T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 863

            KARAR NO : 2014 / 922

            KARAR TR   : 13.10.2014

 

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı           : S.J. Sigorta A.Ş.

Vekili              : Av. E. E.

Davalı            : Söke Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. A. Ç.

 

O L A Y          : Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı M. S.’a ait 09 M 2603 plakalı araç ile 03.11.2012 tarihinde Albayrak Caddesi üzerinde Söke Şehir Stadyumu yanına geldiği sırada yolun birden bir metre çaplı çökmesi sonucu sağ arka teker kısmının çukura girmesi sonucu kaza meydana geldiğini, maddi hasar oluşturduğunu hasarın belediyenin sorumluluk sahası içinde meydana geldiğini, sigortalısının 1.055,00 TL hasarını ödeyen müvekkilinin zararın meydana gelmesinde kusuru olan sorumlulardan TTK, BK poliçe ve ilgili kanun hükümlerince sigortalısının haklarına halef olduğundan davalılar rücu imkanına sahip olduğunu davalı aleyhine Söke 1. İcra Müdürlüğünün 2013/434 esas sayılı dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, borçlunun itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin idari mahkemeler olduğunu, meydana gelen zarardan doğalgaz şirketinin sorumlu olduğunu, bu nedenlerle icra takibinin iptali ile davalı idare lehine tazminata hükmedilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

SÖKE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 31.10.2013 gün ve E:2013/433, K:2013/552 sayılı kararında özetle; 2577 sayılı idari yargılama usul yasasının 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarına idari yargı yerinde bakılır. Davacılar davalı belediyenin yolun bakım ve onarımı yapmadığından dolayı kusurlu olduğunu ileri sürüp hizmet kusuruna dayanarak talepte bulunduklarından uyuşmazlığın çözüm yeri adli yargı değil idari yargıdır. (Yargıtay 4. H.D.’sinin 2008/2257 E – 12502 K sayılı emsal kararıda mevcuttur) yapılan yargılama neticesinde itirazın iptali talep edilmiş olduğundan ve davacı tarafından davalı Söke Belediyesi hakkında açılmış olan davanın idari yargının görev alanına girdiğinden yargı yolu bakımından mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeni ile davacı dilekçesinin reddine karar vermiş, verilen bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY 17.HUKUK DAİRESİ: 03.02.2014 gün ve E:2014/406 Esas, K:2014/884  sayılı kararı ile; ”…6100 sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2013 tarihinden itibaren 1.822,00 TL’ye çıkarılmıştır.

Somut olayda, 1.090,86 TL alacak tutarı üzerinden davalının itirazının iptali istemiyle dava açılmış, mahkemece davanın görev (yargı yolu) nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir…” denilmek suretiyle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle; idari yargı yerinde dava açmıştır.

AYDIN 1. İDARE MAHKEMESİ: 04.08.2014 gün ve 2014/545 Esas sayılı kararı ile; 2918 sayılı Yasanın 110. Maddesinin açık hükmü nedeniyle görevli yargı yerinin adli yargı mahkemeleri olduğu, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen maddi zarar nedeniyle davacı sigorta şirketince karşılanan zararın ferileriyle birlikte borçludan tahsil amacıyla icra müdürlüğünde yapılan icra takibine süresinde borçlu belediye tarafından yapılan itirazın istemiyle açılan davanın görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve karar alınana kadar davanın ertelenmesine karar verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 13.10.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinden 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmıştır.

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

 

 

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

 

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Aydın 1. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31.10.2013 gün E:2013/433 K:2013/552 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Aydın 1. İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31.10.2013 gün E:2013/433 K:2013/552 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 13.10.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT