Davacı : H.S. Davalı : Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü Vekili : Av. Ç.B.Ö. O L A Y : 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi Tekniker pozisyonunda çalışırken, 16.10.2000 tarihli hizmet akdini imzalayarak 4502 sayılı Kanun uyarınca 4857(1475) sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi, kapsam dışı personel olarak işçi statüsüne geçen ve dava sürerken, Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin özelleştirilmesinin ardından, 406 sayılı Yasanın Ek.29., 4046 sayılı Yasanın 22. Maddesine göre başka bir kamu kurumuna atanan ve halen 657 sayılı Yasaya tabi olarak çalışmakta olan davacı; Samsun İl Telekom Müdürlüğü, Canik Telekom Müdürlüğü'nde Tekniker olarak görev yaparken; ikinci bir emre kadar Santraller Müdürlüğü emrinde geçici olarak görevlendirilmesine ilişkin 24.11.2005 günlü, 312281 sayılı ve ikaz edilmesine ilişkin 19.12.2005 günlü, 33630 sayılı Samsun İl Telekom Müdürlüğü işlemlerinin iptali istemiyle 25.1.2006 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır. SAMSUN İDARE MAHKEMESİ: 21.04.2006 gün ve E: 2006/185, K: 2006/1198 sayı ile; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin, Danıştay'da daire başkanı’nın görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından; a) Görev ve yetki,b) idari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süre aşımı f) Husumet, g) 3.ve 5.maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 6.fıkrasında, yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15.madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiş; Kanun'un 15/-a maddesinde de, 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceğinin hükme bağlanmış olduğu; diğer yandan, 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4502 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu,Ulaştırma Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,Telsiz Kanunu ve Posta,Telgraf ve Telefon idaresinin Biriktirme ve Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 1 nci maddesinde; "Türk Telekom, bu kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi anonim şirkettir." hükmü, geçici 3. maddesinde ise, Türk Telekomünikasyon A.Ş. 233 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin ekindeki "B- Kamu iktisadi Kuruluşları ( KiK)" bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır." Hükmü, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 23.5.2001 tarih ve 24410 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4673 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu, Posta, Telgraf ve Telefon idaresinin Biriktirme ve Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile Ulaştırma Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik yapılması Hakkında Kanun ile değiştirilen 1 nci maddesinde; " Türk Telekom bu kanun ve Özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri dahil sermayenin yarısından fazla kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz" hükmüne yer verilmiş bulunduğu; öte yandan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1.maddesinde, İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözümleneceğinin kurala bağlandığı; dosyanın incelenmesinden; davacının 1475 sayılı iş Kanunu hükümlerine göre çalıştığı görülmekte olup, bu itibarla iş mahkemesinin (veya bu sıfatla görev yapan mahkemenin) görevine giren uyuşmazlığın Mahkemelerince sonuçlandırılmasına hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle; 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş; itiraz üzerine, Samsun Bölge İdare Mahkemesince, 28.02.2007 gün ve E: 2007/155, K:2007/138 sayı ile, davacının itiraz isteminin reddine, Samsun İdare Mahkemesi'nin kararının esasa ilişkin kısmının onanmasına, davalı idare itirazının kabulüne, kararın davalı idare lehine avukatlık ücreti hükmedilmemesine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiş; karar düzeltme istemi de reddedildiğinden, İdare Mahkemesinin görevsizlik kararı kesinleşmiştir. Davacı, aynı istemle bu kez, 4.6.2007 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır. Samsun 1. İş Mahkemesi: 22.09.2008 gün ve E: 2007/6 D.İş, K:2008/6 sayı ile; dosyaya Samsun İdare Mahkemesinin,2006/185 esas sayılı dava dosyasının celp edildiği, dosyanın tetkikinden davanın taraflarının ve konusunun aynı olduğu ve görevsizlik kararı verildiği, bu kararın kesinleştiği; dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiş, 2007/367 esas, 2008/128 sayılı kararı ile davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna, Samsun İdare Mahkemesinin 20.09.2005 gün ve 2005/1261, 2005/1599 sayılı kararı ile görevsizlik kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiğinin anlaşılmış olduğu; Uyuşmazlık Mahkemesinin 5.5.2008 günlü 2008/124 karar sayılı davayı çözen kararına göre, Türk Telekom ile kapsam dışı personel arasında özelleştirme tarihinden önce doğan uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesine karar verilmesi ve mahkemelerinin başvurusunun kabul edilerek Samsun İdare mahkemesinin 20.06.2006 gün ve E: 2006/41 , K. 2006/1835 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilişi nedeniyle, davacının dava dilekçesinin 1. nolu paragrafında belirtilen talebi ile uyuşmazlık kararı ve mahkemelerinin kararı örtüştüğünden 1. nolu talep gereğince bu talebe uygun şekilde karar verilmiş, buna göre davacı lehine yargılama giderlerine de hükmedilmiş olduğu; dava adli ve idari yargı arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olmakla görevsizlik kararı verilmemiş, teknik manada dilekçenin görev yönünden reddine karar verilerek ve Samsun İdare Mahkemesi görevli görülerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş bulunduğu gerekçesiyle; davacının dava dilekçesindeki 1 nolu talebinin KABULU ile, dilekçenin görev yönünden REDDİNE karar vermiş; kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi; 09.02.2009 gün ve E:2008/44188, K:2009/1746 sayı ile, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının, 14.11.2005 olan özelleştirme tarihine kadar olan sürede kapsam dışı personelin davalı ile olan uyuşmazlıklarında çözüm yerinin idari yargı yeri olduğuna ilişkin bulunduğu; Davacının bu davada özelleştirme sonrası gerçekleşen 19 ve 24.11.2005 günlü işlemlerin iptalini talep ettiği, dava dilekçesinde, bu işlemlerin 9.12.2005 günü gerçeklesen olaydan kaynaklandığı gibi, 406 sayılı yasanın 3.7.2005'de değişen ek 29. maddesinin 1. fıkrası gereğince davalı da kamu hisselerinin yüzde ellinin altına düşmesinden itibaren 180 gün aylıksız izinli sayıldığı ve kamu personeli olma statüsünün devam ettiği sürede gerçekleştiğini, esasen bu sürede nakil hakkını kullanarak kamuya memur olarak atandığını belirterek 19 ve 24.11.2005'de de kamu personeli olduğunu iddia ettiği, Davacının sicil dosyasının celbedilerek, bu davanın konusunu oluşturan 19 ve 24.11.2005 tarihlerinde de kamu personeli olup olmadığının esastan incelenerek çözümlenmesinin gerektiği; öte yandan benzer bir konuda idari yargının görevli olduğuna ilişkin bir yargı kararı olması nedeniyle, görevli olmadığını düşünen mahkemenin, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu ve İşleyişi ile ilgili yasanın 19. maddesi gereğince görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesine göndermesi ve sonucuna göre hüküm oluşturması gerekirken, bu yapılmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle; temyiz olunan kararın bozulmasına karar vermiş; SAMSUN 1. İŞ MAHKEMESİ; 17.06.2009 gün ve E: 2009/3 D.İş sayı ile; Mahkemelerince bozmaya uyulduğu, yapılan araştırmada davacının 9,19 ve 24.11.2005 tarihlerinde iş mevzuatına tabi kapsam dışı statüde çalıştığı, 18.04.2006 tarihi ile 12.07.2006 tarihleri arasında naklen ataması yapılmak üzere devlet personel başkanlığı havuzunda bekletildiği belirtilmiş olmakla, tomar dosya bir bütün halinde incelendiğinde; işlemin yapıldığı tarihte davacının statüsünün kamu otoritesi tarafından belirlendiği, yine havuzda bekletildiği, işleme konu tarihte de kapsam dışı personel statüsünde olduğu, bu kişilerin hizmet akdiyle çalıştırılsa bile sendikaya üye olamama, toplu iş sözleşmesinden yararlanamama, nakil hakkının bulunmaması göz önüne alınarak İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1 C maddesi nedeniyle davanın idari yargıda bakılması gerektiğinin anlaşıldığı, mahkemelerince daha önce verilen erteleme kararı ve uyuşmazlık mahkemesinin idari yargıyı görevli kılan kararı da göz önüne alınarak 2247 sayılı yasanın 19. maddesi gereğince karar verilmek üzere dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Mahkemece bir karar verilinceye kadar dava dosyasının esasının açık bırakılarak davanın ertelenmesine karar verilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 03.05.2010 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, İş Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, Davacının, iş mevzuatına tabi, kapsam dışı personel statüsünde tekniker unvanı ile görev yaparken; ikinci bir emre kadar Santraller Müdürlüğü emrinde geçici olarak görevlendirilmesine ilişkin 24.11.2005 günlü, 312281 sayılı ve ikaz edilmesine ilişkin 19.12.2005 günlü, 33630 sayılı Samsun İl Telekom Müdürlüğü işlemlerinin iptali istemiyle açılmıştır. 1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır. 27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa’nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır” denilmiş; anılan fıkra hükmü 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır”; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır…” denilmiştir. Öte yandan; 406 sayılı Yasa’nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, “Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür” denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, “Ancak, Türk Telekom’daki kamu payı %50’nin altına düştüğünde, Türk Telekom’un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur” denilmiş; 4502 sayılı Yasa’nın Geçici 3. maddesi ile de Türk Telekomünikasyon A.Ş., 233 sayılı KHK’nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır. Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır. Bu sürece paralel olarak Türk Telekom personelinin durumu incelendiğinde: Türk Telekom A.Ş., 4502 sayılı Yasa’nın 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 29.1.2000 tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir. Anılan 4502 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, “a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Bu personel hakkında bu Kanunda öngörülen hükümler saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; “a) Personelin statüsü:(Ek ibare: 12.5.2001-4673/6. md.) Türk Telekomdaki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır.(Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16.6.2004-5189/12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur” hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan Türk Telekom çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır. 406 sayılı Yasa’nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek 4.4.2000 tarih ve 24010(Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan 31.3.2000 tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan “Türk Telekomünikasyon A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği” adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun 31.8.2000 tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur. Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 29.1.2000 tarihi ile 5189 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 2.7.2004 tarihleri arasında geçerli olmuştur. Anayasa’nın 128. maddesinde, “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” denilmiştir. 406 sayılı Yasa’nın Ek 29. maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır…” denilerek, yasakoyucu tarafından Türk Telekom’da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır. Olayda, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi Tekniker pozisyonunda çalışırken, 16.10.2000 tarihli hizmet akdini imzalayarak 4502 sayılı Kanun uyarınca 4857(1475) sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi, kapsam dışı personel olarak işçi statüsüne geçen ve dava sürerken, Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin özelleştirilmesinin ardından, 406 sayılı Yasanın Ek.29., 4046 sayılı Yasanın 22. Maddesine göre başka bir kamu kurumuna atanan ve halen 657 sayılı Yasaya tabi olarak çalışmakta olan davacı; Samsun İl Telekom Müdürlüğü, Canik Telekom Müdürlüğü'nde Tekniker olarak görev yaparken; ikinci bir emre kadar Santraller Müdürlüğü emrinde geçici olarak görevlendirilmesine ilişkin 24.11.2005 günlü, 312281 sayılı ve ikaz edilmesine ilişkin 19.12.2005 günlü, 33630 sayılı Samsun İl Telekom Müdürlüğü işlemlerinin iptali istemiyle 25.1.2006 gününde uyuşmazlığa konu edilen davayı açmış bulunmaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) (Değişik : 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” İdari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir. İncelenen uyuşmazlıkta, davalının özel hukuk tüzel kişisi olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksızdır. Buna göre, davacının kapsam dışı personel statüsünde tekniker olarak çalışırken, davalı Kuruluşun 24.11.2005 ve 19.12.2005 günlü işlemlerinin iptali istemiyle açtığı davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, İş Mahkemesinin başvurusunun reddi gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İş Mahkemesi’nce 17.06.2009 gün ve E: 2009/3 D.İş sayı ile yapılan BAŞVURUNUN REDDİNE, 03.05.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.