşların kanunla ve milletlerarası anlaşmalarla veya yıllık programlarla kurulması veya genişletilmesi öngörülen atölye, şantiye, fabrika ve çiftlik gibi işçi istihdamı zorunlu olan hizmet birimleri için ihtiyaç duyacakları sürekli işçi kadrolarını mevcut kadrolarından karşılayacakları, mevcut işçi kadrolarının bu birimlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına kafi gelmemesi halinde, Devlet Personel Dairesinin görüşü üzerine Strateji ve Bütçe Başkanlığı yeni birimlerin norm kadrolarını aşmamak üzere, bütçe imkanları gözönünde bulundurularak uygun görülebilecek kısmı kadar sürekli işçi kadrosu vize edilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

 

15. Uyuşmazlığa konu olayda, taşeron işçi olarak görev yapan davacının isteminin, tarafına kadro tahsis edilmesine ilişkin olması, bu isteğin reddine dair işlemin ise idari bir merci tarafından tesis edilmiş bulunması ve kadro tahsisi isteminin reddine ilişkin işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın iş akdi ile ilgili olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; dava görüm ve çözümü yönünden idari yargının görev alanına girmektedir.

 

16. Bu durumda, uyuşmazlığın kamu kurum ve kuruluşlarına ait kadroların ihdası, iptali ve kullanılmasına dair esas ve usulleri düzenleyen mevzuattan doğduğu, idare hukuku esaslarına göre kadro kullanımına ilişkin olarak tesis edilen işlemin, kamu görevlileri mevzuatından kaynaklanan bir uyuşmazlık olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Antalya 3. İdare Mahkemesinin 06/09/2019 tarih ve E.2019/959, K.2019/790 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Antalya 3. İdare Mahkemesinin 06/09/2019 tarih ve E.2019/959, K.2019/790 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

03/06/2024 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

           Başkan Vekili                  Üye                                Üye                             Üye

                Kenan                      Nilgün                            Doğan                           Eyüp

               YAŞAR                     TAŞ                          AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                                      Üye                                 Üye                                 Üye

                                                    Ahmet                              Mahmut                           Bilal

                                                  ARSLAN                          BALLI                       ÇALIŞKAN