T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/110

KARAR NO  : 2024/146    

KARAR TR  : 01/04/2024

 

 

ÖZET: 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

 

Davacı  : S. Ç.

Vekili    : Av. H. S.B.

Davalı   : Sakarya Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü

Vekili    : Av. Ö. Ö.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Serdivan Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 23/09/2023 tarih ve E-30346891-87791147 sayılı kararı ile, davacıya ait H.Ç.O.A. adlıişletmenin, izinsiz öğretim faaliyetinde bulunduğundan bahisle, davacı adına 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 3. maddesinin on birinci fıkrası uyarınca 268.290 TL idari para cezası verilmiş ve durum24/10/2023 tarih veE-30346861-410.03-87899290 sayılı yazı ile davacıya bildirilmiştir.

 

2. Davacı vekili, idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

3. Sakarya 2. Sulh Ceza Hâkimliği 29/12/2023 tarih ve D.İş. 2023/6325 sayılı kararı ile, idari para cezası ile birlikte iş yerinin kapatılmasına da karar verildiği ve dava konusu yapıldığı, iş yerinin kapatılması şeklindeki idari işlemin iptaline bakmak görevinin idare mahkemelerine ait olduğu, bu nedenle 5326 sayılı Kanun'un 27/8. madde ve fıkrası gereğince başvurunun çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğu gerekçesiyle başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir. Kararın ilgilikısmı şöyledir :

 

" ..Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; itiraz eden hakkında Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hem trafik para cezası hem de idari yaptırım olarak iş yeri mühürlenerek kapatılması kararı verildiği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 27/8. maddesinde "idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görülür" hükmünün yer aldığı, dolayısıyla iş yeri mühürlenerek kapatılmasının idari dava olduğu ve idari yargının görevi kapsamında kalması nedeniyle trafik para cezasının da idari işlem ile birlikte idari yargı tarafından karara bağlanması gerektiği anlaşılmakla itirazın görev yönünden reddine, itiraz edenin yasal sürede (30 gün içinde) yetkili ve görevli idare mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

İtiraz eden S. Ç. vekili Av. H. S. B.'in tarafından yapılan itirazın GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,

İtiraz edenin 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 9/1-2 maddesi gereğince süresi içinde Görevli İdari Yargı da dava açmakta MUHTARİYETİNE..."

 

4. Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

5. Sakarya 2. İdare Mahkemesi 27/02/2024 tarih ve E.2024/54 sayılı kararı ile,davanın sadece idari para cezasının iptali istemiyle açıldığı, 5580 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasının da 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu ve 5580 sayılı Kanun'da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, bu durumda, Kabahatler Kanunu'nun 5560 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanması nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümlerinin dikkate alınacağı buna göre, dava konusu idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünün, anılan Kanun'un 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ve davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir :

 

"...Dava dosyasının incelenmesinden, davacının kafe olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı ileişlettiği H.Ç.O.A.'nde izinsiz öğretim faaliyetinde bulunduğundan bahisle 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu uyarınca 268.290 TL idari para cezası verilmesine dair işlemler için Sakarya 2.Sulh Ceza Hakimliği'ne yapılan itirazın anılan Hakimliğin 29/12/2023 tarih ve D.İş2023/6325sayılı kararı ile "hem trafik para cezası hem de idari yaptırım olarak iş yeri mühürlenerek kapatılması kararı verildiği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 27/8. maddesinde "idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görülür" hükmünün yer aldığı, dolayısıyla iş yeri mühürlenerek kapatılmasının idari dava olduğu ve idari yargının görevi kapsamında kalması nedeniyle trafik para cezasının da idari işlem ile birlikte idari yargı tarafından karara bağlanması gerektiği anlaşılmakla itirazın görev yönünden reddine" gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği, kararadavacı tarafından itiraz edilmesi üzerineSakarya 1.Sulh Ceza Hakimliği'nin 22/01/2024 tarih ve D.İş :2024/214sayılı kararı ile itirazın reddinekarar verildiği bu karar üzerine 15/01/2024 tarihinde bakılmakta olan davanın Mahkememizde açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacı hakkında5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca verilen idari para cezası verilmiş ve işyeri kapatılmış ise de davacı tarafından gerek Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz aşamasında sunulan dilekçede gerekse 2. Sulh Ceza Hakimliği'nceverilen görev ret kararına karşı takip eden Sulh Ceza Hakimliği'ne sunulan dilekçede açıkça ve sadece idari para cezasının kaldırılması isteminde bulunulduğu, iş yeri kapatma yaptırımı itiraz konusu edilmediği gibi Sulh Ceza Hakimliği'nce verilen görev ret kararının kesinleşmesi üzerine Mahkememizde açılan davada dava konusu edilerek iptali istenilen tüm işlemlerin Mahkememizin 22/01/2024 tarihli ara kararıyla davalı Sakarya Valiliği'nden temin edilmesi üzerine yapılan incelemede davacı tarafından açıkça tarih ve sayısına yer verilmek suretiyle Mahkememizden iptali talep edilen işlemler arasında iş yeri kapatma işleminin bulunmadığı zira davacı tarafından dava konusu edilen işlemler Sakarya Valiliği'nin 23/10/2023 tarih ve 87791147 sayılı işlem, 24.10.2023 tarih ve E-30346861-410.03-87899290 işlem ve 26.10.2023 tarih veE-30346861-410.03-87899290 nolu işlemler olarak belirtilmekle birlikte söz konusu iş yerinin kapatılmasına dair 23/10/2023 tarih ve 87791120 sayılı işlem dava konusu edilmediği gibi davacı hakkında verilen idari para cezasının henüz kesinleşmemesi sebebiyle tanzim edilmiş bir ödeme emri de bulunmadığı anlaşılmıştır.

Yukarıda izah edilen düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni kanuna göre görevsiz hale gelen) mahkemeningörevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni kanundaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

Gelinen aşamada taleple bağlılık ilkesi gözetilmek suretiyle davacı tarafından yargı önüne taşınarak iptali/kaldırılması talep edilenuyuşmazlığın idari para cezasına ilişkin olduğu,idari para cezasının5326 sayılı Kanun’un 16. maddesindebelirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 5580 sayılı Kanun’da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde, bu Kanun’un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı belirtildiğinden, dava konusu idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde,anılan Kanun'un 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi 'nin 19/06/2023 tarih ve E:2023/375 k:2023/445 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle; Mahkememizin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19. Maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için iş bu dosya ile birlikte Sakarya 2. Sulh Ceza Hakimliği'nin29/12/2023 tarih ve D.İş 2023/6325 sayılı esasına kayıtlı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine,..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

6.08/02/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun“Amaç ve kapsam”  başlıklı1. maddesi şöyledir:

 

“Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarına kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalıştırılması, kurumlara yapılacak malî destek ve bu kurumların eğitim-öğretim, yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, yönetim, denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.

Bu Kanun, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişilerce açılan özel öğretim kurumları ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarını kapsar.”

 

7. 5580 sayılı Kanun'un “Kurum açma izni” başlıklı 3. maddesi şöyledir:

 

“Bir kurumda öğretime başlayabilmek için kurum açma izni alınması zorunludur. İzin başvuruları ilgili millî eğitim müdürlüğüne yapılır. Valilikçe yapılan inceleme sonucunda açılması uygun görülen okullar dışındaki kurumlara kurum açma izni verilir. Valilikçe açılması uygun görülen okullara ilişkin başvurular ise kurum açma izni verilmek üzere Bakanlığa gönderilir.

Kurum açma izni talebinin valilikçe reddedilmesi hâlinde, kurucu veya kurucu temsilcisi tarafından taleplerinin reddine ilişkin işlemin tebliğinden itibaren on beş iş günü içinde Bakanlığa itirazda bulunulabilir. İtiraz, Bakanlıkça on beş iş günü içinde karara bağlanır.

Kurum açma izni alınmadıkça, kuruma öğrenci kaydı yapılamaz.

Kurum açma izni verilmesi, binanın kullanılış amaçlarına ve Bakanlıkça belirlenen standartlara uygun ve yeterli bulunmasıyla birlikte aşağıdaki şartların yerine getirilmesine bağlıdır:

a) Ders araç-gerecinin kurumun amaç ve ihtiyaçları için yeterli olduğunun bir rapor ile tespit edilmesi.

b) Kurumun; yönetici, öğretmen ve diğer personelinin sayı ve nitelikleri yönünden uygun bulunması ve bu kurumda çalışacaklarının belgelendirilmesi.

c) Kurumun yönetmelikleriyle öğretim programının Bakanlıkça incelenip onanmış olması.

(Değişik beşinci fıkra: 1.3.2014-6528/10 md.) Milletlerarası özel öğretim kurumları hariç bu Kanun kapsamındaki ilkokul, ortaokul, lise ve özel eğitim okulları için 1 Eylül tarihinden sonra verilen kurum açma izinleri, ertesi eğitim-öğretim yılından itibaren geçerlidir.

Kurumlara ad verilmesine ilişkin esaslar yönetmelikle belirlenir.

Gerçek ve tüzel kişiler tarafından; hizmet içi eğitim kapsamına giren faaliyetler dışında Kanun kapsamında belirtilen faaliyetler, bu Kanuna göre yetkili makamlardan kurum açma izni alınmadan yapılamaz.

Askerî okullar, emniyet teşkilâtına bağlı okullar ve din eğitimi-öğretimi yapan kurumların aynı veya benzeri özel öğretim kurumları açılamaz.

(Ek fıkra: 25.11.2010-6082/19 md.) 10.7.2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 3.7.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin birincifıkrasının (c) bendi ile 22.2.2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen izin veya ruhsatlar, bu Kanun kapsamındaki özel öğretim kurumlarını kapsamaz. Özel öğretim kurumları mevzuatına uygun olmak kaydıyla işyeri açma ve çalışma ruhsatı Bakanlıkça verilir. Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir.

(Ek fıkra: 1/3/2014-6528/10 md.) Her ne ad altında olursa olsun, eğitim ve öğretim sunmak amacıyla yürütülen faaliyetler Bakanlığın izin ve denetimine tabidir. Bu faaliyetleri yürütenler, özel öğretim kurumları için bu Kanunda öngörülen kurallara uymakla yükümlüdür.

(Ek fıkra: 2/12/2016-6764/61 md.) Bu Kanun kapsamındaki eğitim-öğretim faaliyetlerini yapan ancak bu Kanuna uygun olarak kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmeyen yerleri kuran veya işletenlere brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanır ve bu yerler valiliklerce kapatılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

(Ek fıkra: 2/12/2016-6764/61 md.) Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen şartları taşıyıp özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılan özel öğretim kurumlarının kurucularında yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespit edilmesi hâlinde söz konusu kurumlara brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanır ve bu kurumlara yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmesine ilişkin 30 iş günü süre verilir. Söz konusu süreye rağmen yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmemesi veya aynı kurumda ikinci kez yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespiti hâlinde söz konusu kurumun kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

 

 

8. 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesini değiştiren 06/12/2006 tarihli, 5560 sayılı Kanun’un 31. maddesi şöyledir:

 

“ (1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır.”

 

9. 5326 sayılı Kanun'un "Yaptırım türleri" başlıklı 16. maddesi şöyledir:

 

“(1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir.

(2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir”;

 

10. 5326 sayılı Kanun'un "Saklı tutulan hükümler" başlıklı 19. maddesi şöyledir:

 

“(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;

a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,

b) İşyerinin kapatılması,

c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,

d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,

Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır”;

 

11. 5326 sayılı Kanun'un “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrası şöyledir:

 

“İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 01/04/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

13. Raportör-Hâkim Şerife ÖZDOĞAN'ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

14. Dava, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılmıştır.

 

15. Yukarıda izah edilen düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

 

16. Dosya kapsamında yapılan incelemede, işyerinin kapatılmasına yönelik bir iptal talebi ve bu konuda açılmış bir davaya rastlanmamıştır .

 

17. İncelenen uyuşmazlıkta, uygulanan idari para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesindebelirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 5580 sayılı Kanun’da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde, bu Kanun’un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı belirtildiğinden, dava konusu idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde,anılan Kanun'un 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

18. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Sakarya 2. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Sakarya 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/12/2023 tarih ve D.İş. 2023/6325 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Sakarya 2. İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Sakarya2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/12/2023 tarih ve D.İş. 2023/6325 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

01/04/2024 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

       Başkan Vekili                Üye                                Üye                               Üye

            Kenan                      Nilgün                            Doğan                           Eyüp

          YAŞAR                     TAŞ                            AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Ahmet                               Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN