T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/384

KARAR NO  : 2023/67      

KARAR TR  : 23/01/2023

ÖZET: Davacıların maliki olduğu taşınmaz üzerindeki yapıların demiryolu yapım çalışmaları sırasında tünel ve viyadükler için yapılan patlatmalar ve bundan kaynaklı sarsıntılar nedeniylezarar gördüğünden bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

         

Davacılar : G. Ç ve diğerleri.

Vekili        : Av. G. Ç. E

Davalı       : TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü

Vekili         : Av. F. Ö

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1.Davacılar vekili, Ankara ili, Elmadağ ilçesi, Yenimahalle'de .... ada, ....sayılı parselde kayıtlı taşınmazın müştereken maliki olan davacıların taşınmazının bulunduğu bölgede "Ankara - Sivas YHT hattı" demiryolu yapım çalışmaları sırasında tünel ve viyadükler için yapılan patlatmalar ve bundan kaynaklı sarsıntılar nedeniyle taşınmaz üzerindeki muhdesat ve yapılar ile dikili ağaçların zarar gördüğünden bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın ve mahrum kalınan kira bedelinin tazmini istemiyle adli yargı yerinde yapılan tespitin ardından idari yargı yerinde tam yargı davası açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Ankara 4. İdare Mahkemesi 13/06/2019 tarihli ve E.2019/1037, K.2019/1195 sayılı kararı ile; "taşınmaza fiilen el atılması ve haksız fiil nedenleriyle adliyargı yerinin görevli olduğu" gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Bu karar, istinaf edilmeksizin 16/12/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

 

3. Davacılar vekili, bu kez maddi tazminatın ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesi 27/01/2021 tarihli ve E.2019/304, K.2021/50 sayılı kararı ile; "haksız fiil sebebiyle uğranılan zararın tazmini gerektiği" gerekçesiyle, davanın kabulüne karar vermiştir. Bu karar, davalı tarafça istinaf edilmiştir.

 

5. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 20/04/2022 tarihli ve E.2021/718 sayılı kararı ile, "idarenin hizmet kusurundan kaynaklı uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği" gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve istinaf incelemesinin ertelenmesine karar vermiştir.

 

6. Aynı Mahkeme, 29/04/2022 tarihli ve E.2021/718 sayılı üst yazısı ile, idari ve adli yargı dava dosyalarını Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

7. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralı getirilmiştir.

 

B. Yargı Kararları

 

8. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının, III. Bölümü şöyledir:

 

İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

9. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL’ın başkanlığında, ÜyelerNilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 23/01/2023 tarihli toplantısında;2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli yargı yerince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece adli yargı dosyasının ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

 

B. Esasın İncelenmesi

 

10. Raportör-Hakim Murat UÇUR'un davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

11. Dava, davacıların müştereken maliki olduğu taşınmazın bulunduğu bölgede "Ankara - Sivas YHT hattı" demiryolu yapım çalışmaları sırasında tünel ve viyadükler için yapılan patlatmalar ve bundan kaynaklı sarsıntılar nedeniyle taşınmaz üzerindeki muhdesat ve yapılar ile dikili ağaçların zarar gördüğünden bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın ve mahrum kalınan kira bedelinin tazmini istemiyle açılmıştır.

 

12. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

 

13. Somut olayda, "kamulaştırmasız fiilen el atma" ve "hizmet kusuru" hallerinin karşılaştırılması gerekmektedir. Kamulaştırma yapmaya yetkili devlet kamu tüzel kişileri kamu kurumları veya kamu yararı bulunması halinde adlarına kamulaştırma yapılacak gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, hukuka uygun bir kamulaştırma işlemi yapmaksızın, bir kimsenin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malına sahiplenme kastıyla ve kalıcı olarak el koyup, taşınmazüzerine bir tesis veya bina yapar yahut da o taşınmaz malı bir hizmete tahsis ederek mal sahibinin taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkını engellerse, kamulaştırmasız fiilen el atmış sayılacağı, kamu hizmetinin yerine getirilmesi sırasında veya sebebiyle idarenin belli bir görevlisine atıf ve izafe edilmesi mümkün bir kişisel kusur ile ortaya çıkmış olmayan, kamu hizmetinin bizzat kuruluş, işleyiş veya teşkilatlanmasındaki aksaklık bozukluk, düzensizlik, eksiklik ve sakatlık halinde karşımıza çıkan kusura hizmet kusuru denildiği açıktır.

14. Bu durumda, sahiplenme ya da kamulaştırma kastıyla el koyma niteliğinde olmayan ve yine müdahalenin önlenmesi talebini içermeyen davanın, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerekir.

 

15. Kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağı kuşkusuzdur.

 

 

16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 4. İdare Mahkemesinin 13/06/2019 tarihli ve E.2019/1037, K.2019/1195 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 4. İdare Mahkemesinin 13/06/2019 tarihli ve E.2019/1037, K.2019/1195 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

23/01/2023 tarihinde, OY BİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.      

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

          Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

            TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN