T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS       NO : 2016/451

          KARAR   NO : 2016/551

          KARAR   TR  : 28.11.2016

 

ÖZET: Davacının, taşınmazına imar planında servis yolu ve yeşil alan olarak belirlenmesi suretiyle el atıldığı nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü maddi zararın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte giderilmesi istemiyle açtığı davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı            : H.K.

            Vekili               : Av. Ç.S.

Davalılar         : 1- Antakya Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. M.G.Y.

                          2- Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. D.A.K.  

                                                          

O L A Y          : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Hatay İli, Antakya İlçesi, Odabaşı Mıntıkasında bulunan 1016 numaralı parselde hissedar olduğunu; söz konusu taşınmazın imar planında servis yolu ve yeşil alan olarak tahsis edilmesi nedeniyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle 50.000,00 TL’nın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde; davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

HATAY İDARE MAHKEMESİ : 26.11.2015 gün ve E:2014/514 sayı ile, taşınmazın imar planında servis yolu ve yeşil alan olarak planlanması nedeniyle tasarruf hakkının kısıtlandığı iddiasına, dolayısıyla bir idari işleme dayandırıldığı davalı idarece taşınmazın fiilen kullanılması nedeniyle davanın adli yargı yerinde açılması gerektiği ileri sürülmekte ise de, fiilen kullanımın dayanağını imar planının oluşturduğu anlaşıldığından Kamulaştırma Kanunu Hükümleri uyarınca davanın görüm ve çözüm yerinin idari yargı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davalı Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. 

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Davaya konu olayda, davacının maliki olduğu taşınmazın servis yolu ve yeşil alan olarak ayrılmasına rağmen idare tarafından yasada öngörülen süreyi de aşkın uzun bir süre kamulaştırma işlemlerine başvurulmadığı gibi, bir kısmının bölünmüş yol içinde bırakılmak suretiyle taşınmaza fiilen el atıldığı, bu suretle davacının taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlandığının anlaşıldığı; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/2/1959 günlü, 1958/17 E, 1959/15 K sayılı kararında, kamulaştırmasız el atma kavramının “İdarenin kanunsuz bir hareketi” olarak tanımlandığı ve bu eylemden kaynaklanan davaların mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davası mahiyetinde olduğu ve bu bakımdan adli yargının görevli olduğunun kabul edildiği; bu nedenle, davalı idarenin imar mevzuatı hükümlerine tam uygun olmayan ve hareketsizlikle beraber kısmen ve fiilen araziye yönelik tecavüzünün kamulaştırmasız el atma temelinde haksız fiilden kaynaklanan ve adli yargının görev alanına giren bir dava olduğu; bu nedenle, açılan davanın adli yargı yerinde görüm ve çözümünün gerektiği gerekçesiyle 2247 sayılı Kanunun 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca 10.maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşıldığından, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Hatay İli, Antakya İlçesi, Kavaslı Köyü, 1016 nolu parselin 130 m2’lik bölümünün maliki olan davacının, taşınmazına imar planında servis yolu ve yeşil alan olarak belirlenmesi suretiyle el atıldığı nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü 50.000,00 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte giderilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, Hatay İli, Antakya İlçesi, Odabaşı Mahallesi, Kavaslı Mıntıkasında bulunan 1016 nolu taşınmazın kadastro yenilemesi sonucu numarasının değişerek 1816 ada, 24 parsel olduğu; 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planına göre kısmen 60 metrelik “İmar Yolu” kısmen de “Yeşil Alan”  olarak planlanan alan içerisinde kaldığının tespit edildiği; taşınmazın 1983 tarihli imar planı ile ilk kez yol olarak belirlendiği; bu tarihten sonra 9.5.2003 tarih 2003/3 sayılı ve 5.7.2011 tarih 41 sayılı mülga Odabaşı Belediye Meclisi kararıyla 2 kez İmar Planı Revizyonu yapıldığı; her ne kadar davacı vekilince, dava dilekçesinde, imar planında taşınmazın tamamının yeşil alan ve servis yolu olarak tesis edildiği belirtilmiş ve taşınmaza fiili olarak el atılıp atılmadığına tam olarak açık bir şekilde yer verilmemiş olsa da, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin 24.7.2015 günü mahkeme kayıtlarına giren savunmasında ve uydu fotoğraflarında taşınmaza fiilen el atıldığının açık bir şekilde belirtildiği ve gösterildiği anlaşılmıştır.  

Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, davalı Bakanlıkça, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın taşınmaz üzerinde yol yapılması suretiyle taşınmaza el atılması karşısında, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görevine girdiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazını reddeden Hatay İdare Mahkemesinin 26.11.2015 gün ve E:2014/514 sayılı Görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazını reddeden Hatay İdare Mahkemesince verilen 26.11.2015 gün ve E:2014/514 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.11.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Nuri 

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

 Yüksel

 DOĞAN