T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS     NO  : 2016/463

          KARAR  NO : 2017/7

          KARAR  TR  : 20.02.2017

ÖZET : Davacının, davalı idarenin sözleşmeli avukatlığını yaptığı dönemlere ilişkin olarak takip ettiği davalarda hükmedilen vekalet ücretlerinin kendisine ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Manisa İli İl Özel İdare Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı            : N.A.

Vekili              : Av. S.D.

            Davalı             : Manisa Valiliği (Manisa İl Özel İdare Müdürlüğü)

            Vekili             : Av. A.A.

 

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2000-2001-2002 yılları içerisinde davalı idarenin sözleşmeli avukatlığını yaptığını, vekil olarak takip ettiği davalarda hükmedilen vekalet ücretlerinin kendisine ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydı ile 4.950.00-YTL’nın yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargıda dava açılmıştır.

Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi: 23.2.2006 gün E:2005/265, K:2006/33 sayı ile,  davacı avukat ile davalı idare arasında 16/02/2000 tarihinden 31/12/2000 tarihine kadar, 01/01/2001 tarihinden 31/12/2001 tarihine kadar 01/01/2002 tarihinden 31/12/2002 tarihine kadar geçerli olmak üzere avukatlık hizmet sözleşmeleri yapıldığı, davacının bu hizmet sözleşmelerine dayalı olarak davalı idareyi çeşitli davalarda vekil olarak temsil ettiği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hükme elverişli bulunduğu, davacının raporda belirtilen 12.725,36- YTL vekalet ücretine hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 4 Hukuk Dairesi: 16.5.2007 gün ve E:2006/7525, K:2007/6500 sayı ile, davalı idarenin çalışanlarına ödeyeceği vekâlet ücretinin miktarına yönelik eylem ve işlemin idari nitelik taşıdığına ve idari nitelikteki eylem ve işlemlere karşı açılacak davaların idari yargı yerinde görülmesi gerektiğine göre, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmesi gerekeceği; mahkemelerince, açıklanan yönler gözetilmeden uyuşmazlığın esasının incelenip karara bağlanmış olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozulmasına karar vermiştir.

MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 22.1.2008 gün E:2007/487, K:2008/5 sayı ile, yeniden yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay Bozma İlamı doğrultusunda yargı yolu bakımından Mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargıda dava açmıştır.

Manisa İdare Mahkemesi : 24.12.2008 gün ve E:2008/599, K:2008/2287 sayı ile, davacının vekalet alacaklarının tespitine yönelik olarak Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya sunulan 7.7.2005 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitler ışığında yapılan değerlendirmede; davacının görev yaptığı sürede toplam 12.725,36-YTL avukatlık ücretine hak kazandığı gerekçesiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarelerin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduklarının belirtildiği, kamu idarelerinin görmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerini yürütürken kanunlar ve genel olarak hukuka uygun hareket etmeleri idare hukukunun temel ilkelerinden olup, bu kurala aykırı işlem ve eylemler nedeniyle kişilerin uğrayacakları zararları tazminle yükümlü olmaları anılan hükmün gereği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, tazmin isteminin kabulü ile 12.725,36 YTL’nin idareye başvuru tarihi olan 8.11.2004’ten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 Danıştay Onbirinci Dairesi: 29.3.2013 gün ve E:2009/3583, K:2013/3221 sayı ile, dava dosyasında davacı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiği yolunda kanaat bildiren bilirkişi raporu esas alınarak, davacının başvuru dilekçesindeki isteminden fazla bir miktarın ödenmesi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği nedeniyle davalı İdarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir.

Davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Danıştay Onbirinci Dairesi: 17.12.2015 gün ve E:2013/5664, K:2015/6336 sayı ile, Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmelerini gerektiren sebepler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasında gösterilmiş; aynı maddenin 2. fıkrasında ise anılan daire ve kurulların kararın düzeltilmesi isteminde ileri sürülen sebeplerle bağlı olduklarının belirtilmiş olduğu; kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede ileri sürülen sebepler, anılan maddede sayılan sebeplere uymadığından, düzeltme isteminin reddine karar vermiştir.

MANİSA 1 İDARE MAHKEMESİ : 24.3.2016 gün ve E:2016/188 sayı ile, davacının davalı idarede 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi uyarınca idari hizmet sözleşmesi ile avukatlık yaptığı döneme ilişkin değil, hizmet sözleşmesinin sona ermesi ile bu statüden çıktıktan sonra tamamen özel hukuk hükümlerine tabi vekalet sözleşmesi ile avukatlık yaptığı döneme ilişkin olduğu anlaşıldığından, Manisa İl Özel İdaresinde en son 2002 yılında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi uyarınca hizmet sözleşmesi ile avukatlık yaptıktan sonra görevinden ayrılan davacı tarafından, bazı dava dosyaların sözleşme süresi sona erdikten sonra da takip ettiği gerekçesiyle, söz konusu dava dosyalarından tahsil edilen vekalet ücretinin tarafına ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın çözümümde Mahkemelerinin görevli olmadığına, adli yargının görevli olduğu belirtilerek, görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. Maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince bir karar verilmesine kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.02.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığın esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının, davalı idarenin sözleşmeli avukatlığını yaptığı dönemlere ilişkin olarak takip ettiği davalarda hükmedilen vekalet ücretlerinin kendisine ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 29.11.2004 gün ve 17/3637 sayılı Manisa İli İl Özel İdare Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun istihdam şekillerini düzenleyen değişik 4. maddesinde, kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceğine işaret edilmiş ve (B). bendinin birinci fıkrasında sözleşmeli personelin, kural olarak,  kalkınma planı,  yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde çalıştırılması öngörülmüş; aynı bendin üçüncü fıkrasında ise, birinci fıkrada öngörülen koşullardan ayrı olarak, kadrolu istihdamın mümkün olmadığı bazı hallerde, Bakanlar Kurulunca tespit edilecek esas ve şartlarla ve fıkrada sayılan bazı özel işlerde ve dış kuruluşlarda belirli bazı hizmetlerde sözleşmeli personel çalıştırılmasına olanak tanınmıştır.

            Bakanlar Kurulunun 6.6.1978 tarih ve 7/ 15754 sayılı kararı ile belirlenen ve 28.6.1978 tarih ve 16330 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “ Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar”ın 1. maddesinde, genel bütçeye dahil dairelerde, katma bütçeli idarelerde, döner sermayeli kuruluşlarda, belediyelerde, özel idarelerde ve kamu iktisadi teşebbüslerinde (sermayesinin yarısından fazlası yukarıda sayılan kuruluşlara ait olanlar dahil) özel bütçeli idareler ile 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşlarda (85/9154 sayılı B.K.K. ile eklenmiştir.) sözleşme ile çalıştırılacak personel hakkında bu Esaslarda yer alan hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş; 2.maddesinde, sözleşmeli personel, mevzuatına uygun olarak birinci maddede belirtilen kuruluşlarda sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kamu görevlileri olarak tanımlanmıştır.

            Dosyanın incelenmesinden, Davacının, İl Özel İdare Müdürlüğünün mevcut ve doğacak davlarla ilgili mahkemelerde temsil edilmesi ve davaların takibi için İl Daimi Encümeninin 2.2.2000 tarih ve 69 sayılı Kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi uyarınca 3 ay süre ile denenmesine, deneme süresi sonunda çalışmalarından memnun kalındığı takdirde sözleşmesinin devam ettirilmesine karar verildiği; daha sonra davacının 2000, 2001 ve 2002 yıllarında da 657 sayılı Yasa’nın 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli olarak görev yaptığı ve her yıl yenilenen hizmet sözleşmelerinde bu sözleşmenin 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi ile 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı kararnamesin değişik 14. maddesi uyarınca akdedildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.

            Olayda davacı ile sözleşme yapılırken, bu sözleşmede yer almayan hususlar hakkında 6.6.1978 gün ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararının (3. maddesinin birinci fıkrası, 5. maddesinin ikinci fıkrası, 8. maddesi ve 14. maddesi hariç olmak kaydıyla) hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği anlaşılmaktadır. Anılan yasal düzenlemeler gözetildiğinde davacının işçi sayılmayan “kamu görevlisi” olduğu, öte yandan, idare hukuku esaslarına göre düzenlenen hizmet sözleşmesinin de “idari sözleşme” niteliği taşıdığı kuşkusuzdur.

İdarenin kamu görevlisi sayılan personeli ile arasındaki ilişki, idare hukuku ilkelerine dayanan ve idare hukuku ilkeleriyle düzenlenen bir kamu hukuku ilişkisidir. Her ne kadar, hizmet sözleşmesinin 4. maddesi ile davacı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi kılınmış ise de, personelin bağlı olacağı sosyal güvenlik kurumunu belirleyen bu hüküm, taraflar arasındaki kamu hukuku ilişkisini değiştiremez ve ortadan kaldıramaz.

Bu durumda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-c maddesinde belirtilen idari sözleşmeden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlık kapsamındaki davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu açıktır.

Açıklanan nedenlerle, Manisa 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun reddi gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Manisa 1. İdare Mahkemesinin 24.3.2016 gün ve E:2016/188 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 20.02.2017 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri 

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

 Yüksel

 DOĞAN