T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS       NO : 2016/546

                      KARAR   NO : 2016/559

                      KARAR   TR  : 28.11.2016

 

ÖZET: Davacıların taşınmazına yol yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı ve bu şekilde davacıların zararına yol açıldığı belirtilerek; meydana geldiği iddia olunan zararın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davada, taşınmazın bir kısmına fiilen el atılmış olmasına karşın, görev uyuşmazlığının taşınmazın el atılmayan kısmı bakımından çıktığı ve el atılan kısımla ilgili davanın da adli yargı yerinde kesinleştiği anlaşılmakla, bu yönüyle görülen davaya konu uyuşmazlığın imar planından kaynaklanan tazminat davaları kapsamında İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.  

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacılar        : M.K. mirasçıları

                          1-A.I.D.

                          2-A. F.K.

                          3-Ş.Ö.

                          4-A.F.K.

                          5-A.Y.

Vekili              : Av. H.Ü.

Davalı             :    Adli Yargıda

                          1-Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. A.D.

                          2-Osmangazi Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. T.Y.

                             İdari Yargıda

                           Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı

 

 

O L A Y         : Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Çekirge Mahallesi, 4177 ada, 16 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduklarını, taşınmazın Osmangazi Belediye sınırları içerisinde kaldığını ve asfalt ve stabilize yol yapılmak suretiyle el atıldığını, el atmanın kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğunu, taşınmazın mevcut imar planında yol ve kent parkı alanında kaldığını, taşınmaza fiilen el atılan ve el atılmayan bölümler yönünden tazminat talep ettiklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işletilen yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekillik ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ederek, adli yargı yerinde dava açmıştır.

Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi: 6.12.2012 gün ve E:2011/426, K:2012/687 sayı ile, 1-Davacı tarafın 08/07/2011 tarihli dava ve 15/03/2012 tarihli ıslah dilekçeleri birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile 513.979,00 TL kamulaştırmasız  el  atma  tazminatından  38.388,00 TL’sinin davalı Osmangazi Belediyesinden, 475.591,00 TL sinin davalı Bursa Büyükşehir Belediyesinden 08/07/2011 dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile, 2/3 ünün murisin eşi A.F.K., 1/3 ünün ise murisin çocukları olan diğer mirasçılarına eşit olarak ödenmesine, 2-Davacı tarafın kamulaştırmasız el atma tazminatından fazlaya ilişkin talebinin reddine, 3-Dava konusu Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Çekirge Mah. 4177 ada 16 parsel sayılı taşınmazdaki davacıların murisi M.K. adına kayıtlı 24/72 hisseye ilişkin tapu kaydının fen bilirkişisi emekli kadastro müdürü Şaban Uzunun 29/02/2012 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen ve sarı ile boyalı olarak belirtilen 137.30 m2 lik bölümün muristen intikalen gelen hisseler itibariyle oranlaması sonucu tespit olunan; davacı A.F.K.’na isabet eden 2286/183565 hissesine, davacı A.I.K.’na(deniz ) isabet eden 571/183565 hissesine, davacı Ş.K.(Ö.)a isabet eden 571/183565 hissesine, davacı A.F.K.’naisabet eden 571/183565 hissesine, davacı A.K. (Yılmaz) isabet eden 571/183565 hissesine ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile tapudan yol olarak terkinine, 4-Fen bilirkişisi rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen yeşil ile boyalı 1698,35 m2 lik bölümde davacı A.F.K.'na isabet eden 28310/183565 hissesine, Davacı A.I.K. (D.)'e isabet eden 7077/183565 hissesine, davacı Ş.K.(Ö.)'e isabet eden 7077/183565 hissesine, davacı A.F.K.’ isabet eden 7077/183565 hissesine, davacı A.K. (Y.) 'ya isabet eden 7077/183565 hissesine ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile davalı Bursa Büyükşehir Belediyesi adına tapu kütüğüne kayıt ve tesciline karar vermiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi : 15.12.2014 gün ve E:2014/15250, K:2014/18214 sayı ile,  fiilen el atılmayan taşınmaz bölümü yönünden davacıların mülkiyet hakkına getirileri kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca bu kısma yönelik davanın tefriki ile davanın usulden reddine ilişkin hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin; taşınmazın fiilen el atılan fen bilirkişi raporunda yol olarak gösterilen 464,60 m2’lik bölümü yönünden yapılan incelemede ise; karar tarihinden sonra 11.06.2013 günü yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarıyla getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “...bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında davacılar lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ile maktu karar ve ilam harcı alınmasına karar verilmiş olmasının doğru görülmediği; bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince bozulmasına, karar vermiştir.

Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi: 4.12.2015 gün ve E:2015/89, K:2015/208 sayı ile, Yargıtay bozma ilamı ve dosyaya sunulan veraset ilamına göre yeniden alınan bilirkişi heyeti raporunun hükme yeterli, kanaat verici olduğu anlaşılmakla davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın ayrılarak yeni bir esasa kaydedilmesine, davacı tarafından 08/07/2011 tarihli dava ve 15/03/2012 tarihli ıslah dilekçeleri birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile 38.388,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının davalı Osmangazi Belediyesinden dava tarihi olan 08/07/2011 tarihinden, itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile muris M.K. mirasçısı olan çocuklarına eşit olarak ödenmesine, davacı tarafın kamulaştırmasız el atma tazminatından fazlaya ilişkin talebinin reddine, dava konusu Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Çekirge mahallesi, 4177 ada, 16 parsel sayılı taşınmazdaki davacıların murisi M.K. mirasçıları olan A.I. Deniz (K.)'nun 2/24 (çoğaltılmış hali 1144/183565), Ş.Ö. (K.)'nun 2/24 (çoğaltılmış hali 1144/183565), A.F.K.'nun 2/24 (çoğaltılmış hali 1144/183565), A.Y.(K.)'nun 2/24 (çoğaltılmış hali 1144/183565) hissesine ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile tapudan yol olarak terkinine dair karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile Davalı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın tefriki ile yeni bir esasa kaydedilmesine, davacı tarafın 08/07/2011 tarihli dava ve 15/03/2012 tarihli ıslah dilekçeleri birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

BURSA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 19.1.2016 gün ve E:2015/399, K:2016/13 sayı ile, Davanın, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebine ilişkin olup, Mahkemelerinin 2014/399 esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda davalı Osmangazi Belediyesi’nin taşınmaza fiilen el atması nedeniyle davanın kısmen kabulü ile 38.388,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının davalı Osmangazi Belediyesi'nden dava tarihi olan 08/07/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile muris M.K. mirasçısı olan çocuklarına eşit olarak ödenmesine, dava konusu taşınmazdaki tapu kayıtlarının iptali ile tapudan yol olarak terkinine, ayrıca davalı Bursa Büyükşehir Belediyesi aleyhine açılan davanın tefriki ile yeni bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, yargılaması yapılan iş bu dosyada davalı idarece taşınmaza fiili el atmanın bulunmadığı, idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan zarar iddialarına ilişkin davanın 2577 sy. İYUK hükümleri gereğince idari yargıda çözümlenmesi gerektiği, yargı yolunun caiz olmasının dava şartı olup resen nazara alınması gerektiği anlaşıldığından 6100 sy HMK 114/1 -b ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; taşınmazın fiili el atmanın bulunmadığı, idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan zarar iddialarına ilişkin davanın 2577 sy. İYUK hükümleri gereğince idari yargıda çözümlenmesi gerektiği, yargı yolunun caiz olmasının dava şartı olup resen nazara alınması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

BURSA 3. İDARE MAHKEMESİ: 9.5.2016 gün ve E:2016/357 sayı ile, davacılara ait taşınmazın bir kısmına asfalt yol yapıldığının Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2015/399 sayılı esasına kayden açılan davada yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporda belirtildiği, bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, taşınmazın üzerinde asfalt yol yapılması karşısında, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği, diğer taraftan, benzer bir davada çıkan görev uyuşmazlığı nedeniyle verilen Uyuşmazlık Mahkemesinin 04.05.2015 tarih ve E:2015/310, K:2015/326 sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasa'sının 15/1-a. maddesi uyarınca Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılmak üzere Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, iş bu davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin ertelenmesine, karar vermiştir.   

 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığın esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların hisseli maliki olduğu, Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Çekirge Mahallesi, 4177 ada, 16 parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planında kent parkı olarak belirlendiği ve kısmen de yol da kaldığı; aradan uzunca bir süre geçmesine karşın kamulaştırma yapılmayarak el atıldığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla uğranıldığı öne sürülen maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Dava dosyalarında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda, mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarında taşınmazın bir kısmına yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı, ancak diğer bir bölümüne hiç el atılmadığı ve taşınmazın imar planında kentparkı alanı ve yol olarak gösterilmesi nedeniyle davacıya yararı olmayacağı nedeniyle bu bölümün de bedeline hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığı, el atmanın kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğu belirtilmiş olup, idari yargı yerinde açılan davanın konusu, davaya konu taşınmazın el atılmayan kısmına ilişkin bulunmaktadır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

            a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

            b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Yeniden düzenleme dördüncü cümle: 12/7/2013- 6495/73 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

            Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Yeniden düzenleme üçüncü cümle: 12/7/2013- 6495/73 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

            Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

            Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

           İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

           c) (Ek: 3/7/2005-5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz…” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, taşınmazın imar planında “dere mutlak koruma alanı”nda kalması nedeniyle taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanması nedenine dayalı olarak davacının Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açtığı tazminat davasında, bu Mahkemece 4.11.1983 günlü, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6 ncı maddesinin kimi fıkralarının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusunda; Anayasa Mahkemesi 25.9.2013 tarih ve E: 2013/93, K: 2013/101 sayılı kararında ”… Davacının mülkü üzerinde tasarruf etme hakkının kısıtlanması, idarenin bir eyleminden değil, idari bir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olan imar planından kaynaklanmaktadır. Olayda, idarenin fiili el koyma niteliği taşıyan bir eylemi henüz bulunmamakta, aksine kanunen yapması gereken kamulaştırma işlemlerini yapmamak biçiminde tezahür eden bir eylemsizliği söz konusudur. Öte yandan kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerekmektedir. Oysa, mahkemede görülen davaya konu olayda olduğu gibi imar kısıtlamalarında taşınmaz zilyetliği malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kalması söz konusu olmaktadır. Sonuç olarak, davacının taşınmazının imar planlarında “dere mutlak koruma alanı” nda bırakılması nedeniyle, tasarruf hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el atma sonucu olduğu ve tasarruf hakkının kısıtlanması sebebiyle doğan zararın ancak idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla bakılmakta olan dava, itiraz başvurusunda bulunan mahkemenin görev alanına girmemektedir. Nitekim, Anayasanın 158. maddesi ile, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar bulmuş içtihatları da bu yöndedir…” gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvurusu, başvuran mahkemenin yetkisizliği nedeniyle oybirliğiyle reddedilmiştir.

Yine taşınmazı imar planında “spor alanı” olarak ayrılan davacının Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasında, davalı idarelerin görev itirazları nedeniyle Danıştay Başsavcılığınca çıkartılan olumlu görev uyuşmazlığında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce olumlu görev uyuşmazlığı talebinin kabulü ile ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması yolunda verilen karar nedeniyle, anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümünce 18.9.2013 tarihinde verilen kararda (Başvuru No: 2013/1586) “…Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde, iddiaların özünün Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibariyle yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama, Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından usul şartlarına ve hukuka uygun olarak gerçekleştirilmiş olup, başvurucu derece mahkemelerinde kendi delillerini ve iddialarını sunma fırsatını bulmuş ve bunlar Uyuşmazlık Mahkemesi’nce gereği gibi değerlendirilmiştir… Açıklanan nedenlerle, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarının kanun yolu şikayeti niteliğinde olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının bariz bir şekilde keyfilik de içermediği anlaşıldığından, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin ‘açıkça dayanaktan yoksun olması’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir…” gerekçesiyle, davacının başvurusu oybirliğiyle reddedilmiştir. (Resmi Gazete, 30.10.2013, Sayı:28806)

Son olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.10.2013 tarih ve E.2013/603, K.2013/1503 sayılı kararıyla, imar planındaki kısıtlamalardan kaynaklanan ‘hukuki el atmalardan’ kaynaklanan tazminat istemli davaların idari yargının görevinde olduğu hüküm altına alınmıştır.

Davaya konu olayda; davacıların hissedar oldukları Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Çekirge Mahallesi, 4165 ada 4 parsel sayılı taşınmaza, davalılar tarafından, imar planında “kamu alanı” olarak ayrılmak suretiyle, hukuken el atıldığı iddiası ile meydana geldiği belirtilen zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Bursa 3. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 28.11.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN