T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/98

KARAR NO  : 2023/190      

KARAR TR  : 27/02/2023

ÖZET: Davacının taşınmazında baraj yapım çalışmaları sırasında ve sonrasında değer azalışına neden olunduğundan bahisle hizmet kusurundan kaynaklı maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

  K A R A R

                                

Davacı    : İ. G

Vekili     : Av. İ. V

Davalı    : DSİ Genel Müdürlüğü

Vekili     : Av. E. Ç

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, Deriner Barajının yapım çalışmaları sırasında ve baraj gölünün su tutumundan sonra davacının maliki olduğu taşınmazlarının ekonomik bakımdan sürekli şekilde kullanılamaz hale geldiğinden bahisle, taşınmazın kamulaştırılması ve zararın giderilmesi talepli başvurunun reddi üzerine, davalı kurumun hizmet kusurundan kaynaklı maddi zararın ve taşınmaz değerinin tazmini talebiyle idari yargı yerinde tam yargı davası açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Rize İdare Mahkemesi 27/09/2018 tarih ve E.2016/1056, K.2018/629 sayılı kararı ile, "davacıya ait taşınmazda hizmet kusuru nedeniyle taşınmazda meydana gelen değer azalışına karşılık 34.394,74 TL maddi tazminatın tahsiline" karar vermiştir. Bu karar, davalı tarafça istinaf edilmiştir.

 

3. Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 16/07/2019 tarih ve E.2018/1692, K.2019/1171 sayılı kararı ile; "davalı idareye yapılan başvurunun taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin olduğu ve Kamulaştırma Kanunu’nun 12. maddesi kapsamında kısmi kamulaştırmanın yapılıp yapılamayacağına dair uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği" gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu kararın kaldırılmasına ve yargı yolu yönünden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir.

 

4. Rize İdare Mahkemesi 09/08/2019 tarih ve E.2019/481, K.2019/551 sayılı kararı ile; Bölge İdare Mahkemesince verilen kaldırma kararı ve gerekçesi uyarınca, davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

 

5. Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 31/01/2020 tarih ve E.2019/1791, K.2020/79 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak reddine karar vermiş ve böylelikle idari yargı yerinde verilen görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

 

6. Davacı vekili, bunun üzerine adli yargı yerinde tazminat davası açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

7. Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi 09/02/2021 tarih ve E.2020/95, K.2021/83 sayılı kararı ile; "idarenin hizmet kusurundan kaynaklı zararın tazmini davasının idari yargı yerinde görülmesi gerektiği" gerekçesiyle yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın usulden reddine ve kararın kesinleşmesini müteakip dosyaların Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

8. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 20/12/2022 tarih ve E.2022/267, K.2022/1895 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar vermiş ve böylelikle adli yargı yerinde verilen görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

 

9. Kararın kesinleşmesini müteakip görevsizlik kararlarına konu dava dosyaları, davacı vekilinin talebi üzerine, Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/01/2023 tarih ve 2020/95 Esas sayılı üst yazısı ile, görevli yargı yerinin belirlenmesi talebiyle Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

10. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası şöyledir:

 

"İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür."

 

11. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

   "1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

   a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

   b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

 

B. Yargı Kararları

12. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. Bölümünde şöyledir:

 

İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Havva AYDINLI, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 27/02/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

14. Raportör-Hakim Murat UÇUR'un davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

15. Dava, Artvin ili, Merkez ilçesi, Sakalar Köyünde bulunan 158 ada ve 63 ile 127 sayılı parsellerdeki taşınmazlarının idarece yapılan Deriner Barajı nedeniyle ekonomik bakımdan sürekli şekilde kullanılamaz hale geldiğinden bahisle, taşınmazın kamulaştırılması ve zararın giderilmesi talepli başvurunun reddi üzerine, davalı kurumun hizmet kusurundan kaynaklı maddi zararın ve taşınmaz değerinin tazmini talebiyle açılmıştır.

 

16. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

 

17. Olayda, ilk olarak idari yargı yerinde açılmış olan davada yapılan keşif sonucu alınan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, özetle; "dava konusu taşınmazda baraj gölünün su dolmasıyla birlikte duraylı heyelan kütlesinin kısmen hareketlendiği ve taşınmazda heyelanlara sebebiyet verdiği, bunun yaya ulaşımını olumsuz etkilediği, taşınmazda ikameti tehlikeli hale getirdiği, sulu tarım yapma imkânını zorlaştırdığı ve bu durumun davacının taşınmazını sürekli kullanılamaz hale getirmemekle birlikte değer azalışına neden olduğu, taşınmaza fiilen el atılmadığı" tespit edilmiştir.

 

18. Bu durumda dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporundaki maddi tespitler ve taşınmazlara fiilen el atılmadığı olgusu birlikte dikkate alındığında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden veya eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak davanın açıldığının kabulü gerekir.

19. Bu nedenle, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde idari dava türleri arasında sayılan idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası kapsamında, idari yargı yerinde görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

20. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Rize İdare Mahkemesinin 09/08/2019 tarih ve E.2019/481, K.2019/551 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Rize İdare Mahkemesinin 09/08/2019 tarih ve E.2019/481, K.2019/551 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

27/02/2023 tarihinde OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

           

 

             Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

           Muammer                  Doğan                            Eyüp                            Havva

             TOPAL                  AĞIRMAN                SARICALAR                 AYDINLI

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                               Ahmet                           Mahmut                          Bilal

                                              ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN