T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/419

KARAR NO  : 2020/550      

KARAR TR  : 28/09/2020

 

ÖZET: İcra ve İflas Kanununun 67. maddesıne göre açılan itirazın iptali davasının, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R

 

          Davacı   : M.S. A.Ş

          Vekilleri : Av.T.K. Av. S.K.Ö.

          Davalı : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB)

          Vekili    : Av. F.C.A.

 

          O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketçe kasko sigortalı 34 A... plakalı aracın 09.03.2018 tarihinde kaldırımda park halindeyken, yangın söndürmeye gelen itfaiye ekibinin aracından düşen yüksek basınçlı müdahale hortumunun ucundaki aparatın sigortalı araca vurması sonucu oluşan hasarın tazmin edildiğini, ancak olayda kusurlu bulunan davalı tarafça hasar bedelinin ödenmemesi üzerine, İstanbul 34. İcra Müdürlüğünün 2019/7740 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlu olduğu iddia edilen İBB’nin söz konusu dosyaya yapmış olduğu haksız itiraz ile takibin durduğunu, davalının yaptığı haksız itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini, takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle karşı adli yargı yerinde dava açmıştır.

          İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 07.11.2019 gün ve E:2019/180, K:2019/448 sayılı dosyada “Belediyelerin de içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişileri, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir" görüşüyle "yargı yolu caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine" dair verdiği karar istinaf edilmeksizin 14.01.2020 tarihinde kesinleşmiştir.

          Davacı vekili, bu kez aynı taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

          İSTANBUL 9. İDARE MAHKEMESİ: 26.02.2020 gün ve E:2020/192 sayılı kararı ile “...2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Kanunda iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, İkincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

          Anılan Kanunun değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Dava dosyasının incelenmesinden; Davacı şirket tarafından, İstanbul 34. İcra Müdürlüğü'nün 2019/7740 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibine ilişkin borçlu tarafından yapılan itirazın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

          Bu durumda; davacı şirket tarafından, İstanbul 34. İcra Müdürlüğü'nün 2019/7740 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibine ilişkin borçlu tarafından yapılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü yukarıda aktarılan yasa kuralları uyarınca adli yargı yerlerine ait olduğundan, davanın görev yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görev yönünden reddine, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirlenmesi için dava dosyasının ve idari yazışmayla temin edilen İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2019/180, K:2018/448 sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine" karar vererek, 10/06/2020 gün, 2020/192 esas no'lu üst yazı ile Mahkememize başvurmuş, başvuru 09/07/2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

              Uyuşmazlık Mahkemesinin Burhan ÜSTÜN’ün başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Birol SONER, Suna TÜRE, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2020 tarihli toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

              II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

              Dava, davacı şirket tarafından sigortası yapılan taşıtta oluşan hasar sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin tahsili amacıyla İstanbul 34. İcra Müdürlüğünün 2019/774 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu belirtilerek, davalı idarenin yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

          2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş, değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

          İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

          İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

          Söz konusu 67. Madde: Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

          Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.

          İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

          Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

          Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

          Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

          Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.11.2019 gün ve E:2019/180, K:2019/448 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.11.2019 gün ve E:2019/180, K:2019/448 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.09.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Burhan

ÜSTÜN

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Birol

SONER

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN