T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2017 / 27

            KARAR NO  : 2017 / 87

            KARAR TR   : 20.02.2017

ÖZET : Davalı şirkette çalışırken  özelleştirme nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

                                                          

K  A  R  A  R

 

            Davacı            : M.P.

Vekili              : Av. A.T.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. S.T.S.                 

 

O L A Y          : Davacı vekili; müvekkilinin davalı Türk Telekomünikasyon AŞ.’de kapsam dışı iş sözleşmesiyle çalışmakta iken, 4046 sayılı Kanunun 22. maddesi gereği İzmir Defterdarlığı Milli Emlak Daire Başkanlığına atamasının yapıldığını, ancak müvekkilinin 375 sayılı KHK’ nin Ek 3. madde gereğince ödenmesi gereken 384,01 TL ek ödemeye maaş nakil ilmühaberinde yer verilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin 21.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 11.İŞ MAHKEMESİ: 22.02.2016 gün ve E:2015/1262, K:2016/211 sayı ile “…Dava, maaş nakil ilmühaberinin ödenmesi gereken ek ödeme ve ikramiye ilave edilerek yeniden düzenlenmesi ile maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebidir.

Davada ön sorun olarak uyuşmazlığın çözümünde Adli Yargının ve dolayısıyla Mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmiş, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin benzer nitelikteki davanın temyiz incelemesinde vermiş olduğu 24.12.2015 tarih 2014/19483 Esas 2015/35614 Karar sayılı kararında " Davalı Türk Telekom A. Ş. 14.11.2005 tarihinde yüzde elli kamu payı blok olarak bir özel şirkete devredilerek özelleşmiştir. Nakle tabi personelin hukuki durumları 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un değişik Ek 22. ve 29. maddelerinde düzenlenmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 7.4.2011 tarih ve 2011/55-205 sayılı kararına göre, davalı kurumun özelleşmesi sonucu asli ve sürekli işlerde veya 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sözleşmeli veya kadrolu görevlerde çalışan personelin kamuya nakillerine kadar geçen süreye ilişkin olarak maaş nakil hakkı düzenlenmesi, ilişiğinin kesilmesi gibi bazı görevler kanunla yüklenmiştir. Bu işlemler idare hukuku açısından sonuçlar doğurmakta ve ilgili personelin nakledileceği kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlemektedir. Böyle olunca bir imtiyaz sözleşmesi ile kamu hizmetini yürütmekle görevli ve yetkili kılınması sebebiyle, diğer özel hukuk kişilerinden farklı olarak kimi kamusal ayrıcalıklara ve yükümlülüklere tabi olan 406 sayılı Kanun hükümleri ile kamu kurumlarına nakil hakkı bulunan personelle ilgili olarak bazı kamusal görevler yüklenen davalı şirketin, belirtilen görevleri kapsamında tesis ettiği işlemler idari işlemi niteliğinde olduğundan bu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargının görevinde bulunduğu kabul edilmiştir. Dairemizce de benimsenen bu karara göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olduğundan, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir." denilmekle uyuşmazlığın çözümünde İdari Yargının görevli olduğu şeklindeki gerekçe ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b ve 115/2 maddesine göre yargı yolunun caiz olmaması, görevli yargı yolunun idari yargı olması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 2.İDARE MAHKEMESİ: 28.9.2016 gün ve E:2016/3353 sayı ile “…2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri; “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" olarak tanımlanmış, aynı Kanunun 15. maddesinin (l/a) bendinde; idari yargının görev alanına girmeyip adli veya askeri yargının görev alanına giren davaların reddedileceği hükme bağlanmıştır.

406 sayılı Kanunun 1. maddesinin 7. fıkrasında, "Türk Telekom, bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri de dâhil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz." hükmüne yer verilerek Türk Telekom’a özgü farklı bir statü oluşturulmuştur.

Aynı Kanunun 4673 sayılı Yasayla değişik Ek 22. maddesinde de; Türk Telekom’daki kamu payı % 50'nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartlarının aranacağı, bunların dışında kalan personelin iş mevzuatı uyarınca istihdam edileceği ve iş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartların Yönetim Kurulu tarafından tayin olunacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Türk Telekomünikasyon AŞ’nin özelleştirme kapsamında iken %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmesi için 01.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda, şirketin %55 oranındaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği, şirketin kamusal niteliğinin ortadan kalktığı görülmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinde çalışmakta iken 4046 sayılı Kanunun 22. maddesi ile 406 sayılı Kanunun ek 29. Maddesine istinaden davalı şirket tarafından diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirildiği, Devlet Personel Daire Başkanlığı tarafından İzmir Defterdarlığı Milli Emlak Daire Başkanlığına atamasının yapıldığı, 21.12.2010 tarihinde dava dışı kurumda işe başladığı, Devlet Personel Başkanlığına kamu kurumuna nakil için gönderilen maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlendiğinin tespiti, 375 sayılı KHK'nın 3. Maddesine göre ödenmesi gereken 384,01 TL tutarındaki ek ödemenin nakil ücretine eklenmesi ve maaş nakil ilmühaberinin eksik ve hatalı düzenlenmesi nedeniyle mahrum kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle Ankara 11. İş Mahkemesinde E:2015/1262 sayı ile açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verildiği, bu kararın yargı yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi üzerine, 05.09.2016 tarihinde kayda giren dilekçe ile Mahkememiz nezdinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine kadar erteler. Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” hükmü yer almıştır.

Bu durumda; iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu sonucuna varıldığından, Mahkememizin görevsizliğine, 2247 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine…” şeklindeki gerekçe ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.2.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacıya davalı tarafından; ayrılış tarihi itibari ödenmekte olan 384,01 TL ek ödeme ücretinin maaş nakil ilmühaberindeki ücrete eklenerek Devlet Personel Başkanlığına bildirimin yapılması gerektiği halde, maaş nakil ilmühaberinde yer almaması ve eksik bildirim yapılması sebebi ile doğan alacağın tahsili istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, hisse devir tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29 ve 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddelerine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının, vekili tarafından; iş sözleşmesi hükümlerine dayanarak ödenen ikramiye ile 5473 sayılı yasadan kaynaklanan ek ödemenin maaş nakil ilmühaberinde yer almaması nedeniyle, müvekkilinin alamadığı parasal hakların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, maaş nakil ilmühaberinin düzenlendiği ve dava açıldığı tarihlerde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon AŞ’nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 11.İş Mahkemesinin 22.02.2016 gün ve E:2015/1262, K:2016/211 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 2.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 11. İş Mahkemesinin 22.02.2016 gün ve E:2015/1262, K:2016/211 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.02.2017  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN