Ceza Bölümü         2004/25 E.  ,  2004/25 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : K.H.

Yakınan        : Y.Y.

Sanık             : M.C. 

            O  L  A  Y       : GATA Tıp Fakültesi Hiz. Ve Mhf. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P.Er M.C.’un, 6.1.2003 günü, yakınan Tbp. Üstğm. Y.Y.’ın klinikte nöbetçi doktor olduğu bir gün, yakınanın odada bulunmadığı bir sırada odaya girerek şarja takılı vaziyette duran cep telefonunu çalan aynı Komutanlık emrinde görevli P.Er N.Ç.’den çaldığı bu telefonu alıp kullandığı, böylece, hırsızlık malı bilerek satın almak suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun 512/1, 522. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 6.5.2003 gün ve E:2003/17888, K:2003/6477 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. (N.Ç. hakkında hırsızlık suçu işlediği ileri sürülerek aynı iddianame ile cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.) 

ANKARA 13. SULH CEZA MAHKEMESİ : 15.5.2003 gün ve E:2003/652, K:2003/552 sayıyla; olay günü, asker olan N.Ç.’nin, askeri mahalde, üst durumunda bulunan nöbetçi doktorun telefonunu çaldığı, sanığın da bu durumu bilerek telefonu satın aldığı ileri sürüldüğüne göre, eylemlerinin Askeri Ceza Kanunu'nun 132. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, bu nedenle yargılama görevinin askeri yargı yeri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ : 23.12.2003 gün ve                 E: 2003/341, K:2003/320 sayıyla; sanığın eyleminde üstünün eşyasını çalmak ya da bu suça iştirak etmek suçlarının unsurlarının bulunmadığı, eylemin sübutu halinde eşyayı cürmiyeyi bilerek kabul etmek veya saklamak veya satın almak suçunun oluşabileceği, bu suçun da askeri bir suç olmadığı, askeri bir suça bağlı bulunmadığı, yargılama aşamasında sanığın terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesildiği, yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nca Mahkememize gönderilmiştir. (N.Ç.’nin üstünün eşyasını çalmak suçu nedeniyle cezalandırılmasına karar vermiş)

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Tülay TUĞCU’nun Başkanlığında, Üyeler; Süleyman ÖZCAN, İhsan AKÇİN,  Muvaffak TATAR, Erol KÜÇÜKARSLAN, Hasan DENGİZ, M. Sadık LİMAN’ın  katılımlarıyla yapılan 1.7.2004 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Derya YAMAN’ın, davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine  ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

            353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. 

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda, kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir. 

            Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, görevsizlik kararı veren adli yargı yerince, sanığa  yüklenen, iddianamede ve yerel mahkemelerin kararlarında kabul edilen eylemin "askeri suç" olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, "hırsızlık malı bilerek kabul etmek veya saklamak yahut satın almak" suçlarının, unsurları ve cezaları Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen ve askeri suç kapsamında bulunmayan suçlardan olduğu açıktır. 

           353 sayılı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir. 

            Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcükleri iptal edilmiştir. 

            Bu duruma göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle birlikte sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.   

            Somut olayda, sanığa yüklenen eylemin, askeri mahalde işlendiği, bu nedenle askeri yargı yerinde yargılanması gerektiği düşünülse dahi, yargılama sırasında sanığın terhis edildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda, yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması, sanığın terhis edilmesiyle askeri mahkemede yargılanmasını gerektiren ilginin de kesilmiş olması nedeniyle, 353 sayılı Yasa’nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

SONUÇ         : Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 15.5.2003 günlü ve E:2003/652, K:2003/552 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.7.2004 günü KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.