Ceza Bölümü         2010/10 E.  ,  2010/10 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :K.H. 

Sanıklar         :1- S.T.

                         2- K.I.

             O L A Y          : Hakkari/Çukurca 3. J. Snr. Tb. Kh. Ds. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanıklar J.Er S.T. ile J. Er K.I.’ın, 17.12.2004 günü saat 12.30 sıralarında kapısını zorlayarak girdikleri subay gazinosundaki barın köşesinde bulunan bir koli efes kutu birasını bulunduğu yerden gizlice alarak banyoda içtikleri, böylece, hırsızlık suçunu işledikleri ileri sürülerek, eylemlerine uyan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 492/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 24.12.2004 gün ve E: 2004/1914, K: 2004/1067 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

JANDARMA ASAYİŞ KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 2.8.2007 gün ve E:2007/1180, K:2007/671 sayıyla; sanıklara yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve yargılama aşamasında terhis edilmiş olmaları nedeniyle sanıkları yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Çukurca Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

ÇUKURCA ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 18.2.2009 gün ve E:2008/3, K:2009/40 sayıyla; sanıklara yüklenen eylemin, askerlik hizmeti sırasında işlendiği ileri sürüldüğünden ve suça konu içkilerin de askeri erzak kapsamında bulunduklarından 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gerekçesiyle itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce 1.6.2009 gün ve E:2009/19, K:2009/19 sayılı karar ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, Çukurca Asliye Ceza Mahkemesi’nce tekrar görevsizlik kararı verilerek, belirtilen eksiklik giderilip verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilen dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU, Hasan DENGİZ, Bilgin AK, Y. Sezai KARAA’nın, katılımlarıyla yapılan 1.3.2010 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Her ne kadar Çukurca Asliye Ceza Mahkemesi’nce iki kez görevsizlik kararı verilmiş ise de, yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ’ın adli yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Yalçın DİLSİZOĞLU’nun davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.     

 Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. 

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. 

Öte yandan, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde, “1-Askeri bir hizmet yaparken veya vazifeyi suistimal ederek bir hizmet veya vazifeden ötürü tevdi veya emanet edilmiş olan para veya kıymeti ne olursa olsun bir eşyayı yahut kendisine tevdi veya emanet edilmiş olmasa bile her türlü askeri erzak, eşya ve hayvanları çalanlar veya zimmetine geçirenler, yahut ihtilas edenler veya satanlar, yahut rehine verenler ve bunları bilerek satın alanlar veya rehin kabul edenler veya gizleyenler beş seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılırlar.

Az vahim hallerde, altı aydan üç seneye kadar hapis cezası hükmolunur.

Çalınan veya rehin edilen mallar bulunursa geri alınır. Yok edilen eşya, hayvan ve sairenin değerlerinin ödettirilmesine de hükmolunur.

2- Yukarıki fıkrada yazılı fiiller silah, cephane veya herhangi bir müdafaa vasıtasına taallük ederse ceza arttırılır.

3-Yukarıki iki fıkrada yazılı fiiller seferberlikte yapılırsa yapanlar hakkında on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis, az vahim hallerde iki seneden aşağı olmamak üzere beş seneye kadar ağır hapis cezası verilir” denilmiştir. 

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, sanıkların yüklenen eylemi askerlik hizmet ve görevleri sırasında işledikleri ve eylemin askeri suç olduğu ileri sürülerek yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, subay gazinosu ve askeri kantinlerde satışa sunulan malın ve satıştan elde edilen paranın askeri eşya vasfında bulunmadığı nedeniyle suçun Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenen suç kapsamında olmadığı, Askeri Yargıtay içtihatlarının da bu doğrultuda oluştuğu gözetildiğinde, askeri erzak ve malzeme niteliğinde olmadığı anlaşılan bir koli efes birasının gazinodan alınması eyleminin “hırsızlık” suçu kapsamında tartışılabileceği, bu suçun ise Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği, Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenen “askeri suç” kapsamında değerlendirile-meyeceği sonucuna varılmıştır. 

Öte yandan, iddia edilen suçun asker kişiye karşı, askerlik hizmet ve görevleri nedeniyle işlenmediği gibi askeri mahalde işlense dahi sanıkların yargılama aşamasında terhis edildikleri dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. 

353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanıklara yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Çukurca Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Çukurca Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18.2.2009 gün ve E:2008/3, K:2009/40 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.3.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.