T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/308

KARAR NO  : 2021/644     

KARAR TR  : 29/11/2021

ÖZET: Mimari proje ve yapı ruhsatının belediye tarafından onaylanmasına dair işlemlerden kaynaklı zararın tazmini isteminin idare hukuku ilkelerine göre saptanması gerektiği karşısında, davalılardan belediye başkanlığına karşı açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı                      : A.O.

Vekilleri                    : Av. I.S.

Davalılar                  : 1- Kore Büyükelçiliği 2- Young Dong Construction Co. Ltd.

                                     3- Çankaya Belediye Başkanlığı

Vekili                        : Av. S.D.T.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı vekili, davacıya ait yapının arka bahçesine bitişik olan Kore Büyükelçiliğine ait binanın bahçe duvarının çok yüksek yapılması nedeniyle haksız fiilden kaynaklı değer kaybına uğradığı iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemiyle davalılara karşı müteselsilen adli yargı yerinde dava açmıştır.

2. Davalı Çankaya Belediye Başkanlığı vekili, süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde; uyuşmazlığın çözüm ve görümünde idari yargının görevli olduğu görüşüyle davanın görev yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

3. Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/03/2021 tarihli ve E.2020/48 sayılı ara kararı ile; davalı vekilinin görev itirazının reddine karar verilmiştir.

4. Davalı Belediye vekili tarafından, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Danıştay Başsavcılığı Talebi

5. Danıştay Başsavcılığınca; proje ve ruhsatın belediye tarafından onaylanması yolundaki işlemlerin imar mevzuatına ve hukuka uygun olup olmadığının, dolayısıyla anılan idari işlemler sonucunda zarara uğranılıp uğranılmadığının idare hukukuna göre saptanması ve davanın davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı aleyhine açılan kısmının 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesi uyarınca idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun'un 10.maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

III.BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCESİ

6. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, 2247 sayılı Kanun'un 13.maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düşüncesi istenilmiştir.

7. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/06/2021 tarihli ve YY-2021/62893 sayılı yazısı ile; 3194 sayılı Kanun ve dayanak Yönetmelik uyarınca tesis edilen işlemlerden kaynaklı davanın idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği düşüncesi beyan edilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Mevzuat

8. 3194 sayılı İmar Kanunu ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği hükümlerine dayanılarak hazırlanan ve 08/06/2018 günlü ve 30445 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin "Bahçe duvarları" başlıklı 43. maddesinin, 2. fıkrasında, yan ve arka bahçe duvarlarının tabii veya tesviye edilmiş zeminden yüksekliğinin 1 metreyi geçemeyeceği, ayrıca bu duvarların üzerine görüşe engel olmayacak şekilde 1 metre yüksekliğinde parmaklık veya şeffaf korkuluklar yapılabileceği belirtilmiş; aynı maddenin 4. fıkrasında ise, "Devletin güvenlik ve emniyeti ile harekât ve savunma bakımından gizlilik veya önem arz eden bina ve tesisler ile okul, hastane, cezaevi, ibadet yerleri, elçilik ve benzeri özellik arz eden bina ve sanayi tesislerinin çevresindeki bahçe duvarları çevreye uyum sağlamak ve komşu parseller için sakınca doğurmamak üzere ilgili belediyenin imar birimince uygun görülen şekil ve yükseklikte bu madde hükümlerine bağlı olmadan yapılabilir." kuralına yer verilmiştir.

9. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

10. İdari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan yasa hükümlerinin gereğidir.

11. Uygulama ve öğretide, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır.

B. Yargı Kararları

12. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04/04/2007 tarihli, E2007/4-141, K.2007/188 sayılı kararında özetle; “…bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyla evinin duvarı yıkılan veya bodrumunu sel basan, su tesisinin bozukluğu yahut bakımındaki ihmal yüzünden tarlasını sular basıp, tarlası kullanılamaz hale gelen kimsenin uğradığı zararlar gibi zararlar, idari kararın ve fiilin neticesinde meydana gelen zararlardır. Zira bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp, o plan ve projeler gereğince işi görmesi de kararın neticesi olan birer idari eylemdir. O halde bu fiillerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri, 2557 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakmaya idari yargı yeri görevlidir.” gerekçesiyle, kamu hizmetinin görülmesi sırasında doğan zararların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiğine hükmedilmiştir.

13. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 05/04/1973 tarihli ve E.1972/6, K.1973/2 sayılı kararının bir bölümünde; “...kamu hukukunun bir bölümü olan idare hukuku, (devletin özel kişiler gibi hareket ettiği durumlar hariç) devlet ile kişilerin ilişkilerine ait kurallar topluluğu olup, özel hukuk ise, eşit hak ve menfaatlere sahip kişiler arasındaki hukuki ilişkilere ait kurallardan ibarettir. Bu durumun tabi bir sonucu olarak, idare hukuku ilişkin ve anlaşmazlıklarına idare hukuku kuralları, özel hukuk ilişki ve anlaşmazlıklarına ise özel hukuk kurallarının uygulanması gereklidir.

