Ceza Bölümü         2012/7 E.  ,  2012/7 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı            : K.H.

 Katılan            : M. T. Ç.

 Sanık              : Ö. S.

O L A Y          : Sivas  Divriği  J. Asyş.  Komd.  Bl.  Komutanlığı  emrinde görevli sanık J. Komd. Çvş. Ö. S. hakkında 3.7.2007 günü gerçekleşen eylemi nedeniyle yapılan soruşturma sonucu askeri savcılıkça verilen görevsizlik kararı üzerine, sanığın birliğinde gece nöbetinde olduğu sırada, nöbet mahallinde karartı görerek ihtar çektiği, ses gelmeyince 6533725 seri numaralı G3 piyade tüfeği ile karartıya doğru ateş ettiği, ateş edilen yerden seslenilmesi üzerine ateş edilen kişinin orada gezen davaya katılan P. Onb. M. T. Ç.olduğunun anlaşıldığı, yakınanın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı açıklanarak, herne kadar askeri savcılıkça sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 86/3, 87, 24, 27 ve 30. maddelerinin uygulanacağı ve sanığın terhis edildiği nedeniyle görevsizlik kararı verilmişse de; eylemin askeri mahalde asker kişiye karşı işlendiği ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 146. maddesinde düzenlenen “silahları ve cephanesi hakkında dikkatsizlik, nizamlara ve emirlere talimatlara riayetsizlik dolayısıyla başkasının yaralanmasına sebep olma” suçunu oluşturduğu gerekçesiyle iddianamenin kabulünden sonra sanığın bu madde uyarınca yargılanması için görevsizlik kararı verilerek dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesi istemiyle Divriği Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14.1.2009 gün ve E:2009/2, K:2009/1 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır.

DİVRİĞİ SULH CEZA MAHKEMESİ: 19.1.2009 gün ve E:2009/16, K:2009/5 sayıyla, sanığa yüklenen eylemin “dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek” suçuna uygun bulunduğu, bu suçun da Askeri Ceza Kanunu’nun 146. maddesinde düzenlendiğinden askeri suç olduğu, bu nedenle sanığı terhis edilmiş olsa dahi yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

5. PİYADE EĞİTİM TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 11.11.2010 gün ve E:2010/86, K:2010/449 sayıyla, sanığa yüklenen eylemin “kanun emrini icrada sınırın aşılması suretiyle kişide yanılmayla sonuçlanan kasten yaralama” suçunu oluşturduğu, bu suçun da Türk Ceza Kanunu’nun 24,27,30,86/3,87. maddelerinde düzenlendiği, askeri suç olmadığı, sanığın terhis edildiği açıklanarak, yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın davaya katılan M. T. Ç.tarafından temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 2. Dairesi’nce, hükmün onanmasına karar verilmiş, bu şekilde kesinleşen karar ve dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL’in katılımlarıyla yapılan 05.03.2012 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’nın adli yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Nalan CANBAY’ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

 "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.         

Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.

Olumsuz   görev   uyuşmazlığına   konu   kamu davasında,  adli  yargı  yerince  verilen görevsizlik  kararında  sanığa  yüklenen  eylemin  “dikkatsizlik ve  tedbirsizlik  sonucu  yarala-maya  sebebiyet  vermek”  suçunu  oluşturduğu,  bu  suçun da Askeri Ceza Kanunu’nun  146.  maddesinde  düzenlendiği  ve  “askeri suç” olduğu  gerekçesiyle  yer  verilmiş  ise  de,  iddianamede   anlatılan   ve    görevsizlik   kararı   veren   yargı   yerlerince  de  kabul  edildiği üzere,  sanığın,  suç   tarihinde   birlik   içindeki   4   nolu   mevziide   nöbet    tutarken    bir    karartı   gördüğü, defalarca ikaz etmesine rağmen cevap alamadığı, karartının hareket ettiğini görünce tekrar ikaz edip yine cevap alamayınca karartıya doğru ateş açtığının ileri sürüldüğü gözetildiğinde bu bulgulara göre, sanığa yüklenen eylemin “dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek” suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Bu durumda eylemin Askeri Ceza Kanunu’nun 146. maddesinde düzenlenen “askeri suç” kapsamında olmadığı açıktır.

Öte yandan, sanığın yargılama aşamasında terhis edildiği dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanığa yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Divriği Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Divriği Sulh Ceza Mahkemesi’nin 19.1.2009 gün ve E:2009/16, K:2009/5 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.03.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.