Hukuk Bölümü         2012/6 E.  ,  2012/66 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : D.K.

Davalı             : Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili              : Av. M.F.P.

 

O L A Y          : Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak görev yapmakta olan davacı, 22.10.2002 tarihi itibariyle lisansüstü eğitim yapmak üzere 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 35.maddesi uyarınca kadrosu Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ne tahsisi yapılarak atanmış, taahhüt ve kefalet senedini imzalamıştır.

Davacı, 3.11.2010 günlü dilekçesi ile davalı idareye başvurarak, yüksek lisans ve doktorayı müteakip mecburi hizmet içeren, aksi halde tazminat borcu yükleyen kefalet senedinin tarafında iadesini talep ederek, herhangi bir mecburi hizmet yükümlülüğü bulunmadığının bildirilmesini talep etmiştir.

Davalı idare, 26.11.2010 gün ve 7688 sayılı işlemle, 2547 sayılı Yasanın 35.ve Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkındaki Yönetmeliğin 4.maddesinden sözederek, belirtilen kurallar kapsamında davacının başvuru dilekçesine yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığını belirtilmiştir.

Davacı, gerek 2547 sayılı Yasanın 35. ve gerekse 657 sayılı Yasanın Ek 35. Maddelerinden sözederek, davalı Üniversite tarafından kendisine mecburi hizmet ve tazminat yükümlülüğü getiren noter onaylı taahhüt ve kefalet senedinin geçerli olmadığını ileri sürerek, davalı idarece mecburi hizmet ve tazminat borcunun kaldırılmasına yönelik başvurusunun karşılanamayacağı yönünde tesis edilen 26.11.2010 gün ve 7688 sayılı işlemin iptali ve mecburi hizmet yükümlülüğü ile tazminat borcunun kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekili  birinci savunma dilekçesinde, uyuşmazlık konusunun adli yargının görev alanına girdiğini ileri sürerek, görev itirazında bulunmuştur.

            SAKARYA 2. İDARE MAHKEMESİ: 22.2.2011 gün ve E: 2010/1283 sayı ile; 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde; İdari dava türlerinin, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayıldığı; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğunun kurala bağlandığı;  idarenin, idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re-sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlere, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemlerin özel yasal düzenlemeler dışında, idari yargı denetimine tabi bulunduğu; dosyanın incelenmesinden, Abant İzzet Baysal Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca davalı idare adına Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının doktora eğitimi için Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde görevlendirilmeden önce davacıya imzalatılan taahhütname ve yüklenme senedinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; uyuşmazlıkta davacının verdiği taahhütname ve kefalet senedinin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca başka bir üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki önemli etkisi dikkate alındığında, davacının söz konusu taahhütname ve kefalet senedini davalı idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığının kabulü mümkün olmadığından, bu taahhütname ve yüklenme senedinden doğan uyuşmazlığın özel hukuk alanını ilgilendirmediği, görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görev alanında kaldığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle;  davalı idarenin görev itirazının reddine ve Mahkemelerinin görevliliğine karar vermiştir.

Davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Konunun çözümü için uyuşmazlığın temelini oluşturan işlemin incelenmesinin gerektiği;  uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle yüklenme ve kefalet senedinde yer alan borçtan kaynaklandığı; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun öğretim elemanı yetiştirmeye ilişkin 35. maddesinden bahisle; dava dosyasının incelenmesinden; iptali istenilen taahhüt ve yüklenme senediyle araştırma görevlisi olan davacı ile Üniversite arasında bir sözleşme ilişkisi kurulduğunun anlaşıldığı; dolayısıyla, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle taahhüt senedinde yer alan borçtan kaynaklandığı, sözleşmede yer alan borçtan kaynaklanan uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun’un 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Dosyanın incelenmesinden; Sakarya İkinci İdare Mahkemesinde açılan davanın konusunu, taahhüt ve yüklenme senedinin iptali isteğinin oluşturduğunun anlaşıldığı; İdari Yargı Düzeninin, hukuk devletlerinde, hukuka bağlı olması gereken kamu idaresinin işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal yöntemlerle denetlenmesinin sağlanması amacıyla var olan yargı düzeni olduğu,  bu yargı düzenine mensup mahkemelerde açılacak iptal davalarının konusunun ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler olarak gösterilmiş bulunduğu;  gerek uygulama, gerekse öğreti'de, idari işlemin tanımının, idarenin kamu hizmetinin yürütümü amacıyla ve tek yanlı irade açıklamasıyla tesis etmiş olduğu kesin ve yürütülmesi gerekli işlemler olarak yapıldığı, bu tanıma göre, idari yargı yerlerinde iptal davasına konu edilecek hukuksal işlemlerin; öncelikle, kamu idaresinin işlemi olması, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla tesis edilmiş bulunması, kamu idaresinin tek yanlı irade açıklamasının ürünü olması ve nihayet kesin ve icrai (yürütülmesinin gerekli) olmasının zorunlu bulunduğu; oysa; olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılan davada iptal istemine konu edilen taahhüt ve yüklenme senedinin, kamu idaresinin irade açıklamasıyla hukuk düzeninde varlık kazanan bir işlem olmadığı, söz konusu senedin, İdare Hukukundaki adıyla "idare edilen" statüsünde bulunan özel hukuk gerçek kişisinin, irade açıklamasıyla, kendisini yükümlülük altına sokan bir özel hukuk işlemi olduğu; Özel Hukuk (Borçlar Hukuku) kurallarına göre; bu işleme varlık kazandıran kişi iradesindeki sakatlıklar (iradeyi ifsat eden haller) sebebiyle işlemin iptaline ya da hükümsüzlüğüne karar verme görev ve yetkisinin, bu Hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli Adli Yargı Düzenine mensup mahkemelere ait bulunduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanunun13'üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulünün uygun olacağı yolunda yazılı düşünce vermiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 9.4.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken,  2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi kapsamında davalı idare adına Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının, kendisine imza ettirilen taahhütname ve yüklenme senedinin iptali istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 26.11.2010 gün ve 7688 sayılı  Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü işleminin iptali ve mecburi hizmet yükümlülüğü ile tazminat borcunun kaldırılması istemiyle açmıştır.

 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun, “Öğretim elemanı yetiştirme” başlıklı 35. maddesinde “Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler.

            (Ek fıkralar: 17/8/1983-2880/18 md.) Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler.

            Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca davalı idare adına Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının, doktora öğrencisi olarak Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ne gönderilmesinden önce davacı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri tarafından düzenlenen yevmiye taahhütname ve yüklenme senedinin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlem ile mecburi hizmet yükümlülüğü ile tazminat borcunun kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu duruma göre, taahhüt ve kefalet senedinin davacı ve kefilleri tarafından tek taraflı olarak imzalanarak idareye karşı taahhütte bulunulması karşısında, davacı tarafından senedin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç                 : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Sakarya 2. İdare Mahkemesi’nin 22.2.2011 gün ve E:2010/1283 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 9.4.2012 gününde Üyelerden Sıddık YILDIZ’ın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, Davalı Üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi kapsamında davalı idare adına başka bir  üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilen davacının, görevlendirme işleminden önce imzaladığı taahhüt ve kefalet senedinin iptali istemiyle açılmıştır

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

 2547 sayılı Yasa uyarınca başka bir üniversitede öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamında eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki amaç göz önünde bulundurulduğunda, davacının bu taahhüt ve kefalet senedini idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığından söz etmeye olanak bulunmadığından, ortada özel hukuk alanını ilgilendiren bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

İdarece kamu gücüne dayanılarak ve tek taraflı irade ile kurulan taahhüt ve kefalet senedine ilişkin uyuşmazlığın 2577 sayılı Yasanın 2/1-a maddesinde sayılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca yapılan başvurunun reddi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki karara karşıyım.

                                                        Üye

                                               Sıddık YILDIZ