T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 728

            KARAR NO : 2015 / 730

            KARAR TR  : 26.10.2015

ÖZET : Davalı ASAT’a ait içme suyu borusunun patlaması sonucu davacıya ait seralara ve domates bitkilerinde meydana getirdiği iddia olunan zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : K.D.

Vekilleri          : Av. C. Z. & Av. İ. V.

Davalı             : Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. E. E.

 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Serik İlçesi Belpınar Mahallesindeki müvekkile ait seraların yanında bulunan ASAT’a ait içme suyu borusu 08.09.2014 tarihinde gece saat 01:00 sularında patlamış ve taşarak müvekkile ait seralara ve domates bitkilerine zarar vermiştir.

Su borusundan gelen sular müvekkile domates bitkilerini yerinden söküp gitmiş, toprağı taşıyarak müvekkilimin zarara uğramasına neden olunmuştur.

Müvekkil serasına giren suların daha fazla zarara sebebiyet vermemesi için kepçe ile ark açmak ve toprak ile set yapmak suretiyle suyun akış yönünü değiştirerek daha fazla zararın oluşmasını engellemiştir.

Müvekkilin serasında oluşan zararın tespiti için bilirkişiler refakatinde olayın meydana geldiği mahale gidilerek Serik 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/139 D.İş Esas sayılı dosyası ile zarar tespiti yapılmış ve yapılan incelemeler neticesinde müvekkilin davalıya ait su borularının patlaması nedeniyle 5.850,00-TL zarara uğradığı tespit edilmiştir.

Söz konusu içme suyu borusunun vermiş olduğu zararın hesaplanması amacıyla 781,20-TL tutarında masraf yapılmıştır.

Ayrıca söz konusu bilirkişi raporunda eksik inceleme ile sökülen 800 adet domates fidesinin alış maliyet fiyatı olan (800*0,74074-TL ) 592,59-TL nin de davalıdan alınarak tarafımıza verilmesini talep ederiz.

Serik    3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/139 D.İş Esas sayılı dosyası ile tespit edilen zarar miktarını gösterir bilirkişi raporu davalı kuruma tebliğ edilmiş; davalı kurum söz konusu zararın tazminini kabul etmeyerek itirazda bulunmuş ve mahkemece itirazın reddine karar verilmiştir.

Söz konusu olay nedeniyle uğranılan zararın tazmini için ilk bakışta idari yargının görevli olduğu gibi görünse de davada ADLİ YARGI MERCİLERİ görevlidir.

Nitekim Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 04.02.2013 Tarih 2012/18925 Esas,2013/1598 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere “Davalı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları altında yapmaktadır.

6102 sayılı TTK'nun 16. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir.

Bu açıklamalar ışığında, davalının bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı; ancak, çalışmalarında özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olduğu ve tacir sıfatını taşıdığı benimsenmelidir. Bu gibi kuruluşların kendi aralarında ve üçüncü şahıslarla olan ilişkilerinden, haksız eylem niteliğindeki tutumundan kaynaklanan uyuşmazlıkların adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir.”

Bu nedenle müvekkilin uğramış olduğu zararın tazmini için mahkemenizde iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur.

İSTEM SONUCU: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalı Kuruma ait içme suyu borusunun patlaması nedeniyle müvekkile ait serada meydana gelen 5.850,00-TL’lik zararın,592,59-TL Fidan ücretinin ve zararın tespiti için yapılan 781,20-TL tespit masrafı olmak üzere toplam 7.223,79-TL nin olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE

Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa YÜKLETİLMESİNE, karar verilmesini vekaleten talep ederim” demek suretiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğü vekili süresi içerisinde mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

Serik 3.Asliye Hukuk Mahkemesi: 17.03.2015 gün ve E:2014/447 sayı ile özetle; davada adli yargı yerinin görevli olduğundan bahisle davalı Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğü vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı; “Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında da idarenin kendi eylem ve işleminden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

İdarenin, kendisine görev olarak verilen kamu hizmetini yürüttüğü sırada hizmet kusuru oluşturan eylemleri nedeniyle bireylerin uğradıkları zararları tazminle yükümlü olduğu idare hukuku ilkelerindendir.

2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 1. maddesinde; İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere kurulmuş olan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu kurala bağlanmış; Ek-5. maddesinde de, bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı düzenlenmiştir.

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, 2560 sayılı Kanun uyarınca kurulmuş olan su ve kanalizasyon idarelerinin kamu tüzel kişisi olduğu ve Kanunda yapmakla yükümlü olduğu belirlenen alt yapı hizmetlerinin de kamu hizmeti niteliği taşıdığı açıktır. Bir başka anlatımla, su ve kanalizasyon idareleri kamu hizmeti niteliğini taşıyan alt yapı hizmetlerini idare hukuku ilke ve kurallarına göre kamusal yetki kullanarak kurup, sürdürmekle görevli kılınmıştır. Bu bakımdan, bu idareler yürütmekle yükümlü kılındıkları bu görevler açısından Türk Ticaret Kanununa göre tacir sayılamayacakları gibi özel hukuka tabi bir takım iş ve işlemlerde bulunmaları da su, kanalizasyon gibi kamu hizmeti niteliği taşıyan alt yapı hizmetlerinin kuruluşunun, idare hukuku ilke ve kurallarına tabi olduğu sonucunu ortadan kaldırmamaktadır.

Dava konusu olayda da davacının serasında yetiştirdiği mahsulün içme suyu boru hattının patlaması ve oluşan su taşkını nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü maddi zarara ilişkin tazminat sorumluluğu, özel hukuktan kaynaklanan bir sorumluluk olmayıp davalı idarenin alt yapı hizmetini kusurlu yürütmesinden kaynaklandığı iddiasına dayandığından idare hukuku kurallarına göre değerlendirilmesi gereken bir sorumluluktur.

Bu durumda, uğranıldığı ileri sürülen zarar, 2560 sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişisi olarak kurulmuş olan ASAT Genel Müdürlüğü'nün Yasada belirlenmiş olan kamu hizmeti niteliği taşıyan alt yapı tesisini kurma ve işletme yetkisi kapsamında sunmuş olduğu hizmetin kötü işlemesi, hiç işlememesi ya da eksik işlemesi bir başka anlatımla hizmet kusuru iddiasına dayandığından uyuşmazlığın görümü ve çözümü görevi idari yargı yerine ait bulunmaktadır.” demek suretiyle 2247 sayılı Yasa'nın 10’uncu maddesi uyarınca, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasa’nın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcılığı’nca, davalı ASAT Genel Müdürlüğü bakımından 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Serik İlçesi Belpınar Mahallesindeki davacıya ait seraların yanında bulunan ASAT’a ait içme suyu borusunun patlaması sonucu taşan suyun seralarda bulunan domates bitkilerine zarar vermesi sonucu uğranıldığı iddia olunan zararın ve zararın tespiti için yapılan masrafın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

20.11.1981 gün ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1.maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulduğu, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu, İSKİ personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu belirtilmiş; 2. maddesinin (b) bendinde “b) Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek”, (d) bendinde “Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak”, İSKİ'nin görev ve yetkileri arasında sayılmış; 4. maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisinin, İSKİ Genel Kurulu olarak görevli ve yetkili olduğu açıklanmış, ek 5. maddesinde (5/6/1986 - 3305/3 md. ile gelen Ek 4 üncü madde hükmü olup madde numarası teselsül ettirilmiştir.), bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı belirtilmiştir.

2560 Sayılı Kanunun Ek 5 nci maddesinin açık hükmü karşısında davalı Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğünün (ASAT) bir kamu tüzel kişisi olduğu ve bir kamu hizmetin ifası ile görevlendirildiği kuşkusuzdur.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, suyolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Olayda, davacı tarafından, davalı ASAT’a ait içme suyu borusunun patlaması sonucu seralarda bulunan domates bitkilerinin zarara uğradığı iddia edilerek, zararın faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.

Öte yandan, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Belirtilen durum karşısında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı ASAT Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17.03.2015 gün ve E:2014/447 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN