T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/594

KARAR NO  : 2022/607      

KARAR TR  : 28/11/2022

ÖZET: 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra 4/1(c) maddesi kapsamına alınan davacının, 1991-1995 yılları arasında 4/1(a) kapsamındaki sigortalı hizmetlerinin emekliliğe esas aylık ve derecesinin tespitinde değerlendirilmemesine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açtığıdavanın 5510, 5434 ve5754sayılı Kanun hükümlerikapsamında ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

 

                       

Davacı                         : D. Ö

Vekili                           : Av. E. B. A

Davalı                          : Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı

Vekili                           :Av.N. D. Ö

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı dilekçesinde, 08/04/1991-01/05/1995 tarihleri arasında TSE'de geçen 4 yıl 23 günlük sigortalı hizmetinin emekliliğe esas aylık ve derecesinin tespitinde değerlendirilmemesine neden olan 31/07/2013 tarih ve 53997526-903.03.01/67637 sayılı yazıya konu edilen; " davacı D. Ö'in "30/07/2012 tarih, 429 sayılı onay eki listenin 25. sırasında bulunan hizmet süresi bölümündeki "9 Yıl 10 Ay 17 Gün" ibaresinin "5 Yıl 9 Ay 24 Gün" olarak; KHA, EEA, Ek Gös Bölümündeki "5/1, 5/1, +1300" ibaresinin "7/3, 7/3, +950" olarak tashihi ile bu hizmet durumuna göre yasal terfi tarihi olan 18/09/2012 itibariyle de kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylığının 6'ıncı derecenin 1'inci kademesine yükseltilmesine" dair 30/07/2013 tarih ve 53997526-903.03.01/778 sayılı onay işleminin, bu işlemin devamı niteliğinde bir sonraki terfi dönemi olan Eylül/Ekim 2013 tarihlerinde davacının kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylık derece ve kademesinin 6/2'ye yükseltilmesine dayanak onay işleminin; yine bu işlemin devamı niteliğinde olan 29/09/2014 tarih, 53997526-903.03.01/30848 sayılı davalı idare Personel Dairesi Başkanlığının yazısına konu 29/09/2014 tarih, 2093 sayılı kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylık kademe ve derecesinin 6/3'e yükseltilmesine konu onay ve eki terfi işlemlerinin, TSE'nin kamu kurumu olduğunu, oradaki çalışmalarının emekliliğe esas aylık ve derecesinin tespitinde değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerekiptali istemiyleidari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Ankara 11. İdare Mahkemesi 06/03/2017 tarih ve E.2014/2288, K.2017/973 sayı ile uyuşmazlığın esasını inceleyerek, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi 28/11/2018 tarih ve E.2017/10239, K.2018/4439 sayı ile, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 11. İdare Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, belirtilen açıklamaları doğrultusunda karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

3. Ankara 11. İdare Mahkemesi 18/04/2019 tarih ve E.2019/415, K.2019/837 sayı ile, uyuşmazlığın çözümündeadli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyledavanın görev yönünden reddine karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Görevsizlik kararının ilgili kısımları şöyledir:

 

"...mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar için, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, 5434 sayılı Kanun haricindeki mülga 506, 1479, 2925, 2926 sayılı Kanunlara tabi sigortalılar için 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı, dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

Olayda; davacının, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 5434 sayılı Kanuna tabi bir görevde çalışmadığı, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden (15.10.2008) sonra (30.07.2012 tarihinde) ilk defa 5510 sayılı Kanun'un 4/c maddesi kapsamında sigortalı sayıldığı anlaşıldığından 08.04.1991-01.05.1995 tarihleri arasında TSE'de geçen 4 yıl 23 günlük sigortalı hizmetinin emekliliğe esas aylık ve derecesinin tespitinde değerlendirilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu anlaşılmaktadır."

 

4. Bu kez davacı vekili, aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

5. Ankara 25. İş Mahkemesi 04/11/2021 tarih ve E.2019/255, K.2021/324 sayı ile, uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmışöyledir:

 

"Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; davacı tarafça 08/04/1991-01/05/1995 tarihleri arasında TSE'de geçen 4 yıl 23 günlük sigortalı hizmetinin emekliliğe esas aylık ve derecesinin tespitinde değerlendirilmemesine neden olan 31/07/2013 tarih ve 53997526-903.03.01/67637 sayılı yazısına konu edilen; davacı D. Ö'in "30.07.2012 tarih, 429 sayılı onay eki listenin 25.sırasında bulunan hizmet süresi bölümündeki "9 Yıl 10 Ay 17 Gün" ibaresinin "5 Yıl 9 Ay 24 Gün" olarak; KHA, EEA. Ek Gös Bölümündeki "5/1, 5/1, +1300" ibaresinin "7/3, 7/3, +950" olarak tashihi ile bu hizmet durumuna göre yasal terfi tarihi olan 18.09.2012 itibariyle de kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylığının 6'ncı derecenin l'inci kademesine yükseltilmesine" dair 30/07/2013 tarih ve 53997526-903.03.01/778 sayılı onay işleminin; bu işlemin devamı niteliğinde bir sonraki terfi dönemi olan Eylül/Ekim 2013 tarihlerinde davacının kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylık kademe ve derecesinin 6/2'ye yükseltilmesine dayanak onay işleminin; yine bu işlemin devamı niteliğinde olan 29/09/2014, 53997526-903.03.01/30848 sayılı davalı idare Personel Dairesi Başkanlığı'nın yazısına konu 29/09/2014 tarih, 2093 sayılı davacının kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylık kademe ve derecesinin 6/3'e yükseltilmesine konu onay ve eki terfi işlemlerinin iptalinin talep edildiği, talebin ne 506 sayılı Yasadan ne de 5510 sayılı Yasadan kaynaklandığı, davacının talebinin davalı Kurum işleminin iptaline ilişkin olduğu,Kurum işleminin iptalinde idare mahkemelerinin görevli olduğu, iş mahkemelerinin görevli olmadığı anlaşılmakla yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

6. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri başlıklı 101. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."

 

B. Yargı Kararları

 

7. 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda, Anayasa Mahkemesi 25/01/2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 22/12/2011 tarih ve E.2010/65, K.2011/169 sayılı kararıyla davayı redle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararını Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır:

 

“…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir… Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

8. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 28/11/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

9. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

10. Dava, davacının 1991-1995 tarihleri arasındageçen 4 yıl 23 günlük sigortalı hizmetinin, emekliliğe esas aylık ve derecesinin tespitinde değerlendirilmemesine neden olan davalı idare işlemlerininiptali istemiyle açılmıştır.

 

11. 31/05/2006 tarih ve 5510 sayılı Kanun, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kurlular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kurluları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır.

 

12. 5510 sayılı Kanun'un iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi, 15/12/2006 tarih ve E.2006/111, K.2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanun'un birçok maddesi ile birlikte, bu Kanun'un yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan, başta 4/1(c) maddesi olmak üzere, hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun'la 5510 sayılı Kanun'da düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanun'a eklenen Geçici 1. ve Geçici 4. maddelerle, 5754 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar yani memurlar ile diğer kamu görevlileri ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanun'la yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır. 5754 sayılı Kanun'un bazı hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesinin 30/03/2011 tarih ve E.2008/56, K.2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

 

13. Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği; ancak, bu Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanun'un 4/1(c) maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanun’un değil 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

 

14. Kaldı ki; T.C. Anayasası’nın 158. maddesindeki “…diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır.

 

15. Dava dosyalarının incelenmesinden, davacının 08/04/1991 tarihinde Türk Standartları Enstitüsünde sigortalı olarak uzman kadrosunda göreve başladığı, 01/05/1995 tarihinde istifa ederek bu görevinden ayrıldığı, 18/09/2006 tarihinde Milli Prodüktivite Merkezi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı kadrosunda idari hizmet sözleşmesi ile aday olarak göreve başladığı, adaylık süresinin sonunda 19/12/2006 tarihli olur ile sözkonusu göreve asaleten atandığı, Milli Prodüktivite Merkezi emrinde görev yapmakta iken 12/07/2012 tarih ve 28351 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6353 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 7. madde hükmü uyarınca Bakanlık makamının 30/07/2012 tarih ve 429 sayılı onayı ile 9 yıl 10 ay 17 gün hizmeti dikkate alınarak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğündeki 5. dereceli Sanayi ve Teknoloji Uzmanı kadrosuna 5. derecenin 1. kademesi kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylık derecesi ve 1300 ek gösterge ile atandığı, davacının 08/04/1991-01/05/1995 tarihleri arasında TSE'de geçen 4 yıl 23 günlük sigortalı hizmetinin, emekliliğe esas aylık ve derecesinin tespitinde değerlendirilmemesine neden olan 31/07/2013 tarihli yazıya konu edilen; davacı D. Ö'in "30/07/2012 tarih, 429 sayılı onay eki listenin 25.sırasında bulunan hizmet süresi bölümündeki "9 Yıl 10 Ay 17 Gün" ibaresinin "5 Yıl 9 Ay 24 Gün" olarak; KHA, EEA, Ek Gös. Bölümündeki "5/1, 5/1, +1300" ibaresinin "7/3, 7/3, +950" olarak tashihi ile bu hizmet durumuna göre yasal terfi tarihi olan 18/09/2012 itibariyle de kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylığının 6. derecenin l. kademesine yükseltilmesine" dair 30/07/2013 tarih, 53997526-903.03.01/778 sayılı işlemin tesisi üzerine, söz konusu işlemin ve bu işlemin devamı niteliğinde bir sonraki terfi dönemi olan Eylül/Ekim 2013 tarihlerinde davacının kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylık kademe ve derecesinin 6/2'ye yükseltilmesine dayanak onay işleminin, yine bu işlemin devamı niteliğinde olan 29/09/2014, 53997526-903.03.01/30848 sayılı davalı idare Personel Dairesi Başkanlığının yazısına konu 29/09/2014 tarih, 2093 sayılı davacının kazanılmış hak ve emekliliğe esas aylık kademe ve derecesinin 6/3'e yükseltilmesine konu onay ve eki terfi işlemlerinin iptali istemiyle davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

 

16. Bu durumda, davacının 1991-1995 yılları arasında 506 sayılı Kanun'a tabisigortalıolarak 4/1(a) kapsamında çalıştığı, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra 2012 tarihinde 4/1(c) maddesi kapsamına alındığı gözetildiğinde, 1991-1995 yılları arasında TSE'de geçen 4 yıl 23 günlük sigortalı hizmetinin emekliliğe esas aylık ve derecesinin tespitinde değerlendirilmemesine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davanın 5510, 5434 ve 5754sayılı Kanun hükümlerikapsamında adli yargı yerinde görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Ankara 25. İş Mahkemesinin 04/11/2021 tarihli ve E.2019/255, K.2021/324 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara 25. İş Mahkemesinin 04/11/2021 tarihli ve E.2019/255, K.2021/324 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

28/11/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

            Başkan                        Üye                              Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                  Üye                              Üye                             Üye

                                                Ahmet                          Mahmut                         Bilal

                                                ARSLAN                      BALLI                     ÇALIŞKAN