Hukuk Bölümü         2007/238 E.  ,  2007/213 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : A. Konfeksiyon San. Ve Tic. Ltd.Şti.

Vekili             :Av.M.A.K. & Av.A.D.

Davalı            : Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı (İzmir Sigorta İl Müdürlüğü)           

OLAY          : İzmir Sigorta İl Müdürlüğü’nce 29.5.2006 gün ve 159103 sayılı işlemle,  506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 9., 79. ve 140. maddeleri uyarınca davacı adına 1.954,80YTL idari para cezA.ı verilmiştir.

            Davacı vekili, para cezA.ına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

İZMİR 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 23.1.2007 gün ve E:2006/274, D.İş sayı ile, Danıştay 10. Dairesinin 22.11.2006 tarih ve 2006/2091 EsA.,  6741 Karar sayılı kararı ile 506 Sayılı YA.anın 140. maddesi gereğince verilen idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlıkların görüş ve çözümü görevinin, İdare Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

Davacı vekili, bu kez, idari para cezA.ının kaldırılmA.ı istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İZMİR 1. İDARE MAHKEMESİ; 26.3.2007 gün ve E:2007/381 sayı ile, dava dosyA.ının incelenmesinden, bu davanın daha önce İzmir 1. Sulh
Ceza Mahkemesi'nde açıldığı ve bu Mahkemenin 23.1.2007 tarih ve E:2006/274 D.İş sayılı kararıyla, davanın İdare Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddedilmesi üzerine, aynı davanın Mahkemelerinde açıldığının anlaşıldığı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 140. maddesinin 15.2.2006 tarih ve 26081 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 5454 sayılı Kanun’la değişik dördüncü fıkrA.ından ve 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun’la değişik 3., 27., geçici 2. ve geçici 3. maddelerinden söz ederek, her ne kadar 506 sayılı Kanun’un 140. maddesinin 5454 sayılı Kanun’la değişik dördüncü fıkrA.ında yer alan "Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler" cümlesi Danıştay Onuncu Dairesi'nin başvurusu üzerine AnayA.a Mahkemesi’nin 4.10.2006 tarih ve E:2006/75, K:2006/99 sayılı kararı ile iptal edilmiş ise de, anılan karar gerekçesi yazılarak Resmi Gazetede yayımlanmadığı gibi, AnayA.a Mahkemesi'nin söz konusu iptal kararı üzerine 506 sayılı Kanun’un 140. maddesinde, para cezalarındaki görevli yargı yerine ilişkin olarak Kanun Koyucu tarafından henüz herhangi bir düzenleme de yapılmadığı, bu duruma göre kendi özel Kanununda görevli yargı yerinin belirlenmediği veya bu konuda sürekli ya da geçici boşluk oluşan hallerde, Kanun Koyucunun bu konuda genel iradesini ve anlayışını yansıtan ve konuya ilişkin genel hükümler içeren Kabahatler Kanunu uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi gerektiği, konunun Kabahatler Kanunu uyarınca değerlendirilmesinde ise; bu Kanunun AnayA.a Mahkemesi’nin 4.10.2006 tarih ve E:2006/75, K:2006/99 sayılı kararından sonra yeniden düzenlenen 3. maddesi ile 27. maddesinin yukarda yer verilen hükümlerinden, Kanun Koyucu tarafından idari para cezalarında görevli yargı yerinin genel olarak Sulh Ceza Mahkemeleri olarak belirlendiği, hatta bu Kanunun geçiş hükümlerini içeren Geçici 2 ve 3.maddelerinin de 3 ve 27. maddesinde yer alan sürekli hükümleri destekleyici nitelikte olduğunun anlaşıldığı, Kanunun 3 ve 27. maddesinin (8) bendinde açıkça belirtildiği üzere, para cezA.ını düzenleyen Kanunda idari yargı yerinin gösterilmediği ve para cezA.ı ile birlikte idari yargının görevine giren bir karar verilmediği hallerde, idarece verilen para cezA.ına karşı Sulh Ceza Mahkemelerine başvurulmA.ı gerektiği, başka deyişle idari para cezalarına karşı genel olarak Sulh Ceza Mahkemelerine başvurulmA.ı gerektiği, ancak para cezA.ını düzenleyen Kanunda idari yargı yerinin görevli kılınmA.ı veya bu durum dışında para cezA.ı ile birlikte idari yargının görevine giren bir idari işlem tesisi halinde uyuşmazlığın çözümü için idari yargı yerine başvurulmA.ı gerekeceği, bu nedenlerle dava konusu idari para cezA.ına karşı açılan davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği, bu nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyA.ının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE:

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 5.11.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı YA.ada öngörülen koşulları taşımayan  başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin  sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı YA.a’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanmA.ı yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrA.ında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılamA.ı sonunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, A.keri ve adli ceza mahkemeleri arA.ında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılmA.ı, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılmA.ı gerektiği sonucuna varılmaktadır. UygulanmA.ı idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davA.ı’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde, “Adli, idari, A.keri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik:21/1/1982-2592/6 md.) Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyA.ı ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” denilmiştir. Aynı YA.anın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

İdare Mahkemesi dosyA.ından, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, Başkanlığımızca, 28.6.2007 gün ve E:2007/238 sayılı yazı ile, İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nden, 23.1.2007 gün ve  E:2006/274 D. İş sayılı görevsizlik kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesi üzerine, adı geçen Mahkemece gönderilen 11.7.2007 gün ve 2007/106 Muh. sayılı yazıda, dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, dolayısıyla, kararın kesinleşmediği bildirilmiştir.

Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı YA.a’nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı YA.a’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı YA.anın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ    : 2247 sayılı YA.a’nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı YA.anın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 5.11.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.