T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/85

KARAR NO  : 2024/151      

KARAR TR  : 06/05/2024

ÖZET: Davacı tarafından işletilen düğün salonuna, çadırkentte kalan ve aşırı yağışlardan zarar gören Suriye uyruklu şahısların yerleştirilmesi sonucu uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI yerinde görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

Davacı               : M. Y.

Vekili                 : Av. A. A., Av. Y. A.

İdari Yargıda

Davalı               : Akdeniz Kaymakamlığı

Vekili                 : Av. A. C. B.

Adli Yargıda

Davalı               : 1-İçişleri Bakanlığı

Vekili                 : Av. D. P.

                             2-Akdeniz Belediye Başkanlığı

Vekili                 : Av. A. K.

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

 

1. Davacı vekili, 28/12/2016 tarihinde Mersin ilinde meydana gelen aşırı yağış sonucu zarar gören çadırkentte bulunan Suriye uyruklu şahısların, müvekkili tarafından işletilen ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Caddesi adresinde bulunan düğün salonuna yerleştirilmesi ve netice olarak düğün salonunun kullanılmaz hale gelmesi nedeniyle mahrum kalınan gelir kaybı, elektrik, su giderleri ve mefruşatta oluşan hasarlardan kaynaklı 100.000 TL zararın başvuru tarihi olan 12/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemi ile Akdeniz Kaymakamlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Mersin 2. İdare Mahkemesi 27/12/2018 tarih ve E.2018/721, K.2018/1554 sayılı kararı ile, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:

 

"...Olayda, 28/12/2016 tarihli görgü ve tespit tutanağından Adanalıoğlu bölgesinde bulunan iki ayrı çadırkentin aşırı yağış nedeniyle sular altında kaldığı, yaklaşık 600 Suriye uyruklu şahsın bölgeden alınarak uyuşmazlık konusu A. D. salonuna yerleştirildikleri, Mahkememizce yapılan ara kararlara verilen cevaplardan söz konusu şahısların düğün salonunda konaklaması yönünde Mersin Valiliği, Akdeniz Kaymakamlığı veya Akdeniz Belediye Başkanlığı tarafından alınmış herhangi bir kararın bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın davacı tarafından işletilen düğün salonuna fiilen el atılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır...

...

...Bu durumda, tazmini istenen zararın, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanmayan, fiili el atma yoluyla verilmiş olan bir zarar olduğu, bu tür uyuşmazlıkların da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği açık olduğundan, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/05/2014 tarih ve E:2012/187, K:2014/505 sayılı kararı ve Danıştay 10. Dairesinin 23/10/2014 tarih ve E:2012/906, K.2014/6110 sayılı kararı da bu yöndedir..."

 

3. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 24/12/2019 tarih ve E.2019/137, K.2019/440 sayılı kararı ile, davanın husumet yokluğundan, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Kaymakamlık ilçelerde devleti temsil etse de hukuken tüzel kişiliği yoktur. Dolayısıylatemsil yetkisinin bulunduğundan da söz edilemez. Açılacak davalarda husumetin Kaymakamlıklara değil TC. İçişleri Bakanlığına yöneltilmesi gerekir. Somut olayda Akdeniz Kaymakamlığının tüzel kişiliği yani davada taraf ehliyeti yoktur. Yukarıda sözü edilen HMK.nun 124. maddesinin 3. ve 4. fıkraları gözönünde tutulduğunda eldeki davanın TC. İçişleri Bakanlığına yöneltilmesi yerine Akdeniz Kaymakamlığına yöneltilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklandığı söylenemez. Kaldı ki davacı taraf yargılama sırasında bu yönde bir talepde de bulunmamıştır.Taraf teşkili dava şartı olup davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gereken hukuk usulü kuralıdır.Bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :

1-Davanın husumet yokluğundan dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE..."

 

5. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 09/07/2020 tarih ve E.2020/871, K.2020/939 sayı ile; "...temsilcide hata halinde, davanın husumetten reddedilmeyip doğru hasma dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanabileceği Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarındandır. Nitekim, 6100 sayılı HMK'nın, "Tarafta İradi Değişiklik" başlığını taşıyan 124. maddesi ile de temsilcide yanılgı hali madde kapsamına alınmıştır. Ne var ki, davanın Hazineye de yöneltilerek taraf teşkilindeki eksikliğin tamamlanması gereği üzerinde durulmamıştır. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez.

Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle Mahkemece resen temsilcide hataya ilişkin yanlışlığın düzeltilerek davaya İçişleri Bakanlığı'na karşı devam edilmesi gereklidir. İçişleri Bakanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanıp işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. (Benzer yönde, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2018/5146 Esas, 2018/7645 Karar, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin2014/18338 Esas, 2015/31057 Karar, 4. Hukuk Dairesinin 2015/3537 Esas, 2015/4842 Karar numaralı kararları)" karar vermiştir.

6. Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 16/12/2021 tarih ve E.2020/176, K.2021/464 sayılı kararı ile, Mahkemelerine gönderilen ve yeniden esasa kaydı yapılan dava dosyasının esasını inceleyerek davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur.

 

7. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 04/04/2022 tarih ve E.2022/1052 sayılı kararı ile, aynı konuda Mersin 2. İdare Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararının kesinleşmesi nedeni ile Dairelerince söz konusu tazminatın tam yargı yolu ile idare mahkemesinde talep edilebileceği düşünüldüğünden, 2247 sayılı Kanun'un 19. ve 20. maddeleri gereğince davacı tarafından açılan tazminat davasında görevli yargı yolunun belirlenmesi bakımından dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından görevli yargı yolunun belirlenmesine kadar bekletici mesele yapılmasına karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Dosyada davacının uğradığını iddia ettiği zararın Kaymakamlığın talimatı doğrultusunda alınan karara dayalı olduğu, bu haliyle zararın idari hizmetin işleyişinden kaynaklandığı kanaatine varıldığı,

Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda, Mersin 2. İdare Mahkemesi tarafından aynı konuda verilen görevsizlik kararının kesinleşmiş olması nedeni ile davacı tarafından talep edilen tazminat davasının hangi yargı yolunda görevli mahkemeler tarafından çözüleceğinin belirlenmesi bakımından dosyanın 2247 sayılı yasının 19. ve 20. maddeleri gereğince resen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilerek yargı yolunun belirlenmesinin istenilmesine karar vermek gerekmiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesinin Kararının sonucuna göre davacı ve davalı vekillerinin istinaf incelemesi konusunda karar verilmesi ve inceleme yapılması Uyuşmazlık Mahkemesinin kararına kadar dosyanın Dairemizce bekletilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bu nedenle aşağıdaki şekilde ara karar kurulmuştur..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

8. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"1.(Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.[3]

3. (Mülga: 2/7/2018 - KHK-703/185 md.)"

 

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

9. Uyuşmazlık Mahkemesinin Rıdvan GÜLEÇ’in Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 06/05/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, Adana Bölge Adliye Mahkemesince anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece adli yargı dosyasının ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

10. Raportör-Hâkim Gülşen AKAR PEHLİVAN'ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada idari yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

11. Dava, 28/12/2016 tarihinde Mersin ilinde meydana gelen aşırı yağış sonucu zarar gören çadırkentte bulunan Suriye uyruklu şahısların, davacı tarafından işletilen düğün salonuna davalı idarelerce yerleştirilmesi ve şahısların yaklaşık 2 ay düğün salonunda kalması neticesinde, düğün salonunun kullanılmaz hale gelmesinde davalı idarelerin kusuru bulunduğundan bahisle, mahrum kalınan gelir kaybı, elektrik, su giderleri ve mefruşatta oluşan hasarlardan kaynaklı 100.000 TL zararın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminiistemiyle açılmıştır.

 

12. Dosyada bulunan, 28/12/2016 tarihli görgü ve tespit tutanağında, Adanalıoğlu bölgesinde bulunan iki ayrı çadırkentin aşırı yağış nedeniyle sular altında kaldığı, yaklaşık 600 Suriye uyruklu şahsın bölgeden alınarak uyuşmazlık konusu A. D. salonuna yerleştirildikleri belirtilmiş, İdare Mahkemesince yapılan ara kararlarına verilen cevaplardan, söz konusu şahısların düğün salonunda konaklaması yönünde Mersin Valiliği, Akdeniz Kaymakamlığı veya Akdeniz Belediye Başkanlığı tarafından alınmış herhangi bir kararın bulunmadığı anlaşılmıştır.

                                                                          

13. Buna karşın, uyuşmazlığın, davacı tarafından işletilen düğün salonuna mağdur olan şahısların yerleştirilmesi nedeniyle oluşan zarardan kaynaklandığı ve 28/12/2016 tarihli Komiser yardımcısı, Başpolis memuru, Polis memuru ve Akdeniz Mahalle Muhtarı tarafından hazırlanan "Görgü ve Tespit Tutanağı" ile "...600 kişilik vatandaş yağmurdan ve soğuktan korunması amacıyla uygun bir yer olan ... Mahallesi, ... Caddesi üzerinde bulunan A. D. Salonunun korunaklı bir yer olması nedeniyle konu İlçe Emniyet Müdürümüze arz edilerek Sayın Kaymakamımıza iletildiği ve Düğün Salonu müsteciri ile görüşülüp içeriye alınması talimatı verilmesi üzerine Müsteciri N. Y.'e telefonla ulaşılmış, şahsın böyle bir durum için zarar ve ziyanının karşılanması mukabilinde kullanılabileceğini beyan etmesi üzerine, Mahalle Muhtarı C. D. ve Mahalle Muhtarı K. C. ve biz görevlilerce düğün salonu açılarak yağmur altında kalan vatandaşlar düğün salonuna alınmadan önce..." ifadeleriyle durumun açıklandığı görülmüştür.

 

 

14. Kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı idare açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, "idari işlem" herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de "idari eylem" olarak tanımlanmaktadır.

 

15. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj suyolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan İdari Yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

 

16. Bu kabuller ışığında yapılan değerlendirme neticesinde, kurulan çadırkentin sular altında kalması sonucu, davacının kiracısı olduğu taşınmazda tasarruf hakkının kaldırılması sonucu tazminat istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'nci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden doğan kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin başvurusunun kabulü ile Mersin 2. İdare Mahkemesinin 27/12/2018 tarih ve E.2018/721, K.2018/1554 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B.Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Mersin 2. İdare Mahkemesinin 27/12/2018 tarih ve E.2018/721, K.2018/1554 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

06/05/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

            Başkan                        Üye                                 Üye                            Üye

            Rıdvan                      Nilgün                              Doğan                         Eyüp

            GÜLEÇ                      TAŞ                               AĞIRMAN              SARICALAR

 

 

 

 

                                                   Üye                                Üye                                Üye

                                                Ahmet                              Mahmut                            Bilal

                                              ARSLAN                        BALLI                        ÇALIŞKAN