T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO    : 2013 / 1848

          KARAR NO : 2014 / 152

          KARAR TR  : 3.3.2014       

ÖZET :  Davalı idarenin yol yapım ve bakım çalışmaları sonucu, davacı Şirkete ait  tesislerde hasar meydana  geldiğinden bahisle  uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2577 Kanunun 2.maddesinde belirtilen   tam yargı davası kapsamında, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı           : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

            Vekili             : Av. S.O.Ö.

            Davalı            : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av.V.Ş.

 

O  L  A  Y       : Davacı vekili, müvekkili Şirketin Avcılar Cihangir Mahallesi, Londra Asfaltı No:293 adresinde bulunan tesislerinin; 03.07.2012 tarihinde davalı idarenin yol yapım ve bakım çalışmaları sonucu hasara uğratıldığını, toplam Şirket zararının 1.373,65TL ye ulaştığını, yapılan tebligata karşın tahsilatın  mümkün olmadığını ifade ederek; 1.373,65TL zararın, 03.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı İdare vekili, birinci savunma dilekçesinde; hizmet kusuru nedeniyle meydana geldiği iddia edilen tam yargı davası niteliğindeki davada, idari yargının görevli olduğunu öne sürerek, görev itirazında bulunmuştur.

KÜÇÜKÇEKMECE 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 20.9.2013 gün ve E:2013/35 sayı ile, davanın haksız fiile dayalı tazminat talebine ilişkin olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı İdare vekilince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe ve dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI;  Anayasanın 125'inci maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğunun hükme bağlandığı; öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2 nci maddesinin 1'inci bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların, idari dava türleri olarak sayılmış olduğu; görüldüğü üzere; İdare Hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümünün İdari Yargının görev alanında bulunduğu; idarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanan hizmet kusurunun; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi (eylemsizlik) hallerinde gerçekleştiği ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığı;  olayda, davalı idarenin yol yapım ve bakım çalışmaları sonucu davacıya ait tesislerde hasar meydana gelmesinde kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan kamu kuruluşu tarafından, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin belirlenmesinin gerektiği;  buna göre, davacıya ait tesiste meydana gelen hasar nedeniyle oluşan zararda idarenin hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'inci maddesi uyarınca idari yargı yerlerine ait olduğu gerekçesiyle;  2247 sayılı Kanunun 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesine göre, İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı;  davaya konu olayda, davalı idarenin görev ve sorumluluğunda yürütülen yol yapım ve bakım çalışması sırasında meydana gelen zararın, idarenin kamu hizmetini yürüttüğü sırada meydana gelmiş olması karşısında, davanın kamu hizmetinin yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin denetlenmesi söz konusu olduğundan, 2577 sayılı İYUHK 2/1-b maddesine göre tam yargı davası kapsamında idari yargı yerinde dava konusu edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle;  Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/35 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 3.3.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin anılan Yasa’nın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcılığı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı idarenin yol yapım ve bakım çalışmaları sonucu, davacı Şirkete ait  tesislerde hasar meydana  geldiğinden bahisle  uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Davacı şirket tarafından, yapılan çalışma esnasında, tesislerinde hasar meydana geldiğinden bahisle, kamu hizmeti yürüten davalı İdareye karşı açılan tazminat davasına ilişkin olarak, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca verilen cevap dilekçesinde; davaya konu olan Alt Yapı çalışmaları işinin, 2886 sayılı İhale Kanununa göre Belediye Encümeni tarafından yapılan bir ihale olmadığı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 8. Maddesi hükümleri gereğince düzenlenen yönetmenlikte belirtilen koşullarda Alt Yapı Koordinasyon Kurulunun kararı doğrultusunda yapılmış olduğu; işin ihale gereğince müteahhit firmalara ihale edildiği; söz konusu yerde “Avcılar - Beylikdüzü Arası D-100 Karayolu Düzenleme İnşaatı” işinin, müteahhit firma Nas. İnş. San. Tic. A.Ş. ve Özyurtlar Ma. İnş. San. Ve Tic. A.Ş. (iş ortaklığı) tarafından yapılmış olduğu;  aktedilen sözleşmenin 4. maddesine göre;  işin devamı sırasında işyerinde yapılacak çalışmalar nedeniyle, işçilerle çevre halkının kazaya uğramalarını, zarar görmelerini ve işlerde zarar ve hasar meydana gelmesini önleyici tedbirlerin alınmasından da yüklenicinin sorumlu olduğu, alınan bütün tedbirlere rağmen, yüklenicinin yaptığı işlerden dolayı üçüncü kişilerin kendilerine veya mallarına zarar verilmesi ihtimaline karşı mali mesuliyet sigortası yaptırmakla da yükümlü bulunduğu, mali mesuliyet sigorta bedeli olarak, bu konuda sigorta şirketlerinin uygulamalarında kullandığı bedellerin esas alınacağı;  ayrıca idareleri ile yüklenici firma arasındaki sözleşmenin 9. Maddesinin 10. bendinde, açıkça doğacak hasar ve zararlardan yüklenicinin sorumlu olduğunun belirtildiği savunulmuştur.

Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Belirtilen durum karşısında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı idare vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Küçükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı idare vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Küçükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.9.2013 gün ve E:2013/35 sayılı  KARARININ KALDIRILMASINA, 3.3.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT