T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/773

KARAR NO  : 2023/456      

KARAR TR  : 19/06/2023

 

ÖZET: İdari yargı yerinde açılan davanın öncesinde adli yargı yerince konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

                                   

Davacı      : N.A

Vekili        : Av. A. O

Davalı       : Sağlık Bakanlığı

Vekili        : Av. M. K

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, taşeron şirket bünyesinde "tıbbi sekreter" olarak çalışmakta iken, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçiş aşamasında hizmet türünün hatalı olarak "temizlik personeli" olarak geçirildiğini, oysa müvekkilinin hastanenin FTR ek hizmet binasında 03/03/2016 tarihinde hasta karşılama ve yönlendirme görevlisi olarak göreve başladığını yine 25/01/2017 tarihinden itibaren de mikrobiyoloji laboratuvarında sekreter olarak çalıştığını ve fiilen tıbbi sekreter olarak bu görevi yürütmekte olduğunu, KHK, toplu sözleşme, iş kanunu gereği eylemli olarak tıbbi sekreter olarak istihdam edildiğini, müvekkilinin 12/11/2021 tarihli görev değişikliği yazısı üzerine temizlik kadrosunda gösterildiğini öğrendiğini ifade ederek, SGK'ya hatalı olarak "temizlik personeli" olarak bildirilen meslek kodunun fiilen çalıştığı "tıbbi sekreter" olarak değiştirilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Kütahya 1. İş Mahkemesi 07/01/2022 tarih ve E.2021/70, K.2022/1 sayılı kararı ile, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK'nin 114/1-b maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermiş, kararı davacı vekilinin istinaf etmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 31/03/2022 tarih ve E.2022/715, K.2022/571 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş, kararı davacı vekilinin temyiz etmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 07/06/2022 tarih ve E.2022/5893, K.2022/7127 sayılı kararı ile kararın onanmasına karar vermiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Mahkememiz dosyası kapsamında somut uyuşmazlıkta dava; davalı Bakanlık bünyesinde personel hizmeti alımı yoluyla alt işveren şirket personeli olarak görev yapmakta iken, 20.11.2017 tarihinde kabul edilen ve 24.12.2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin(01.02.2018 tarih ve 7079 sayılı Kanun ile Kanunlaşan) 127. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23. madde uyarınca sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacıların "temizlik görevlisi" olan Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının "tıbbi sekreter" olarak değiştirilerek tespitine ilişkin olup dosya içeriğinin incelenmesinde; davacılar vekilince davacıların fiilen tıbbi sekreter olarak çalıştırıldığı,696 sayılı KHK ile temizlik görevlisi meslek kodu ile 4d kadrosuna geçirildiğinin ve bu hususun hatalı olduğunun ileri sürülerek dava açıldığı anlaşılmıştır.

2577 sayılıİdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde idari yargı yetkisinin sınırları belirlenmiştir. Davacıların "temizlik görevlisi" olarak sürekli işçi kadrosuna geçirilmesi bir idari işlem olup, davacılar tarafından idareden kadroya geçiş sırasında hatalı kabul edilen meslek kodunun değiştirilmesini istemektedir. Davanın özünü bu talep oluşturmaktadır. Uyuşmazlık; kadroya geçiş sırasında yapılan idari işleme yönelik olup sürekli işçi statüsüne geçiş yapıldıktan sonra işveren ile işçi arasında çıkan uyuşmazlık niteliğinde olmadığı gibi alt işveren işçisi olarak çalıştığı kadro öncesi döneme ilişkin muvazaa iddiasına dayalı alacak davası mahiyetinde de değildir. Öte yandan; benzer mahiyetteki davaların idari yargıda çözüme bağlandığı da görülmektedir. (Bkz. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’nin 07.02.2020 tarih, 2019/1316 Esas-2020/192 Karar sayılı istinaf isteminin kesin olarak esastan reddine ilişkin kararı, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi’nin 12.06.2019 tarih, 2018/1044 Esas ve 2019/685 Karar sayılı istinaf isteminin kesin olarak esastan reddine ilişkin kararı)

Anılan sebeplerle, uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-b ve 115. maddeleri uyarınca, yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

 

3. Davacı vekili bu kez yasal düzenleme gereği işe girdiğinden bu yana tıbbi sekreter olarak istihdam edilmesi gereken müvekkili hakkında davalı kurumun 12/11/2021 tarih ve E87416368-903.07.01-13159 sayılı yazısı ile temizlikçi olarak görev değişikliği yapılmasına dair davalı kurum işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Kütahya İdare Mahkemesi 16/06/2022 tarih ve E.2022/365, K.2022/376 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın adli yargının görevinde bulunduğundan bahisle davanın, 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, kararı davacı vekilinin istinaf etmesi üzerine Bursa Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 13/10/2022 tarih ve E.2022/2934, K.2022/3197 sayılı kararı ile "görevli mahkemenin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken, davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır" gerekçesiyle Kütahya İdare Mahkemesinin 16/06/2022 tarih ve E.2022/365, K.2022/376 sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar vermiştir.

 

5. Kütahya İdare Mahkemesi 25/11/2022 tarih ve E.2022/751 sayılı kararı ile, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılıKanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, sürekli işçi kadrosuna geçiş yapılmadan önceki ve statü değişikliği kapsamında kalan idari başvurular neticesinde ortaya çıkan uyuşmazlıklarla ilgili olarak İdari Yargı'nın görevli olduğu tartışmasız olmakla birlikte, sürekli işçi statüsüne geçiş yapıldıktan sonra işveren ile işçi arasında çıkan uyuşmazlıkların çözüm yerinin değişiklik arz ettiği ve genel hükümler kapsamında İş Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.

Nitekim; benzer bir uyuşmazlık hakkında Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/04/2021 tarih ve E:2021/185, K:2021/143 sayılı kararı da bu yöndedir.

Bu durumda, davacının sürekli işçi statüsüne geçiş yaptığı ve bu tarihten sonra hastane ana hizmet binasıında temizlik personeli olarak görevlendirilmesine yönelik tesis edilen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin bila tarih ve 13159 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmekte olup, işçi-işveren arasında ortaya çıkan uyuşmazlık kapsamında kaldığı anlaşılan davanın görüm ve çözümünde 4857 sayılı Kanun ve 7036 sayılı Kanun uyarınca İş Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakta olup, yukarıda metnine yer verilen 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerektiği sonucuna varılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

6. Uyuşmazlık Mahkemesinin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş, Mahkeme adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır.

 

7. 2247 sayılı Kanun’un 1. maddesi şöyledir:

 

“Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”,

 

8. Bu Kanun'un "Olumsuz görev uyuşmazlığı" başlıklı 14. maddesi şöyledir:

 

“Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.

 

 

9. Aynı Kanun'un "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

 

“Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerinekendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davadagörevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.”

 

10. Kanun'un 27. maddesinde ise; Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Ali ÖZGÜR'ün katılımlarıyla yapılan 19/06/2023 tarihli toplantısında; Raportör-Hâkim Süleyman ARIDURU'nun, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonragereği görüşülüp düşünüldü:

 

12. Dosyanın incelenmesinden, davacının Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, taşeron şirket bünyesinde "tıbbi sekreter" olarak çalışmakta iken, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçiş aşamasında hizmet türünün hatalı olarak "temizlik personeli" olarak işlendiğinden bahisle, hizmet türünün "tıbbi sekreter" olarak değiştirilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açtığı, adli yargı yerince idari yargı yeri işaret edilerek yargı yolu itibarıyla görevsizlik kararı verildiği, devamında davacı vekilinin bu kez, yasal düzenleme gereği işe girdiğinden bu yana tıbbi sekreter olarak istihdam edilmesi gereken müvekkili hakkında, davalı kurumun 12/11/2021 tarih ve E87416368-903.07.01-13159 sayılı yazısı ile temizlikçi olarak görev değişikliği yapılmasına dair işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açtığı, idari yargı yerince davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılıKanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine gönderildiği anlaşılmıştır.

 

13. Kütahya İdare Mahkemesinin 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesine başvurabilmesi için, adli yargı yerince aynı dava konusu ve sebebi ile ilgili verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunması, bunun üzerine kendisine açılan davada idari yargı yerinin görevli olduğu kanısına varması ve görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması gerektiği açıktır. Oysa olayda, davacının geçiş aşamasında SGK'ya hatalı olarak "temizlik personeli" olarak bildirilen meslek kodunun fiilen çalıştığı "tıbbi sekreter" olarak değiştirilmesi istemiyle adli yargı yerinde açmış olduğu dava ile, davacı hakkında temizlikçi olarak görev değişikliği yapılmasına dair 12/11/2021 tarih ve E87416368-903.07.01-13159 sayılı işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde açmış olduğu iki farklı dava bulunmaktadır. Bu durumda, iki ayrı yargı kolunda konusu ve sebebi farklı davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

 

14. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, Kütahya İdare Mahkemesince davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için yaptığı başvurunun, idari yargı yerinde açılan davanın öncesinde adli yargı yerince konusu ve sebebi aynı olan dava sebebiyle verilmiş kesin veya kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşıldığından, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun’un 19. maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle, aynı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE,

 

19/06/2023 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

       

 

 

            Başkan                        Üye                             Üye                               Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                   Üye                             Üye                                 Üye

                                                  Ahmet                        Mahmut                             Ali

                                              ARSLAN                      BALLI                          ÖZGÜR