Ceza Bölümü 2010/49 E., 2010/49 K.

"İçtihat Metni"

Davacı :K.H.

Yakınan :M. A.

Sanık :İ. H. D.

O L A Y : Ağrı 12. Mknz. P. Tug. Tow. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P.Er İ. H. D.'ın, 25.4.2007 günü, Ağrı 2. sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi Müdürlüğünde tutuklu bulunduğu sırada, telefonla görüşmek üzere izin istediği, gardiyan olarak görevli P. Er. H. U. nezaretinde görüşmek üzere izin verilmesi üzerine, ankesörlü telefonu açarak bir numara çevirdikten sonra, telefonda "Kemal Abi" diye hitap ettiği şahsa cezaevinde bir takım sorunlar yaşadığını söyleyerek ve cezaevinin müdürü olarak görevli Top. Yb. Mehmet Atak'ı kastederek "Abi, ya gelip beni buradan çıkarın, ya da Yarbay'ı vurun, Yarbay üzerime çok geliyor, zaten birini vurdun, kaçacaksın, aranıyorsun, bir de benim için vur, yat" dediği, böylece, üst'ü tehdit etmek suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 82/2. Maddesi birinci cümlesi uyarınca cezalandırılması istemiyle 12. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın 14.11.2007 gün ve E:2007/488, K:2007/584 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

12. MEKANİZE PİYADE TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 24.4.2008 gün ve E:2008/493, K:2008/199 sayıyla, sanığın sağlık kurulu raporuna göre suç tarihinde ve halen askerliğe elverişsiz olduğu anlaşıldığından, yüklenen suçun tehdit suçunu oluşturacağı, suç tarihinde asker kişi olmayan sanığı askeri suç olmayan suçu nedeniyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Ağrı Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

AĞRI SULH CEZA MAHKEMESİ: 4.3.2010 gün ve E:2009/39, K:2010/180 sayıyla, dosya içinde bulunan Ağrı Askeri Hastanesi ile Erzurum Mareşal Çakmak Asker Hastanesinden alınan ve birbiriyle çelişen iki adet rapor bulunmasına rağmen iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden yasaya aykırı gerekçelerle karar verildiği, sanığın askerliğe elverişli olmadığına ilişkin raporun sadece sanığın askerlik hizmetine ehil olmadığını bildirir rapor olup, sırf askeri suçu işleyemeyeceği şeklinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı açıklanarak yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU, Bilgin AK, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ'in, katılımlarıyla yapılan 01.11.2010 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN'in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ'ın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Tamer ISIR'ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar,

c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nin "Gruplandırma" başlığı altında düzenlenen 6. Maddesinde, "Askerlik çağına giren yükümlüler, son yoklamaları sırasında askerlik meclislerinde veya asker hastanelerinin sağlık kurullarında, askerliğe elverişli olanlar ve askerliğe elverişli olmayanlar olmak üzere gruplandırılır.

1) Askerliğe elverişli olanlar: Sağlık yetenekleri bakımından hiçbir hastalık ve arızası bulunmayanlar ile hastalık ve arızaları, Hastalık ve Arızalar Listesinin A dilimlerine girenlerdir.

2) Askerliğe elverişli olmayanlar: Hastalık ve arızaları, Hastalık ve Arızalar Listesinin B ve D dilimlerine girenlerdir"; "Ek (Hastalık ve arızalar listesi)" başlığı altında düzenlenen 17. maddesinde,

"A) 1. Antisosyal kişilik.

2. Madde kötüye kullanımı ya da geçirilmiş madde bağımlılığı.

3. Sınır düzeyde entellektüel işlev bozukluğu.

B) 1. Antisosyal kişilik bozukluğu.

AÇIKLAMA: Bu fıkraya gireceklerin; asker hastanelerinin sağlık kurullarından antisosyal kişilik bozukluğu tanısı alması, adli veya askeri mahkemeler tarafından verilmiş en az bir antisosyal eyleminden dolayı ceza almaları, bu cezalarından en az birinin infaz edilmesine rağmen davranış bozukluklarının devam ettiğinin ve askerlik ile uyumlarının bozulduğunun kıt'a anketi ve diğer resmi belgelerle tespiti gerekir" denilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, sanığın daha önce işlediği ileri sürülen firar suçu nedeniyle cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yargılaması sırasında, mahkemece sanığın suç tarihlerinde ve halen askerliğe elverişli olup olmadığının tespiti istendiğinden, Erzurum Mareşal Çakmak Asker Hastanesi'nin 29.6.2007 gün ve 781 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile antisosyal kişilik tanısı konulan sanığın suç tarihleri arasında (16.6.2004-17.7.2006) ve halen askerliğe elverişli olduğuna karar verildiği, olumsuz görev uyuşmazlığına konu "üstü tehdit" suçu nedeniyle yapılan yargılama sırasında, mahkemece 29.11.2007 gün ve As Mah: 2007/1299 Y.A. sayılı yazı ile sanığın askerlik görevini yapmakta olduğu birliğinden terhis olup olmadığının sorulması üzerine, Komutanlığın 10.12.2007 gün ve PER: 7200-970-07/2953 sayılı yazısı ile sanığın "askerliğe elverişli değildir" raporu olarak 11.9.2007 günü terhis edildiğinin bildirilmesi ve buna dair evrakların gönderilmesinden sonra, mahkemece 25.2.2008 gün ve As Mah: 2008/493 Y.A. sayılı yazı ile sanığın askerliğe elverişsizlik halinin suç tarihi olan 25.4.2007 gününü kapsayıp kapsamadığı hususunda ek rapor düzenlenerek gönderilmesi istenilmiş, Ağrı Asker Hastanesi Baştabipliği'nce 11.3.2008 gün ve SAĞ.KRL.: 9050-78-08/220 sayılı yazı ile sağlık kurulu'nca sanığın askerliğe elverişsizlik halinin suç tarihi olan (25.4.2007) gününü kapsadığına dair alınan kararın gönderildiği, 11.9.2007 gün ve 297 sayılı sağlık kurulu raporunun incelenmesinde, sanıkta "antisosyal kişilik bozukluğu" teşhis edildiği, durumunun sanığın dava konusu suçtan önce firar, yankesicilik suretiyle hırsızlık, hırsızlık suçlarından hapis cezası alıp cezalarının infaz edildiği, durumunun Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nin "antisosyal kişilik tanısı konulan kişilerden adli veya askeri mahkemeler tarafından verilmiş en az bir antisosyal eyleminden dolayı ceza almaları, bu cezalarından en az birinin infaz edilmesine rağmen davranış bozukluklarının devam ettiğinin ve uyumlarının bozulduğunun kıt'a anketi ve diğer resmi belgelerle tespit edilenler hakkında askerliğe elverişsizlik kararı verileceğinin belirtildiği 17. maddesinin B dilimi 1. fıkrasına uyduğu, bu nedenle suç tarihini kapsar şekilde askerliğe elverişli olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.

Somut olayda, suç tarihi olan 25.4.2007 gününde askerliğe elverişli olmadığı hususunda verilen rapor gözetildiğinde, sanığın suç tarihinde askerliğe elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, Sağlık Kurulu Raporunun kapsam ve hukuki sonuçlarına göre, sanığın suç tarihinde "asker kişi" sıfatı kendiliğinden kalkmış sayılacağından, 353 sayılı Yasa'nın 9. maddesi anlamında "asker kişi" olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Sanığın suç tarihinde sivil kişi olması nedeniyle, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun asker olmayan (sivil) kişilerin askeri mahkemelerde yargılanma koşullarını belirleyen maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 3. maddesi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

5530 sayılı Yasa'nın 4. maddesi ile değiştirilen 353 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde, "Askeri Ceza Kanunu'nun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131. maddelerinde yazılı suçlar, askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adli yargı mahkemeleri tarafından, Askeri Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır";

5918 sayılı Yasa'yla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 3. maddesine eklenen ikinci fıkrasında, "Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır" denilmiştir.

Bu düzenlemeler gözetildiğinde, sivil kişilerin barış zamanında, Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi suçları işlemeleri halinde adli yargı yerinde yargılanacakları kuşkusuzdur.

Bu durumda, askerliğe elverişli olmadığı bu nedenle sivil kişi olarak değerlendirileceği anlaşılan sanığın eyleminin Askeri Ceza Kanununda yazılı suçlardan olmadığı gibi 353 sayılı Yasa'da belirtilen eylemler kapsamında da bulunmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, sivil kişi sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen "tehdit" suçuna uygun eylemi nedeniyle açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Ağrı Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Ağrı Sulh Ceza Mahkemesi'nin 4.3.2010 gün ve E:2009/39, K:2010/180 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.11.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.