Hukuk Bölümü         1996/46 E.  ,  1996/89 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı              : N.Ç.

Davalı               : İ.S.

 OLAY: Davacı, j. Er İ.S.’in 23.3.1990 tarihinde Erzincan-Kemaliye ilçesinde askerlik görevini yaptığı sırada, oğlu E.Ç.’ın tedbirsizlik ve dik­katsizlikle ölümüne sebep olduğunu ileri sürerek, bu ne­denle uğradığı 4 milyon maddi, 5 milyon manevi tazminat istemiyle 6.2.1991 tarihinde adlî yargı yerinde İçişleri Bakanlığına ve İ.S.’e karşı dava açmıştır.

Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi; 15.12.1993 gün ve E.91/87, K.93/807 sayıyla; yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu 37.635.365 lira maddi taz­minat takdir edildiğinden, talepte bağlı olarak istenilen tazminatın tamamına hük­metmiştir. Temyiz edilen karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16.5.1994 gün ve 2939-4519 sayılı kararı ile davanın çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle bozmuş, bozma kararına uyan Mahkeme, 10.11.1994 gün ve 770-1108 sayıyla görevsizlik kararı vermiş, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı aynı istekle, 26.9.1995 tarihinde aynı davalılara karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi; 20.3.1996 gün ve E.95/991, K.96/390 sayıyla, İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan tam yargı da­vasının süre yönünden reddine, İ.S.’e karşı açılan davanın da 1602 sayılı Yasa’nın 20., 21. ve 24. maddelerinde öngörülen idari eylem sonucu zarara uğrayanların AYİM’de ancak ilgili kurum aleyhine tazminat davası açabilecekleri, kişilere karşı AYİM’de dava açılamayacağı hükmü uyarınca davanın görevden reddine karar vermiştir.

Davacı vekili tarafından AYİM Genel Sekreterliğine verilen 10.6.1996 günü kayda geçen dilekçe ile olumsuz görev uyuşmazlığının gideril­mesi istenilmiş, AYİM dosyası genel sekreterliğin 21.6.1996 gün ve 95/1767 sayılı yazıları ekinde Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

Böylece davalı İ.S. yönünden adlî ve askeri yargı yerleri ara­sında 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuş­mazlığı doğmuştur.

İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Sel­çuk Tüzün’ün Başkanlığında, O. Hulusi Mustafaoğlu, Süleyman Sezen, Nursel Aymakoğlu, Mustafa Birden, Dr. Erol Alpar ve Halit Karabulut’un katılmaları ile yaptığı 8.7.1996 günlü toplantıda, Raportör-Hâkim Ayten Anıl’ın raporu ile dosya­daki belgeler okunduktan; toplantıya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katı­lan Savcı İsmet Gökalp ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı yerine katı­lan Savcı Şener Atılgan’ın adlî yargı yerinin görevli olduğu yolundaki sözlü açık­lamaları da alındıktan sonra ge­reği görüşülüp düşünüldü:

Dava, tedbirsizlik ve dikkatsizlikle ölüme sebebiyet verilmesinden dolayı maddi, manevi tazminat istemiyle açılmıştır.

İçişleri Bakanlığı ve öldürme eylemini gerçekleştiren İ.S.’e karşı tazminat istemiyle açılan davada Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkeme­sinin görev­sizlik kararı vermesi üzerine, AYİM 2. Dairesi İçişleri Bakanlı­ğına yönelik davanın süreden, İ.S.’e ilişkin davanın da görev yö­nünden reddine karar verdiğin­den olumsuz görev uyuşmazlığı İ.S.’e karşı açılan dava nedeniyle meydana gelmiştir.

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Yasasının 24. madde­sinde, ki­şilerin askeri görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan ötürü, bu görevi yerine getiren personel aleyhine değil, sadece bu mahkemede ilgili kurum aleyhine tazmi­nat davası açabilecekleri belirtilmiştir. Bu hüküm uya­rınca, İ.S.’e karşı açılmış olan tazminat davasının AYİM de görüm ve çözümüne olanak bulunma­maktadır.

Açıklanan nedenlerle davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde adlî yargı yerinde çözümlenmesi, Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin görev­sizlik kara­rının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın adlî yargı yerinde gö­rül­mesi gerektiğine, bu nedenle Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.11.1994 günlü, 770-1108 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 8.7.1996 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.