...

Hukuk alanında devamlılık (istikrar) ve güven ise temel ilkelerdendir. Onun için anlaşmazlık sebebi idare hukukunu ilgilendiren bir sebep ise bu çelişkiyi önlemek, ikili sonuca varma ihtimalini ortadan kaldırmak, uygulamada yeknesaklığı sağlamak, için de, tasarrufun ait bulunduğu hukuk kurallarının uygulanması zorunludur.” denilerek,özel hukuk ilekamu hukuku ve dolaylı olarak adli yargı ve idari yargı ayrımına değinilmiştir

V. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

14. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 29/11/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı Çankaya Belediyesi vekilinin anılan Kanun'un 10/2 maddesinde öngörülen usule uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunulması üzerine Danıştay Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşılmakla, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

15. Raportör-Hâkim Murat UÇUR’un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

16. Dava, davacının maliki olduğu Ankara İli, Çankaya İlçesi, Mesnevi Sokak, 4/2 numaralı adreste kayıtlı yapının arka bahçesine bitişik Kore Büyükelçiliğine ait yeni elçilik binasının inşasına başlanıldığı, davacı tarafından, bina inşaatına ilişkin arka bahçe duvarının Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak çok yüksek inşa edilmesi nedeniyle taşınmazının önünün tamamen kapandığı ve piyasa değerinin çok düştüğünden bahisle değer kaybının telafisi maksadıyla davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığına başvurularak anılan bahçe duvarı ile ilgili olarak izin verilip verilmediği, izin verildi ise iznin tekrar incelenerek mağduriyetinin tespiti ve iznin iptali, bahçe duvarının yıktırılmaması halinde taşınmazın değer kaybının saptanılarak tazmininin istenildiği, anılan idari başvuruya cevap verilmediği, belediye ile birlikte büyükelçilik ve elçilik binasının yüklenicisi yabancı şirkete karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun haksız fiil ve teselsül hükümlerine dayanılarak bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

17. Davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı aleyhine yapılan başvuru ve açılan davada; uyuşmazlığa konu taşınmaz ile Kore Büyükelçiliği binasının bulunduğu taşınmaz arasına istinat duvarı yapılmasının gerekip gerekmediği, istinat duvarının mimari projesine uygun yapılıp yapılmadığı, mimari projenin yukarıda anılan Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 43/4. maddesine uygun olup olmadığı, yapıya ilişkin tadilat projesinin ve yapı ruhsatının imar mevzuatına aykırılık teşkil edip etmediğinin incelenmesi ve buna göre belediyenin bir hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının çözümlenmesi gerekmektedir.

18. Özel hukuk alanındaki sorumluluğun temelini oluşturan "kusur" olgusunun hem hukuka aykırılık gibi objektif, hem de dikkatsizlik, tedbirsizlik, ihmal gibi sübjektif yönleri vardır. Bu yönüyle özel hukuktaki kusurun, idarenin sorumluluğunun temeli olması ve ona uygulanabilmesi mümkün değildir; zira hizmet kusuru, Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen haksız fiilden farklı olup idare hukukuna has ve olaylara göre değişebilen, objektif bir sorumluluk türüdür.

19. İçtihatlarla geliştirilmiş olan hizmet kusuru, idarenin yürüttüğü bir hizmetin kurulmasında, düzenlenmesinde ya da işleyişindeki bozukluk ya da aksaklığı ifade eder. Bir başka deyişle; idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetinde, kuruluş işleyiş ya da personel açısından gereken emir ve talimatların verilmemesi, denetiminin yetersiz olması, hizmete tahsis edilen araç ve gereçlerin hizmet gereklerine uygun ve yeterli olmaması, gereken tedbirlerin alınmaması veya geç veya zamansız alınması gibi nedenlerle bir aksaklık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik veya sakatlık meydana gelmiş ve oluştuğu ileri sürülen zararın da bundan kaynaklamış olması gerekir.

20. Somut olayda, davacının taşınmazına bitişik olan taşınmaz üzerinde Kore Büyükelçiliğine ait yapının bahçe duvarı nedeniyle zarara uğranıldığı öne sürülmüş olması nedeniyle, bahçe duvarına ilişkin proje ve ruhsatın Çankaya Belediye Başkanlığı tarafından onaylanması yolundaki işlemlerin imar mevzuatına ve hukuka uygun olup olmadığının, dolayısıyla davalı idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının ve anılan işlemleri sonucunda zarara sebebiyet verilip verilmediğinin idare hukuku ilkelerine göre saptanması gerekmektedir.                            

21. Bu durumda, davanın davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı aleyhine açılan kısmının, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 1-b maddesinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir. Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10/03/2021 tarihli ve E.2020/48 sayılı davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı yönünden verilen görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan nedenlerle;                      

A. Davanın çözümünde, davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı yönünden İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Danıştay Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10/03/2021 tarihli ve E.2020/48 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

29/11/2021 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

     Başkan Vekili                  Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan     

         TOPAL                     SONER                           TAŞ                          AĞIRMAN       

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye 

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN