Hukuk Bölümü         2008/67 E.  ,  2009/161 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı          : K. Teekanne Gıda San. A.Ş.

Vekili              : Av. A.K.

Davalı            : Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

Vekili              : Av. S.Ü.O. 

O L A Y : K. Teekanne Gıda San. A.Ş.’ne ait 16-22.6.2004 tarihli Aktüel Dergisi’nde yayımlanan "Botany yeşil çay sağlık zincirinde ferah halka” başlıklı reklam ve "Botany sağlıklı bir yaşam için", "Botany form" ve "Botany ninni" başlıklı tanıtım broşürlerinde, 4077 sayılı Kanun’un 4822 sayılı Kanun’la değişik 16. maddesine aykırılık bulunduğundan bahisle Reklam Kurulu’nun 8.3.2005 gün ve 114 sayılı kararı ile, 4077 sayılı Kanun’un 4822 sayılı Kanun’la değişik 17 ve 25/8. maddesi uyarınca 44.975.-YTL idari para ve durdurma cezası verilmiş ve bu karar, Bakanlığın 23.3.2005 gün ve 67 sayılı kararı ile onanmıştır.

            Davacı vekili, bu işlemlerin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 5. İDARE MAHKEMESİ; 30.11.2005 gün ve E:2005/1131, K:2005/1947 sayı ile, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun muhtelif maddelerinden söz ederek, 1.6.2005 tarihinden itibaren, 5326 sayılı Yasa’da sayılan idari para cezası ve idari tedbirlerden oluşan idari yaptırımlar ile diğer yasalarda yer alan idari yaptırımlara karşı, Yasanın 19. maddesinde sayılan istisnai durumlar haricinde sulh ceza mahkemeleri nezdinde dava açılması gerektiği, öte yandan, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 23. maddesinde, bu Kanunun yayınlanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerince bakılır hükmüne yer verildiği, bu durumda, idari yaptırım niteliğindeki dava konusu idari para cezası ve durdurma kararının iptali istemiyle 2.6.2005 tarihinde açılan davanın çözümü adli yargı yerine ait olduğundan Mahkemelerince incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

Davacı vekili, bu kez, söz konusu işlemlerin iptali ile idari para cezasının ve durdurma kararının kaldırılmasına ve ödenen idari para cezasının faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.        

            İZMİR 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 5.1.2007 gün ve 2006/259 D. İş sayı ile, muteriz vekilinin, muteriz şirket hakkında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü tarafından verilen 44.975,00YTL idari para cezası ile durdurma kararına süresi içinde itiraz ettiği, 4077 sayılı Yasa’nın 26. maddesinde, idari para cezası ile birlikte durdurma yaptırımının da bulunduğu ve durdurma yaptırımına karşı itirazın idari yargı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, 5326 sayılı Yasa’nın 27. maddesine 5560 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince eklenen “…8. İdari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görülür…” hükmü göz önüne alınarak itirazı incelemenin idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir. 

            İNCELEME VE GEREKÇE :

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Serdar AKSOY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 6.7.2009 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Davacı vekilinin istemi üzerine Sulh Ceza Mahkemesince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca da Mahkememize gönderilen dosyanın incelenmesi sonucu Başkanlıkça, 9.4.2008 gün ve E:2008/67 sayılı yazı ile, Ankara 5. İdare Mahkemesi’nden 30.11.2005 gün ve E:2005/1131, K:2005/1947 sayılı kararın kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin istenilmesi üzerine adı geçen Mahkemece gönderilen E:2008/840 sayılı yazıda, K. Teekanne Gıda San. A.Ş. vekili Av. Devrim Çukur tarafından Sanayi ve Ticaret Bakanlığı aleyhine açılan davada, Mahkemelerince verilen 30.11.2005 gün ve E:2005/113, K:2005/1947 sayılı kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay 10. Dairesi’nce Mahkemeleri kararının bozulması nedeniyle yeniden esasa alınan 23.7.2008 gün ve E:2008/840, K:2008/1694 sayılı kararı ile “Bozmaya Uyma Dava Ret” kararı verildiği, söz konusu karar davacı tarafından temyiz edildiğinden dava dosyasının 30.1.2009 tarihinde Danıştay Başkanlığı’na gönderildiği, kararın kesinleşmediği bildirilmiştir.

Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin görevsizlik kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. 

S O N U Ç : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 6.7.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.