Hukuk Bölümü 2002/46 E., 2002/65 K.

  • İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KARARI
  • NÜFUS KAYDININ SİLİNMESİ
  • TÜRK VATANDAŞI OLMADIĞI HALDE VATANDAŞ GİBİ AİLE KÜTÜKLERİNE GEÇİRİLEN KARI KOCA
  • VATANDAŞLIK
  • 403 S. TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU(MÜLGA) [ Madde 39 ]
  • 403 S. TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU(MÜLGA) [ Madde 41 ]
  • 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 38 ]
  • 1587 S. NÜFUS KANUNU (MÜLGA) [ Madde 11 ]
  • 1587 S. NÜFUS KANUNU (MÜLGA) [ Madde 22 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Samandağ Asliye Hukuk Hakimliğinin 16.6.1996 gün ve E: 1993/73 sayılı yazısı ile, Suriye vatandaşı olduğu ve usulsüz olarak nüfus kütüğüne tescil edildiği anlaşılan Mehmet Murtaza Şah ve ailesinin kayıtlarının silindiği ancak, aynı durumda olan ve aynı hanede kayıtlı bulunan kardeşi Mustafa Şah ve eşi Nuriye'nin kayıtlarının silinmediğinden bahisle, Mustafa Şah ve eşi Nuriye'nin kayıtlarının usulsüz olup olmadığının tespit edilerek bildirilmesinin istenilmesi üzerine İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğünce yapılan inceleme sonucunda, Mustafa Şah ve eşi Nuriye'nin 30.3.1922 tarihinde Suriye vatandaşı olarak nüfus sicillerine kaydedildiklerinin; Hatay'ın Anavatana iltihakı sırasında Suriye vatandaşı oldukları ve Türk Vatandaşlığını kazanmadıkları halde, 1939 yılında yapılan tahrir sırasında, Hatay'da ikamet eden Hatay vatandaşı olarak Türk vatandaşlığını kazanmış gibi nüfus kütüğüne tescil edildiklerinin anlaşıldığı nedeniyle "Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği"nin 153/b. maddesi uyarınca, 5.9.1997 tarih ve 397 sayılı Bakanlık kararıyla, Mustafa Şah ve eşi Nuriye'ye ait nüfus kayıtları silinmiştir.

    Davacılar vekili, sözkonusu nüfus kaydının silinmesi kararını dayanak gösteren Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesince Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davalarında müvekkillerinin aleyhine kararlar verildiğinden bahisle, Mustafa Şah ve eşi Nuriye'nin nüfus kayıtlarının silinmesine ilişkin işlemin iptaline ve kaydın ihyasına karar verilmesi istemiyle, idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ANKARA 10. İDARE MAHKEMESİ; 7.10.1998 gün ve E: 1998/718, K: 1998/946 sayı ile, Medeni Kanun'un 38. maddesinde, hakimin hükmü olmadıkça ahvali şahsiye sicilinin hiçbir kaydı değiştirilemez hükmü getirildiği; 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nun 11. maddesinde ise, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydının düzeltilemeyeceği ve kayıtların anlamı ve taşıdığı bilgileri değiştirecek ilave ve şerhlerin yapılamayacağı, ancak olayların aile kütüklerine işlenmesi sırasında nüfus memurlarının yaptıkları maddi hataların, dayanağı belgelere uygun olarak düzeltileceğinin kurala bağlandığı; anılan hükümlere göre ahvali şahsiye kayıtları ile ilgili davaların adli yargı yerinde görülmesinin gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacılar vekili, aynı istekle bu kez adli yargı yerinde, 25.4.2001 gününde dava açmıştır.

    HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 14.2.2002 gün ve E: 2001/234, K: 2002/45 sayı ile, Mustafa Şah ve eşinin nüfus kayıtlarının usulsüz olduğundan bahisle idare tarafından sildirilmiş olup, idarenin bu işlemine karşı açılan davanın idari yargıda görülmesinin gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar da, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Ayla ALKIVILCIM, Ahmet BAŞPINAR, Ertuğrul TAKA ve Hıfzı ÇUBUKLU'nun katılımlarıyla yapılan 18.11.2002 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU' nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN'ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve adli yargı yerine ait dava dosyasının, 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacılar vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava, Türk vatandaşı olmadığı halde vatandaş gibi aile kütüklerine geçirilen Mustafa Şah ve eşi Nuriye'nin nüfus kayıtlarının Bakanlık kararı ile silinmesine ilişkin işlemin iptali isteminden ibarettir.

    11.2.1964 tarih ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 41. maddesinde, "Danıştay dışında herhangi bir Türk yargı organı önünde bir kimsenin Türk vatandaşı olup olmadığı iddia edilir veya ilgili organ tarafından tereddüde düşülürse bu husus İçişleri Bakanlığından sorulur. İçişleri Bakanlığı en geç bir ay içinde kararını bildirir.

    İçişleri Bakanlığınca verilen kararın davaya bakmakta olan mahkemece taraflara tebliğinden başlayarak bir ay içinde ilgililerce Danıştaya başvurulmadığı takdirde Bakanlık kararı kesinleşir.

    2 nci fıkrada belirtilen şekilde Danıştaya başvurulursa, bakılmakta olan dava, karara kadar durdurulur. Sözü edilen fıkra gereğince yapılan müracaatları Danıştay üç ay içinde kesin olarak karara bağlar." hükmü yer almıştır.

    5.5.1972 tarih ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nun 22. maddesinde, "Vatandaşlık ve İskan kanunları gereğince Türk vatandaşlığına alınanlar yetkili makam ve kurullar kararı üzerine ve vatandaşlık bildirgeleri veya tescil belgelerine uygun olarak aile kütüğünde her aile için açılacak sayfalara yazılır." hükmüne yer verilmiş; anılan Kanuna dayanılarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinin 153. maddesinde, "Nüfus kaydının silinmesi, bir kişiye veya bir aileye ait nüfus kaydının hukuken geçersiz hale getirilmesidir.

    a ) ( ... )

    b ) Türk vatandaşı olmadığı halde vatandaş gibi aile kütüklerine geçirilmiş olmak, ( ... )" ve aynı Yönetmeliğin 154. maddesinde ise, "Nüfus kaydının silinmesi adli veya idari bir karara dayanılarak yapılır.

    Yukarıdaki maddenin;

    ( ... )

    b ) bendinde yazılı hallerde Türk Vatandaşlık Kanununun 39. ve 41 nci maddeleri uyarınca vatandaşlık incelemesi sonucu alınacak kararla Bakanlık,

    ( ... )

    Kaydın silinmesinde karar vermeye yetkilidirler." denilmiştir.

    Hazine tarafından davacılar aleyhine adli yargı yerinde açılan tapu iptali ve tescil davasında Mustafa Şah ve eşi Nuriye'nin Türk vatandaşlığı hususunda tereddüde düşülmesi üzerine mahkemece, 403 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca bu husus İçişleri Bakanlığından sorulmuş; yapılan inceleme sonunda, Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinin 153. maddesinin ( b ). bendinde sayılan halin varlığının saptandığı nedeniyle İçişleri Bakanlığınca, anılan 403 sayılı Yasa'nın 41. maddesi gereğince adıgeçenlerin Türk vatandaşı olmadığına ve yukarıda sözedilen Yönetmeliğin 154. maddesinin ikinci fıkrasının verdiği yetkiye dayanılarak da adı geçenlerin nüfus kaydının silinmesine karar verilmiş olup; olayda, sözkonusu Bakanlık kararının vatandaşlık hakkındaki kısmına karşı dava açılmayıp, nüfus kaydının silinmesi işleminin iptali davası, incelenen uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.

    Nüfus Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Yönetmelik ile, nüfus kaydına ilişkin kimi işlemlerin adli, kimi işlemlerin de idari kararlarla yapılması esası benimsenmiştir.

    Olayımızda, yukarıda da açıklandığı üzere nüfus kaydının silinmesi işleminin Yönetmelikte öngörülen idari bir karara dayanması karşısında, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a. maddesinde belirtilen "İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları" kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu kuşkusuzdur.

    Açıklanan nedenlerle, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 7.10.1998 gün ve E: 1998/718, K: 1998/946 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 18.11.2002 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.