T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/218

KARAR NO  : 2022/320      

KARAR TR  : 30/05/2022

ÖZET: Hemzemin geçitte meydana gelen trafik kazasında murisleri vefat eden davacıların açtıkları tazminat davasının, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacılar: 1-K. D 2-Ö. D 3-Ö. D 4-R. D

Vekili        : Av. O. T

Davalı      : TCDD Genel Müdürlüğü

Vekili       : Av. A. C

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

1. Davacılar vekili, 20/03/2014 tarihinde K. D ve R. D' in müşterek çocuğu, diğer davacıların kardeşi H. D' in yolcu olarak bulunduğu ... M ... plakalı servis aracının hemzemin geçitten geçtiği sırada Mersin - Adana istikametinde seyreden hızlı trenin çarpması sonucu vefat ettiğini, kazanın geçit bekçisinin bariyeri zamanında indirip tren yolunu araç trafiğine kapatmaması nedeniyle meydana geldiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/02/2016 tarihli 2014/192 E. 2018/75 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar aleyhine istinaf yoluna müracaat edilmiştir.

3. Adana Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 3. Hukuk Dairesi 30/10/2018 tarih ve 2018/889 E. 2018/1048 K. sayı ile Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/02/2016 tarihli 2014/192 E. 2018/75 K. sayılı kararının kaldırılmasına hükmederek dosyayı mahalline iade etmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir;

Bir kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. O halde anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan /ararlar niteliğinde bulunduğundan onların ödetilmesi istekleri 11.2.1959 günlü ve 17 15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 11. bendi uyarınca tam yargı davasının konusunu oluştururlar. Bu davaların ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2. maddesi gereğince idari yargı yerinde açılması gerekir.

İstinafa konu edilen davada davacılar, davalı olarak gösterilen TCDD'nin hemzemin geçitte gerekli önlemleri almadığı ileri sürülerek sorumlu tutulmasını istemişlerdir. Adı geçen davalı bir kamu kurumu olup demiryolu yapımı, bakımı ve yol işaretleme gibi görevi kamusal görevler arasındadır. Bu görevlerin yapılmamış olması hizmet kusurunu oluşturur. Davacılar, adı geçen davalının hizmet kusuruna dayanarak istekte bulunduklarına göre tazminat istemine konu olayın, kamu hizmetinin görüldüğü bir sırada ve hizmet ile ilgili bulunduğu sonucuna varılarak, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddedilmesi gerekirken, işin esası incelenerek istemin kısmen kabul edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın kaldırılması gerekmiştir.

4. Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 09/11/2018 tarihli ve E.2018/964, K.2018/790 sayılı dosyada BAM kaldırma kararındaki gerekçeler doğrultusunda "Davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden usulden reddine" dair verdiği kararın istinaf edilmeksizin 09/01/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

5. Davacılar vekili benzer istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

6. Mersin 2. İdare Mahkemesi 12/11/2020 gün ve E:2018/1514, K:2020/1116 sayılı dosyada 12/11/2020 tarihinde "davacılardan anne R. D ve baba K. D için 72.935,99-TL maddi tazminatın, ayrıca tüm davacılar için toplam 65.000,00-TL manevi tazminatın 11/04/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine" karar vermiş, karar istinaf edilmiştir.

7. Adana Bölge İdare Mahkemesi (B.İ.M) 2. İdari Dava Dairesi 24/06/2021 tarihli ve E.2021/229, K.2021/1185 sayılı kararla "2918 sayılı Yasa'nın 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği" görüşüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına hükmederek dosyayı mahalline iade etmiştir.

8. Mersin 2. İdare Mahkemesi E.2021/887, K.2021/760 sayılı dosyada 17/08/2021 tarihinde B.İ.M kaldırma kararı doğrultusunda "davanın görev yönünden reddine" karar vermiş, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.

9. Oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dava dosyaları davacılar vekilinin talebi üzerine Mersin 2. İdare Mahkemesinin 01/04/2022 tarihli ve E.2021/887 sayılı üst yazısıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

A. Mevzuat

10. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun'un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanun'un karayollarında uygulanacağı; belirtilmiştir.

11. Öte yandan 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihli Resmî Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.” denilmiştir.

12. Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir.

B. Yargı Kararları

13. 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararında şu gerekçe ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir:

“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

14. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL' ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN' ın katılımlarıyla yapılan 30/05/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

15. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU' nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Recep KALKAN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL' ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

16. Dava, hemzemin geçitte meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu ileri sürülen maddi ve manevi zararın, olayda kusurlu olduğu gerekçesiyle idareden tazmini istemiyle açılmıştır.

17. Zararın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında doğması ve idarenin hizmet kusuruna dayanılmış olması karşısında, kamu hizmeti yürüten TCDD İşletmesinin, bu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan davada, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu açık olmasına karşın; tazminat istemine konu kazanın hemzemin geçitte, tren ile motorlu araç arasındaki çarpışma sonucu meydana gelmesi nedeniyle farklı bir değerlendirme yapılması gerekmektedir:

18. Zira, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun'un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla hemzemin geçitte oluşan tren-trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

19. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği 09/11/2018 tarihli ve E.2018/964, K.2018/790 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan nedenlerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği 09/11/2018 tarihli ve E.2018/964, K.2018/790 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

30/05/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

          Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan      

          TOPAL                    SONER                           TAŞ                         AĞIRMAN        

 

 

 

                                                Üye                                Üye                              Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN