Hukuk Bölümü Hüküm Uyuşmazlığı Olmadığına Dair         2006/69 E.  ,  2006/47 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı  : K.H.

Sanık    : A. B.

O L A Y : Keklik avlamak amacıyla, keklik kafesleri ve ötücü diğer kınalı kekliklerin yanı sıra, av gereç ve malzemeleri ile yakalanan sanık A.B’nin, üzerine atılı yasak olan kafesle av için gerekli malzemeleri bulundurmak suçunu işlediği ileri sürülerek, GÖLPAZARI CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’nın 25.06.2003 gün ve 2003/20 no.lu iddianamesi ile, 2002-2003 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu Kararı 7-a ve 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun 16. maddesi delaletiyle TCK 526/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

GÖLPAZARI SULH CEZA MAHKEMESİ;16.12.2003 gün ve E:2003/34, K:2003/63 sayı ile, sanığın eyleminin sübut bulduğundan bahisle TCK. 526/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermiş; bu karar, sanık ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ’nce, 13.04.2005 gün ve E:2004/18249, K:2005/6104 sayı ile; “3167 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 1.7.2003 tarih ve 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun 6.maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 24/1 maddesi uyarınca yaptırımı idari para cezasına dönüştürülen eylem nedeni ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli idareye gönderilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle anılan Mahkeme kararı bozulmuştur.

GÖLPAZARI SULH CEZA MAHKEMESİ; 19.10.2005 gün ve E:2005/51, K:2005/116 sayı ile, Yargıtay bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda,

1- Mahkemenin görevsizliğine,

2- Davaya konu eylem bakımından 4915 sayılı Kanun’un 6.maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 24/1 maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın Gölpazarı Kaymakamlığı’na gönderilmesine karar vermiş, bu karar temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir.

Kaymakamlıkca dosya Valiliğe gönderilmiştir.

BİLECİK VALİLİĞİ(İl Çevre ve Orman Müdürlüğü); 9.2.2006 gün ve 173 sayı ile, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nda idari para cezasını gerektiren fillerin kabahat olarak adlandırıldığı, bu nedenle 5326 sayılı Kanun’a göre işlem yapılması gerektiği, bu sebeple İl Müdürlüklerinin idari yaptırım kararı almaya yetkili bulunmadığı, yetkili olanın 5326 sayılı Kanun’a göre Mahkemeler olduğu gerekçesiyle dosyayı Gölpazarı Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.

Gölpazarı Cumhuriyet Başsavcılığının 13.2.2006 tarihli havalesi üzerine, Gölpazarı Sulh Ceza Mahkemesi’nce 13.2.2006 gün ve E:2005/51, K:2005/116 sayılı yazı ile; Mahkemece verilen kesinleşmiş görevsizlik kararı bakımından bu aşamada mahkemelerinde yapılacak bir işlem olmadığı, bu aşamadan sonra ancak yargı yolu uyuşmazlığı sebebiyle Uyuşmazlık Mahkemesine gidilebileceğinin düşünüldüğü belirtilerek dosya örneğinin ilgili makama tevdii, Başsavcılıktan talep edilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Cafer ŞAT’ın Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Z. Nurhan YÜCEL, H.Ayfer ÖZDEMİR, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK’in katılımlarıyla yapılan 3.4.2006 günlü toplantısında; Raportör Hakim Taşkın ÇELİK’in 2247 sayılı Yasa’ya uygun bulunmayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR’in başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 13.10.1988 tarih ve 19958 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararının sonuç kısmında, “ 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un bütünü ile incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanun’un uygulanması yönünden, 2. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebiyle başlayan yargılanması sonucunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda Askeri ve Adli Ceza Mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması; bunun dışında kalan tüm görev ve hüküm uyuşmazlıklarının ‘ hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.” denilmekte olup, adli ceza mahkemesi ile idari mercii arasında görev uyuşmazlığı doğduğu öne sürüldüğüne göre, başvurunun 2247 sayılı Yasa’nın uygulanması yönünden “hukuk uyuşmazlığı” kapsamında bulunduğu açıktır.

Anayasa’nın 158. maddesinin birinci fıkrasında “Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir”. denilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “ Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır.” hükümleri yer almış; aynı Yasa’nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir. 

Anılan hükümlere göre, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir görev ya da hüküm uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli, idari veya askeri yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmiş bulunması gerekmektedir.

Öte yandan, 4.6.1930 tarihli ve 1684 sayılı Umumi Mahkemeler ve Karar Hakimleri ve Mustantiklerle Umumi ve Hususi Kaza Salahiyetini Haiz Makamlar Arasındaki İhtilafın Halli Hakkında Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrasında “Umumi mahkemeler, karar hakimleri ve müstantiklerle idare heyetleri ve sair kaza salahiyetini haiz makamlar arasında vazife ve salahiyet sebebiyle hadis olacak ihtilafların halli, Temyiz Mahkemesi Ceza Heyeti Umumiyesine aittir” denilmekte olup; buna göre, cezalandırma yetkisinin kullanılması bakımından ceza mahkemeleri ile idare kurul veya komisyonları arasında doğan uyuşmazlıkların ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca çözümleneceği kuşkusuzdur.

Olayda, Gölpazarı Sulh Ceza Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderilmesi üzerine, Bilecik Valiliği tarafından da “idari yaptırım kararı almaya yetkili olmadıkları yönünde” karar verilmiş olup, Bilecik Valiliğinin sözü edilen kararının görev uyuşmazlığına konu edildiği anlaşılmaktadır.

Bilecik Valiliği, Anayasa’nın 158. ve 2247 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde belirtilen yargı mercilerinden olmadığından, ortada Uyuşmazlık Mahkemesi’nce çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunduğundan söz etmek olanaksızdır.

Bu durum karşısında, 2247 sayılı Yasa’nın 1. maddesine uygun olmayan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ : 2247 sayılı yasa’nın 1. maddesine uygun olmayan BAŞVURUNUN aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 3.4.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.